türk futbolunda aslında herşey var ama tek eksik fiziksel güç madrid'li topçu maçın 3. dakikasında attığı driplingi 92. dakikada da atıyor işte fark budur abi boşuna transfer, hoca moca yalan tek gerçek fiziksel güç.
carvalhal in taktik hatasını quaresma nın üstüne atarak, beşiktaş ın elendiği maç olmuştur. sen veli kavlak gibi dünyanın en yeteneksiz futbolcusunu sol bek oynatıp, arkasını veya önünü başka bir defans oyuncusu ile sigortalama, sonra da quaresma yüzünden gol yedik de. ben de sana derim ki bsgbg*
carvalhal evine dön. beşiktaş ın bu sene en önemli maçlarında en önemli futbolcu quaresma yı kadro dışı bırakarak turu atletico ya hediye ettin. bu saatten sonra takımı şampiyon yapsan da benim gözümde teknik direktör olarak sıfırlandın. iyi bir insansın, hoşsohbet, kültürlü ama senden ancak türkiye ile portekiz arasında barış elçisi olur.
beşiktaş'ın iki maç sonunda elendiği uefa avrupa ligi maçı.
öncelikle analizleri çok kuvvetli olan bjk taraftarı olan yazarlar var. ülkemizdeki tribün kültürü malum. taraftar gruplarının ezberden söylediği tezahüratlar hiç bi sike yaramıyor. bir galatasaray taraftarı olarak bu bizde de yok.katagogogo olayı bizde saldırrr galaaaaaaatasaray versiyonu. taraftar oyunun içinde değil.rakibe baskı yok. dün bjk maçında kapalının altında konuşlanan grup tv başından yanlış görmüş olabilirim ama tiyatro gibi maç izledi. bjk taraftarının konsantre olduğu maçlardaki baskı olur sanıyordum ki bunun iiçin carvalhal çağrı yapmıştı! kimse sikine takmadı.zaten üstteki grup maç öncesi tüketilen alkollu alkolsuz her türlü maddenin yorgunluğunu yaşıyor!
açıkçası ben bjk nın turu geçeceğine inanıyordum. ve destekliyordum. fernandez tek başına 11 kişiyi yenmeye çalıştı.hem defansta hem ofansta.olmadı yetemedi adam.
iki yıldır pektemek'i takip ediyorum. sezon başında gs'ye gelmesi için dua ediyordum. Ancak cavcav'ın gs ile problemli olması ve fahiş fiyat çekmesi sonucu pektemek'i bjk kaptı. bi kere şunu söyleyeyim ben hoca olsan fernandez ve pektemek'i yazar diğer 9 kişiyi onların çevresine konuşlandırırım. pektemek yarın öbür gün almanya'ya giderse şaşırmayın. bundesliga'da her takımda ilk 11 oynar ve yıldız olur. tam bir takım oyuncusu fiziği ve pozisyon bilgisi çok iyi. yani ikili forvet oynayacak olan takımın bana göre 1. forveti. bu adamı kaybetmeyin arkadaş, sizden bir sporsever olarak ricam budur. carvalhal nasıl ilk 11 başlatmaz cidden anlamıyorum.
holosko konusunda çok tutucuyum. tam bir keçi. egoist ve inatçı. gerçi son dönemde bjk da egoist olmayan futbolcu görmedim ya neyse. sanırım fener maçıydı, holosko sonradan oyuna girip maçın son 15 dakikasında sağdan iki kez inip bomboş durumdaki adamlara pas vermeyip 20 derece açıdan kaleye asıldı. sonrada hiç bir şey yokmuş gibi sırıtarak geri döndü. tıpkı dün akşam oynanan maçta yaptığı gibi. ben olsam sezon sonu siktir eder gönderirim. tamam kiralık gitmeden önceki sezonda bi ara skora çok katkı yaptı ama onun devri kapanmış bu belli.
son olarak; son 5 yıldır bjk da bir parçalanma görüyorum. tribünleri eskisi gibi değil. futbolcular eskisi gibi değil. sebebi bana göre ( her ne kadar çirkefliğini sevmesemde adnan öztürk'ün dediği gibi) yalı çocuklarının oyuncağı olması. yani bjk nın semt takımı olması birlik bütünlüğünü senelerce gıpta edilir bir şekilde sağlamasını bitirdi adam. üstelik sikinin keyfine göre kendi cebinden para harcayarak transfer yapıp bütün bunları kulübün t cetvelinin borç hanesine yazarak. unutmayın son başkanlık seçiminde 'başkanlığı benden alırsanız şimdiye kadar yatırdığım tüm parayı ertesi gün isterim o para benim çoluğumun cocuğumun rızkı' demişti.
