bu günden daha üzücü olanı, sırf erdoğan gitsin diye kendi cumhurbaşkanının (seversin/sevmezsin) darbeyle devrilmesini bekleyen kendini aydın zanneden darbeye tiyatro deme zavallılığı içinde bulunan bir kesmin olduğunu görmekti.
herkesin gözü önünde olmuş darbe girişiminin 1nci yıldönümünde erdoğan karşıtları darbe sevici hale geldiler ne yazıkki.
Hayatımın en uzun ama aynı zamanda en anlamlı gecesiydi. Sokağa çıktım, bu kadar şehit ve Gazi'nin yanında birşey yaptım diyemem ama o ruhu sonuna kadar hissettim. Çanakkale'yi geçilmez kılan, kurtuluş savaşını kazanan o ruhu buram buram kokladım. inanılmazdı, hiçbir zaman unutmayacağım ve onu değersizleştirmeye çalışan soysuzlara karşı hep mücadele edeceğim.
Şöyle ki; sizin ideolojik saplantılarınıza ve elitistliğinize dayanan yorum ve teorileriniz zerre umrumda değil. Nitekim bu yorumları yapanların o gece ne yaptıklarını çok iyi hatırlıyor ve biliyorum. Konuyla ilgili ilk yorumu "askerleri dövdüler" demek olan kansızların dedikleri kesinlikle art niyetlidir.
15 temmuz öyle bir olaydır ki, vatanı söz konusu olduğunda sıradan bir vatanseverin nasıl bir kahramana dönüşebildiğini göstermiştir bize. Çanakkale'deki ruhun, kurtuluş savaşındaki kahramanlığın hala o temiz halkımızın yüreğinde yaşadığını göstermiştir.
Öyle ki Seyit onbaşı ile Ömer Halisdemir'in farklı olduğunu kimse iddia edemez.
Öyle ki köprüde mermilere bombalara göğsünü siper edenlerle, Çanakkale'de mermi yağmuruna süngü hücumu yapanlar nasıl farklı olabilirler...
kim diyebilir ki o tankların önüne tek başına gidip "siz bunu nasıl yaparsınız" diyen genç kız farklıdır nene hatundan...
kim iddia edebilir kağnısı ile mermi taşıyan kadınların farklı olduğunu, kamyonuyla insanları meydana taşıyan Şerife abladan...
Ya da kim söyleyebilir farklı olduğunu saçı kınalı Mehmetçiklerle, babasının yanında şehit olan 17 yaşındaki Abdullah'ın...
Farklı mıdır sizce ÖSS derecesi yapmış, geleceğin büyük hukukçularından olacak 20 yaşındaki Ömer'in şehadeti, gidip de geri gelmeyen 15'lilerden...
Düşündükçe gözlerim doluyor, süs havuzunda abdest alıp şehadete koşanları...
Anlayamadığınız şey de bu işte bence... Her gün aşağıladığınız hakir gördüğünüz insanların, bir anda nasıl böyle kahramanlara dönüştüğünü çözemiyorsunuz. Hazmedemiyorsunuz bu ülkeyi kurtaranların onlar olduğunu, aynı Çanakkale'de Kurtuluş savaşında olduğu gibi... işte bu yüzden durmadan karalıyorsunuz bu büyük günde yaşananları... Küçültmeye değersizleştirmeye çalışıyorsunuz, tiyatro bilmem ne diyerek...
Ama unutmayın ki hiçbir teoriniz bu büyük hainliği açıklamaya yetmiyor. Hiçbir teoriniz de bu büyük kahramanlığı karalamaya yetmeyecek... Ama bu kimin işine yaradı, ama bunları kim bu kadar büyüttü, ama insanları sokağa çağırdı, ama insanlar demokrasi için değil Tayyip için çıktı... dediğiniz insanlar olmasaydı; bugün Ömer Halisdemir'in mezarı bile belli olmayacak, özel harekatta kendi ülkesinin bombası ile şehit edilen 50 küsür kahramanın esamesi okunmayacak, bunları dile getirmeye çalışanlar da Yunanistan'a kaçacak kadar küçülebilen orospu çocukları tarafından içeri atılacaklardı.
