bugüne dek hep tepkisiz apolitik olmakla suçlanan gençlikten bir kez daha umutlanmama neden olan harika bir yürüyüştü. evet belki çok örgütlü değildi ama ora olup yürümek alkışlamak slogan atmak ve tüm bunları güle oynaya yapmak bile başlı başına güzeldi ve istiklal caddesindeki cıvıl cıvıl yüksek enerji yürüyüşe katılan herkesi sardı sarmaladı...
ben yurtdışında yaşadığım için gelemedim, istememe rağmen, ama sözlüklerle hiç alakası olmayan, hatta yürüyüşten bile haberleri olmayan 4 arkadaşımı gönderdim istanbul ve bursa'dan. yani, çocuk değiller tabi, ben göndermedim demek gereksiz belki de ben vesile oldum diyeyim. katılan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim!
benimle birlikte üstün körü sayabildiğim 6-7 yazarın uludağ sözlük'ü bulamaması durumunu modların düşünmesi gerektiğini düşündüğüm yürüyüştür. ekşi gibi bas bas bağırmaktan ve organizasyon kasmaktan bahsetmiyorum, tam şurada tam şu saatte demek zor olmasa gerek. neyse artık başka zamana diyor, katılan herkesi gözlerinden öpüyorum.
katılamadım katılamazdım da zaten birkaç hafta sonra gireceğim mülakat nedeniyle bu konularda yasağım var ama merakıma yenik düştüm bi bakıyım neler oluyo orda dedim. hem kalabalık hem de dövizler muhteşemdi ve kesinlikle dövizler çok yaratıcıydı.
bazıları amacının dışında söylemler içerse de genel olarak hem esprili hem de çok açık mesajlar vardı. umarım yerine ulaşır
dediğim gibi +1'imle katıldığım fakat biraz geç kaldığımdan dolayı uludağ sözlüğü bulamadığım protestodur. her yerde uludağ sözlük aradım, ama bulamadım malesef. inci sözlükten geçilmiyordu ortalık. etkili olacağını düşünüyorum bu protestonun.
istanbul ayağındaki 200 kişiden biriydim bende ve şuan onun haklı yorgunluğuyla oturuyorum evimde... "sansüre karşı bacak omuza" sloganı beni yerlere yatırmıştır. beklediğimden çok daha fazla kişiyi orda görmek, istesek ses çıkarabiliriz ama neden çıkartmıyoruz da susuyoruz başka konularda da düşüncemi daha da güçlendirmiştir. güzel bir pazardı gerçekten de, muhteşem bir kalabalıkla çekinmeden güzel sloganlar attık...
çok güzel ve güneşli bir istanbul havasında katıldığım yürüyüştür.
maceramız taksim meydanında "mustafa kemal'in askerleri" ile başladı. ben de tam bundan korkuyordum. mitingin "cumhuriyet mitingi"ne dönüşmesinden. ama korktuğum gibi olmadı ve kısa sürede miting olması gereken havasına döndü.
kortejle beraber yürümeye başladık. daha sonra inci sözlük grubuna dahil olup "inci siker" "kaç yapar - 40 yapar" "internetsiz modemi al götüne sok" "sansüre karşı bacak omuza", demirören iş merkezinin önünden geçerken de "yeter yıldırım demirören yeter" "ucube burada tayyip nerede" "emeğe uzanan eller kırılsın" sloganlarını ağzımı doldura doldura nefesimin son raddesine kadar bağıra bağıra attım.
beklediğimden de kalabalık olan bu eylem umarım bir ses getirir.
bu arada türbanlı arkadaşlarda vardı aralarda ki saygılarımı ve özgür düşüncenin yanında olup körü körüne bir şeyleri savunmadıkları için saygı ve sevgilerimi yolluyorum.