aga demezler mi adama senin çoluğunun cocuğunun rızkına bizim beşiktaşımızn ihtiyacı yok,hem sikinin keyfine göre para harca hemde bunu kulübe ihale et sonrada gönderirseniz ben paramı isterim yok öyle dava!.... malesef demediler.
diyemediler, sebebi adam kulübü batırdı. 3 sene önce bjk finansal olarak iflas etti sevgili arkadaşlar.
daha önceki bazı entirilerimde yazmıştım. çarşı grubunun bir çok konudaki duyarlılığı net olarak sempatimi kazanmıştı. yani 'koyunluğa' karşı mücadelesini destekliyorum.
ama özellikle 'malum şike davasındaki sessiz tutumu' şu ana kadar yaptıkları her protestoyu alıp götürdü. benim bildiğim bjk kültüründe isimlerin kişilerin esamesi okunmazdı. önemli olan formaydı,siyahla beyazdı.
neyse , umarım her şey toparlanır ve başarıdan bağımsız olarak bi silkelenme yaşanır. bunun hem bjk'ya hemde ülke futboluna katkısı bir sporsever olarak beni çok mutlu edecek.
beşiktaş'ın hiç bir şey ortaya koyduğu maç. atletico madrid ise çağdaş futboldan örnekler verdi: savunmada yardımlaşan, alan daraltan, bir anda kalabalıklaşan bir takımken hücumda da birden kalabalıklaşan, boş alanları iyi kullanan, pas yapmanın değerini bilen bir takım görüntüsü. sonuna kadar hak ettiler turu geçmeyi, görünen köy kılavuz istemez.
işin ilginci, atletico karşısında böyle ezilen beşiktaş'ımın(evet, bir beşiktaş taraftarıyım) ligimizde 4. sırayı işgal etmesi. benim kafamda bir düşünce var: şöyle ulusal liglerin kaldırılıp yerine avrupa'dan her takımın iştirak ettiği avrupa liglerinin kurulması. demek böyle bir lig kurulsa, bizim takımlar ilk 10'a bile giremeyecek belki. kendi liginde horoz kesilenlerin havasını avrupa takımları alıyor çünkü, biliyorsunuz.
beşiktaşın taraftar sürekli madridi desteklediği için ve QUARESMAnın bencil oyunu ve top kayıpları yüzünden kaybettiği maç.
Ulan taraftara suç buluyorsunuz Adamlar ilk gole kadar bugüne kadarki en iyi deplasman atmosferini yarattılar. Top rakibe geçtiğinde ıslıkladılar takım alınca 30000 kişi aynı anda takımi atağa kaldırdılar. Golden Sonra baktılar takım atak yapamıyor kartal gol gol gol diye gırtlaklarını yırttılar Ama sahadaki ruhsuzlara bu bile yetmedi.
Şimdi iyi gün taraftarları gelmiş artık bu takımı tutmuyorum, artık ben yokum diyor. Sikime kadar yolun var. Sen yoksun diye bu takım sahipsiz mi kalacak sandın? Iyi günde herkes destek olur. Adam olansa kötü günde Belli olur.
Bir de "saldır cimbom okey", "10. Yıl marşı" , "sarı lacivert" ten başka tezahürat yapamayanların " kartal gol gol gol" diye tezahürat yapmamızı eleştirmeleri bana çok komik geliyor nedense. Ve her ne hikmetse bu ezikler bizlerin TEZAHÜRATını uyarlayıp söylemeye hiç utanmazlar.
ilk defa bir avrupa maçında fenerbahçe dışında bir takımın kazanmasını istemiştim nedense ama beceremediler..
maç yorumu yazmayacağım ama dün sahada fernandes diye bir adam vardı.. bu adamın beşiktaş'ta ne işi var amk! nasıl aldı olum beşiktaş onu? avrupa'nın her takımında oynar geyiği yapmayacağım ama yazık lan adama! topu ayağına her aldığında karşısında üç tane rakip bitiyor, yine de kaptırmadı adam topu, hep olumlu kullandı..