Bu ülkenin has insanlarının yüreğindeki iman 15 temmuz günü hala Çanakkale'deki gibi Sakarya'daki gibi taptaze olduğu yerde durduğunu apaçık göstermiştir. Bu vatanın gerçek sahipleri onlardır. Selam olsun o gece ecdadı gibi yürüyebilen yiğitlere... Selam olsun o gece ülkesi işgal edilmesin diye kanını akıtan şehit ve gazilere... Allah cümlesinden razı olsun ve bize de onların emanetine hakkıyla sahip çıkabilmeyi nasip etsin.
200’den fazla insanın ölüme siper edildiği, mevzudan bîhaber askerlerin dövülüp katledildiği, bu esnada koltuk fetişlerinin kıçını kurtarmakla meşgul olduğu, benim şahitlik ettiğim tarihin en büyük cinnetinin yaşandığı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nüz kutlu olsun.
O gun hatirladigim aci uzuntu anlatilamaz boyuttaydi kadikoyde yasadigim icin uzuntum daha da katlandi cunku cogunlugu bankamatiklere marketlere kosmakta korkudan evlerine saklanmaktaydilar. Bircogu fenerbahceden ordu evinden tanklar yururken alkisliyordu. Ben ve dostlarim uzuntu icerisindeydik her an birilerinden haber alip ona gore hareket etmek niyetindeydik. O gun nedenini bilmiyorum helikopter sesleri bana garip geldi yakinlarima bir tuhaflik oldugunu soyledim ama darbe girisimi aklimin ucundan gecmedi. Ne zaman ki Erdogan face time ile baglandi o an basimdan asagi kaynar sular dokuldu gozlerimden yaslar suzuldu kalbim buyuk bir aciyla sizladi vatanimmmmm canim ulkemm bu ulke bu millet bu vatan icin canimiz feda olsun. Allah bir daha boyle bir gunu yasatmasin. Icerdeki aptallarda artik biraz kendine ceki duzen verip yanimizda saf tutsun yoksa elin abdlisinin almanin kopegi olurlar ayni can dundar vb. gibi kardesce yasamak buyumek yeniden dunyaya birseyler katmak istiyorsak birlik olmamiz gerekiyor. Osmanliyi bole parcalaya Turkiye kaldi simdi Turkiyeyi de iyice sıkıstirmak istiyorlar Turkiyeyi ucurumun kenarina suruklemek istiyorlar ya öleceğiz ya olacağız bu sistemi bu dunya duzenini anca yigitce carpisarak degistirebiliriz. Artik eziklikten korkakliktan kurtulma ayaga kalkma zamanidir.
Kadıköy cihangirin yiğit çocukları o gece banka ve market kuyruklarında tir titrerken
Aşağıladıkları hor gördükleri insanlar ise devleti milleti için tankın önüne yatıp helikopter ateşine gülümsüyordu.kazanacakların kazandığı gecedir .şehitlerin ruhu şad olsun.
işgal hateketinin başladığı ve aynı gün sonlandırıldığı hain girişimin destansı mücadele ile tarihe gömüldüğü gündür 15 temmuz. Birilerinin zoruna gitsede azınlık ürür çoğunluk yürür.
Whatsapp durum mesajlari bile 15 temmuz darbeye direnis temali. Vay be... o kadar savas yil donumu, milli seferberlik yillari, kurtulus savasi bitimi kutlamalari,milli bayramlar, pkk Ile savasan yigitlerin yildonumleri oldu. Ama hic Boylesine bir anma kutlama gormedi. Bir suru insan hayatini kaybetmis 1 yil gecmis.Yas gunu olmasi gereken gun coskuyla aniliyor. (bkz: irony of life)
(bkz: toplumsal bellek)
(bkz: toplum mühendisliği) Ile cok alakali bir gun aslinda.
