oo reis yine mağduriyet kartını açmış. böyle açıklamaları yapmasının bir nedeni var. insanların zihnine "ben gidersem bitersiniz, sürünürsünüz" korkusunu yerleştirmek. ne de olsa cahilden bol bir şey yok bu ülkede. tatlı bir yalan, milyonlarca kişiyi uyutabilir.
fırınımız olmadığı için şarap içemiyoruk. şarap şişeleri koyu renk oluyordu, mecburen rakı içiyorduk.
2-3 günde bir ufak bir rakı içiyorduk. rakı şişelerini atmıyor saklıyorduk, malum fırınımız yoktu.
rakı şişesi fırın ne alaka demeyin, anlatacağız.
tavukları veya etleri marine edip tepsiye diziyorduk. yanına domates, biber, patates, salçalı su...
tepsiyi alıp bahçeye veya bahçesi olmayan sokağa çıkıyordu.
içtiğimiz ve atmadığımız rakı şişelerini iri parçalar halinde kırıyorduk. tepsiyi yere koyuyor kırık rakı şişesinin parçalarını güneşe tutup veya tepsinin üzerine dizip güneş ışığında tepside tavuğu eti pişiriyor bir bakıma fırında kebap yapıyorduk.
eğer şarap içmiş olsaydık şarap şişeleri renkli koyu olduğu için güneş ışığını fazla yansıtmıyordu.