maç için bir şey söylemeyeceğim, sadece türk futbolunun, türk insanın zihniyetinin ne kadar aciz olduğunu gördük..
maç oynandı, fark yedik ve elendik. canları sağolsun, her sene yarı final oynamıyoruz zaten. mart ortasına kadar taşıdılar işi yine de. taraftar olarak bunları söyledikten sonra, bir amatör küme hocası olarak çok uzun yazasım var bu takımdaki oyuncularla ilgili. carlos hocanın teknik, taktik görüşüne karışmak değil yapacağım. yapmak istediğim futbolcularla ilgili temel futbol analizi.
cenk: olmadık toplar çıkarabilirken, olmadık goller de yiyebiliyor.. refleksleri iyi. kendisi ile ilgili hep acaba dedim şimdiye dek. ama dün yediği ikinci golden sonra, eminim ki, çok kötü kaleci. top egemenin'in ayağından çıktıktan sonra nasıl yerinde kalırsın. hadi kaldın, falcao gelirken sen nasıl sıçramazsın. hadi sıçramadın, kollarını nasıl kaldırmazsın.
toraman: sadece stoper oynayabilir. o da oyunu kuran değil, adamı tutan stoper. sağ bek performansı ile değerlendirmek saçma olacaktır. takımda kalabilir. ama kesinlikle kaptanlık meziyetleri yok. takımın en eskisi kaptan olacak diye bir kaide de yok.
ismail: zaman zaman adam kaçırıyor. oyun içinde dalıyor. ortaları çok kötü degil. fakat, yetenekli ve çalışkan çocuk. her zaman insiyatif alıyor. ayağı da iyi. en onemlisi kendisini geliştiriyor. kesinlikle beşiktaş'ta kalmalı. dün de iyi oynadı bence.
sivok: çok iyi stoper. sezgisi kuvvetli. arkadaşının ayağına ve öne doğru pas atabiliyor. beşiktaş'ta kalmalı.
egemen: sol stoper. kendisi de sol ayaklı zaten. varını yoğunu ortaya koyuyor. mücadele gücü yüksek. tek sıkıntısı, son golde de gördük, rakiple bire bir kaldığında. takımda kalmalı.
ekrem dağ: çok mevkili oyuncu gibi gözüküyor ama kümeler konusundaki hem voleybol, hem basketbol, hem futbol oynayan arakesit kümesi gibi. oynadığı hiç bir mevkinin en iyi adamı değil. keşke tek bir mevkide oynasaydı da o mevkinin iyisi olsaydı. koşuyor, mücadele ediyor ama tam şuranın topçusu diyemem. benim görüşüm, sol açık olarak kulübe için tutulabilir.
simao: zamanının büyük ustası olablir. (ki bence değil) ama kafasında kendi kendisini emekli etmiş. hiç bir şey yapmıyor. benim takımda, ilk golde yaptığı hatayı yapan bir oyuncum olsa, her idman sonrası asarım topu boyundan 15 cm yukarı, bir saat zıp zıp zıplatırım, topa kafa vursun diye.
fernandes: takımdaki en ne yaptığını bilen adam. ayağından top almak çok zor. sahaya çok iyi bakıyor. pas kabiliyeti mükemmel. bu takımda topla çok geride buluşuyor. o da onun sorunu değil. kesinlikle takımda kalmalı.
veli: bana hoca olarak deseler ki, hocam iki alternatifin var, birini alacağız: veli kavlak ve bülent akın. sahiden bülen akın'ı alırım. daha da bir şey demem.
almeida: dün özellikle tek başına çok çalıstı. her kafa topuna çıktı, çoğunu da aldı ama önemli olan mücadele etmesi. fakat adam bitirici santrafor değil. yanında bobo gibi, hadi onu geçtim gökhan güleç kadar bir adam olsa, o arkadaş bu adam sayesinde sezonda 20 gol atar. takımda kalması, aldığı maaşa göre kararlaştırılmalı. iyi futbolcu ama topu kaleye sokacak adam değil.
edu: şimdi, biz amatör kümede takıma oyuncu seçerken, çocuğun topu tutmasına bakarız. sana yerden temiz bir pas gelirse, o topu ayağında öldürüp önüne alabiliyor musun diye. bu adam, kendisine ne şiddette pas gelirse gelsin, top ayağına adeta çarpıyor ve bir metre ötesine gidiyor. hızını, tekniğini filan konusmuyorum bakın. sadece, bu arkadaş topu ayağı ile kontrol edemiyor. ulen oyunun ismi aykatopu zaten. kendisi net olarak yanlış meslek seçmiş.