(bkz: 15 temmuz 2017)
...
(bkz: The truman show)u hatirlatiyor Bana bu gun. Biz NE Zaman uyanicaz bu iluzyondan bilmiyorum.
"ne istediniz de vermedik" ve benzeri siyasi yorumları bir kenara bırakıyorum.
15 temmuz 2016 gecesi ankara'da idim. henüz tv'de vs hiçbir şey yokken jetlerin seslerini duyuyor, anlam veremiyor, olağanüstü bir tatbikattir vs diyordum. çok geçmeden tabi işin rengi belli oldu ve bu sefer jetlerin seslerinin yanında bomba seslerini duyar, çatışmaları görür olduk canlı gözle. lakin tüm bu şahitliğim şehre hakim bir evin camından oldu. tüm geceyi de elimde telefon aileme ve arkadaşlarıma evde kalmaları gerektiğini söyleyerek geçirdim. hem aklımda ( balyoz sürecinden de sebep ) çeşitli sorular vardı, hem de söz konusu kalkışmayı ordu içinde gayet ufak, heyecan arayan birkaç maceraperestin yaptığını düşündüm ve sokağa çıkıp düzenin bozulmasına ve olası bir karışıklığa izin verilmemesi gerektiğini, devlet kontrollü güvenlik güçlerinin olayı kısa sürede kontrol altına alacağını düşündüm. belki biraz da korktum bilmiyorum. neden bilmiyorum? çünkü zaten saydığım sebeplerden dolayı dışarı çıkmayı düşünmemiştim onun için hiç cesaret-korku arasında kalmadım.
lakin iş biraz aydınlığa kavuşunca anlaşıldı ki olay benim düşündüğüm kadar küçük çaplı ve basit değilmiş. sabaha kadar ne çarpışmalar olmuş, ne direnişler olmuş. insanlar vatanın her karış toprağında sabaha kadar kendilerini siper ederek önlemişler darbeyi. ne kahramanlıklar ne fedakarlıklar yaşanmış. her geçen gün her yeni haberle, şehadet hikayesiyle yeni kahramanlıkları öğreniyoruz.
lafım o ki her ne kadar ilk gece kendim dışarı çıkmasam, yakınlarıma da çıkmayın desem de şunu kabul etmeliyiz ki hepimizin geleceğini o gece canını hiçe sayarak dışarı çıkan insanlar kurtardı. sanırım hayatımın sonuna kadar o gece dışarı çıkmamanın üzüntüsü ve çıkanlara olan borçluluk hissimle yaşayacağım. hepinize minnettarız.
allah bir daha her ne sebeple olursa olsun ( dediğim gibi siyasal yorumları bu yazıma dahil etmiyorum ) bize böyle acı geceler yaşatmasın. lakin söz konusu kalkışmanın amacından da anlaşılıyor ki pek de huzur içinde yaşayabilecek bir durumumuz yok. o sebeple bir diğer temennim şudur ki ülkemiz veya dinimiz veya insanlık eğer bir gün daha böyle bir sınavdan geçerse, o sınavdan geçer not alanlardan olalım.
rte için getirisi çok büyük bir tiyatrodur. amerikan aklıyla yapıldığı ise çok nettir. elbette ki olaya karışan subay ve erlerin haberi olmayacaktı.. aylar önceden kimlerin, hangi subayların saat kaçta nerede olacağını bildiğiniz bir senaryoda risk sıfıra yakındır.
halkın üzerine ateş açan bir güruh, genelkurmay başkanın burnunu bile kanatmıyor, rte'yi ıskalıyor falan filan...
tabi kazık uzun vadede hepimize girecek, yani sadece bize değil, narsist egoist rte'ye de girecek.