yürüyüşün istanbul ayağında olduğum protestodur. süper, eğitim seviyesi yüksek, orda olma amacını belli eden gençler vardı. seviyeli ve amacına uygun bir yürüyüştü. camından bakan bir dedeye karşı atılan dedelere özgürlük sloganı beni yarmıştır. * umarım amacına ulaşır ve özgürlük için attığımız naralar sahiplerine iletilir. geç geldiğim için uludağ sözlük grubunu göremedim. birlikten güç doğar misali birlikte yürümek isterdim fakat çok kalabalıktı ve bir ucundan bende protesto için alkışımı tuttum.
ne kadar gerizekalı ve ne kadar abaza varsa kendilerini belli etmişler..
yahu şu sözlükte olmaktan utandım resmen. porno sevdalısı tipler gibi, bu kadar mı düştünüz, bu kadar mı yerlerdesiniz lan?
kızlar porno pankartı tutmuş be!.. komediye bak..
yok saçma sapan bir eylemdi. öyle de kalacak..
tamam sansüre karşısın da birader, bokunu çıkarmışsın bariz..
afferim size..
bi iş becerdiğini sanan amele sürüsü..
"kahve sigara" ile taksimde aranıp aranıp en sonunda uludağ sözlük pankartını görünce çok mutlu olmuşuzdur.
sonra aralardan bir adam çıkıp gelir ve "ben biradetbeyfinde" deyince köyden amca oğlunu görmüş kadar olmuşumdur.
gerçektende beyfendidir orası ayrı konu. "poisonx" ile de tanışmış olduk bu arada pankart tutma sırasında.
nicklerini soramadığım yazarlar içinde buradan hepsine selam ederim. nefeslerine, pankart taşıyan ellerine sağlık.
açıkçası biradetbeyfendi nin gerçektende kendisini parçaladığı yürüyüş olmuştur. pankart sırasını birbirine devreden arkadaşlarda o sıcakta internette sansüre karşı hep beraber terlerini dökmüş, nefeslerini harcamışlardır.
sesimizin çıktığı kadar sözlük ekibi olarak taksimde yürüyüşümüzü gerçekleştirdik.
keşke herkesler orada olsaydıda daha kalabalık bir uludağ sözlük görünümünde olsaydık ancak entrylerden görüldüğü üzere bir çok bireysel katılan yazar
arkadaşımızda olmuş. sonuçta önemli olanda bu saçma sansüre karşı tepkiyi nerede olursa olsun belirtmekti.
tekrar yürüyüşteki tüm yazar arkadaşlara selam ederiz.
seslerimizi kesmek isteyen bu adi zihniyete karşı hep beraber nicelerinde buluşacağımıza eminim.
güzel sözlüğümü ve sözlük yazarlarını göremesem de daha doğrusu denk gelemesem de -ki çok yoğun bi katılım vardı normaldir- +1'imle katıldığım anlamlı ve amacına ulaşmasını dilediğim yürüyüştür. inciye denk geldik sürekli, sıradışı sloganlarıyla güldük, eğlendik.
not: internetten destekleyenleri meydanlarda da görmek isteriz.
yürüyüşte hala 'burayı da siyasallaştırmaya çalışıyorlar' şeklinde yorumların yapıldığını duymak çok üzücüydü. çoğunluğu gençlerden oluşan ve akp' nin sansürüne tepkili böyle bir toplamın yarattığı hareket siyasallaşmadan nasıl bir sonuç alabilir. zaten karşı olduğumuz şey gerici politikaların ürünü, tepkimiz de siyasi doğrultuda verilmeli ki hareket bir grup genç yürüdüler ve bittinin dışına çıksın.
öncelikle biradetbeyfendi'ye teşekkürü, borç bilirim. gerçekten de uludağ sözlük'ün, organize olabilmesi için kendini parçaladı deyim yerindeyse. sonra baştan alalım.