arda: çok iyi oynadı. tek pas oynaması şahane. gideceği yerleri bu kadar kısa sürede öğrenmesi şahane. ilk golde oraya koşu yapması şahane. kişilik olarak çok hazzetmem ama çok iyiydi dün. saçlar da yakışmış.
beşiktaş' ın ceza sahasından tek bir tehlike dahi yaratamadan bitirdiği maçtır. arda' nın türkiye' deyken kıymetini bilmeyenler şimdi öok değişmiş holosko' yu çizgiye kadar kovaladı filan diyorlar. arda bu lige fazla bir oyuncuydu zaten ve ne mutlu ona ki gidip kurtadı kendisini.evet galatasaraylıyım ama çok samimi bir tavsiyem var beşiktaş' a;
pektemek gibi bir yeteneği takıma kazandıramayan carvalhal' in boş gazıyla, veli denen yeteneksizlik abidesiyle ve cenk gibi bir yeteneği i bir adım ileri götüremeyen hatta geri götüren o kaleci antrenörüyle bir halt olmaz beşiktaş' tan. o değil de şu fernandes ve selçuk' un yanyana oynadığı gerilerinde de melo' nun olduğu bir takım düşünün. ne diyeyim lan sana başkan 2.5 milyon euroya aldılar lan bu adamı.
(#14885339) tahmin falan yapmadım. görünen köy klavuz istemez. böyle devam ederse beşiktaşın diğer maç skorlarını da rahatlıkla söyleyebileceğiz. her şey ortada. kimsenin dile getirmediği gerçek şu ki carvallhal istifa!
bu ve bunun gibi teknikdirektörler senin benim maç izlediğim gibi oturup maç izliyorlar hocalığı sadece oyuncu çıkarıp oyuncu almak sanıyorlar hiçbir maç analizi yok hiçbir çözümleme yok! türkiyede ki hocalardan kaç tanesi maç öncesi oynayacağı takımın videolarını izleyip analiz yapıp ona göre taktik belirliyor? nerdeyse parmakla bile gösteremeyiz. atlethico madrid kendi sahasında beşiktaşı öyle analiz etmiş ki hocası en çok yaptıkları şey fernandese oyun kurdurmamak. öğrenmişler fernandes en büyük etken 3 kişiyle bastılar bir adama her daim.
hem zaten yabancı bir hoca ile bir takıma ne kadar gaz verebilirsin ruh sağlayabilirsin ki?
yabancı hoca: arkadaşlar güven önemlidir. kendine güvenirsen maçı kazanabilirsin. bunların tarzı bu
türk hoca: çıkın şu sahaya alın şu maçı almadan da gelmeyin isteseniz alayını yenebilecek güçtesiniz hadi aslanlarım göreyim sizi! bu da bizim hücum taktikleri.
Şu hayatta dinimden sonra en bağlı olduğum şeye ; Beşiktaş'ıma beni veda ettiren maçtır. Yenildiğimiz için mi ? Asla !
Beşiktaş , Atletico Madrid'e kalite farkından dolayı yenildi .. Kabul edelim ki 10 kere daha eşleşseler A.Madrid bu takımı bir şekilde eler . Zaten buna kızdığım da yok ; zira sahada kapasiteleri ölçüsünde çırpınan 10 adet Beşiktaş'lı vardı ve güçleri buraya kadardı , hatta kulübede olan Calvalhal bile kendisine büyük gelen Beşiktaş elbisesine rağmen mütevazılığı ve emektar futbol işçisi imajıyla bize Beşiktaşlılık duruşunu anımsatıyordu ve bu gerçek Beşiktaş'lıları mutlu etmeye yetiyordu. Ki gerçek bir Beşiktaş'lı sevinmek için sevmezdi bunu böyle bellemiştik .