saat bir gibi taksim meydanı'ndaydım ve eylemin başlamasına yaklaşık bir saat vardı. iş yeri orada olan bir arkadaşımın yanına geçtim, birer çay içtik ve çay içtiğimiz esnada "sözlüklerden bağımsız iki genç eylemci" ile muhabbet edip, sonra da bu iki genç adam ile meydana yürüdük. saat, bir buçuk olmuş ve meydandaki tramvay durağının orada insanlar toplanmaya başlamışlardı. itü sözlük, ekşi sözlük, kötü sözlük ve inci sözlük pankartları çekti dikkatimi ve bütün taramalarıma karşın uludağ sözlük pankartı göremedim. işin kötüsü, eyleme katılacak olanlarla sağlıklı bir iletişim de kurmamıştım öncesinde. derken kalabalığın çevresinde turumu tamamladım ve kızılkayalar'ın, menzilinde konuşlanarak tekrar göz gezdirmeye başladım. o sırada elemanın birisi, elime "uludağ sözlük" yazan çıtalı kartonetten(evet, o şeyin bana göre adı buydu ya da bu olmalıydı) tutuşturdu. biraz konuştuk ve "ekşi sözlük yazarı" olduğunu öğrendim. "pankart yapılacağı" söylenmişti ve illa ki açılırdı da yapılmış bir pankart bana göre. yani mantıklı olanı buydu.
derken yarı mekanik bir ses ilişti kulağıma "uludağ sözlük buraya" şeklinde. hani şu filmlerde olduğu gibi "sese gittim". harbiden de olan buydu. akabinde saipsiz'i görmüş ve belki de epeydir görüşemediğimiz içindir mutlu hissetmiştim kendimi. sonra öğrendim ki megafondan bağıran sesin sahibi de biradetbeyfendi imiş. derken zall ve salca göründüler birara ve malum pankartı, yürüyüşe birkaç dakika kala yetiştirmişlerdi bereket. pankartı açtık ve pankart ile beraber birkaç yazar daha katıldı kafileye(10-15 kişi olduk). hemen yanımdaki zall'ın, "tayyip, elini internetten çek" sloganı karşısında "siyasete bulaşmayaydık" dediğini hatırlıyorum bütün samimiyetiyle, sonra zall'ı göremedik. salca'yı da en son pek kıymetli pankartı toplarken gördüm.
gene aynı şey takıldı aklıma ekşi sözlük ve itü sözlük, günler öncesinden yürüyüş başlığını sol frame'in tepesine çivilerken, uludağ sözlük neden yapmadı bunu? veya ekşi sözlük ve itü sözlük yetkilileri, buluşmayı organize ederken uludağ sözlükteki organizasyon hadisesi neden biradetbeyfendi(ismini çok zikrettim ama çok da çabaladı açıkçası) ve bir kaç yazarın, şahsi çabalarına bırakıldı.
her şey bir yana yerine göre kalabalığı şahlandıran, yerine göre ilgilerini çekip de yüzlerini güldürebilen küçük sloganlarımızla-ve sayısal anlamdaki noksanlığa, organizasyon eksikliklerine rağmen- epeyce eğlendiğimiz kanısındayım.
yürüyüşün sona ermesi ile salavatlayamadığım, uzun yolculuk yazarları ve yürüyüşün arasında ekipten kaybolan yazarlara da selam ederim buradan.
bozbaykuşların pankartını taşıyanlardan biri olarak epey eğlendiğim yürüyüş olmuştur.
internetsiz modemi al götüne sok, porno yoksa üç çocuk da yok gibi sloganlarla tüm taksimi inlettik, camlardan sarkan dedelere el sallattırdık ve inci tatlıcısına tapındık. cidden eğlendik lan.
uzun zamandır görülmeyen bir gençlik tepkisine sebep olmuş yürüyüştür.
gerçi sadece istanbul ayağı çoşkulu geçmiş, olsun.
80'den sonra apolitize edildiği bas bas bağrılan ve yıllar yılı ''aman gitmeyin..'', ''aman bulaşmayın'' denerek meydanlardan uzak tutulan veya bilinçli olarak uzak kalan gençlerin bugün taksim'de ''internetimizi vermeyiz uleyyyn'' temalı yürüyüşleri pek hoş, pek güzeldi.
bu gençlerin bir kısmı seçimde götünü kaldırıp oy vermeyecek biliyoruz. üzüldüğümüz tarafsa budur.