Ama yıllardır göz yumulan şeyler artık patlama noktasına gelmişti ve patladı ; futbolun tüm teknik ve taktiğini bırakalım bir kenara şimdi ; bu maçta çok net bir şekilde belli olmuştur ki beşiktaş'ın en büyük düşmanı taraftarının bir kısmıdır. Yıllardır kendisine gaz verilen o Çarşı var ya ; hani adı artık kulübün bile önüne geçen , istanbul'a gelen takımların "çekiniyoruz" dedikleri Çarşı işte... Ne yaptılar biliyormusunuz bu akşam ? Arkadaşları savaşırken önündeki topa zıplamaya üşenen Cenk Gönen'i morali bozulmasın diye desteklediler. Peki bunu niye yaptılar ? Acı ama gerçek şu ki ; Avrupa'ya "cefakar tarftar imajını vermek için , biraz daha reklam yapmak için ! Hiç kimse inkar etmesin , Runje 'yi hatalı gol yedi diye boka sokan adamlar biz değil miydik ? Peki ne oluyor da Avrupa'nın popüler takımlarıyla oynarken sevgi pıtırcığı kesiliyoruz ?
Ayrıca bu taraftar neden suçludur biliyor musun sevgili kardeşim ;takımı şahsi işleri için meze yapan , 6 sağ beki olan takıma Bosingwa'yı almaya çalışan , takımı yönlendirecek bir beyin yokken tribünlere oynamak için ortaya Robinho ismini atan , 34 yaşındaki adamları dünya starı diye Beşiktaş'a kasan bir başkana ; aldığı 2 tane yıldıza kanıp biat ettiği için !!
Hani nerdeydi bu akşam o yıldızlar , Galatasaray bir Hagi ile 5 yılını kurtardı , Fenerbahçe Alex ile resmen kademe atladı , peki Beşiktaş ? Bu akşam ki maç sabaha kadar oynansa gol atabilecek miydik ? Neden , çünkü yıllardır kendimizi kandırıyoruz !
Son söz olarak ; Arda Turan'ın göğsüne tekme atan Sivok'a alkış tutan , bomboş durumdaki forvete pas atmaya cesaret edemeyip kalecisine dönen Veli 'ye tempo tutan , hocasına küfür eden bir Q7 'yi bu maçta oynamalıydı diye destekleyen tüm takımdaşlarımdan utanıyorum ! Siz Beşiktaş'lı iseniz ben değilim ... Bundan sonra çubuklu siyah - beyaz formam çekmecemin en uzak yerinde , Beşiktaş aşkım kalbimin en derin dehlizinde olacak !
(#14889667)
söyledik ama dinletemedik. tam beklediğim akışte geçti maç bjk baskılı başladı ama golü bulamadı.bi anlık dalgınlıkla golü yiyince orada bitti maç bjk için.
bu maçta taraftar daha çok bağırır çağırır diye düşünüyordum ama onlar da o kadar etkin olmadı.zaten bjklılar sanki taraftar oynayacakmış gibi şöyle bağırcaz böyle bağırcaz geçecez turu havasındaydı. neyse gerçekle acı bi şekilde yüzleştiler.
carvarhalde tayfurun içeriden çıkmasından sonra bariz bir düşüş var.hele son zamanlarda sadece sempatiklikle takımı idare etmeye çalışıyordu o da buraya kadar geldi.normal şartlar altında bu takımın bragaya elenmesi gerekiyordu çekecek çileleri varmış.
çok kötü bir kaleci kötü sağ-sol bek fernandez dışında yaratıcılıktan yoksun bir orta saha umursamaz bir simao ve ne idiu belirsiz edu ve almeida ile bu kadar olurdu.geçmiş olsun.
Tüm Beşiktaşlı tanıdıklarıma "Bu maçı iki sıfır alarak turu geçeceksiniz." kehanetinde bulunduğum maç. Hatta işi bir adım daha ileri götürerek ilk yarının berabere biteceğini vaat ettiğim iki golün ikinci yarıda atılacağını ileri sürmüşlüğüm ve bazı arkadaşların bahis oynamalarına bile sebep olmuşluğum vardır.
normal bir sonuçla bitmiş maçtır.
hani maç twitter'da tt yapmakla kazanılsa amenna ama ligde dökülen zirvenin bilmem kaç puan gerisinde kalan beşiktaş atletico madrid gibi bir deve beş çekmeyi falan mı bekliyordu? beşiktaş'ı zerre kadar sevmem orası ayrı ama türk futbolunun daha doğrusu medyasının genel sorunu bu her avrupa maçı öncesi takımları bir meydan muharebesi havasına sokuyorlar, ağasınız paşasınız sikersiniz moduna sokuyorlar sonuç hüsran. aynısını kendi takımım fenerbahçe'nin çoğu avrupa maçında da gördüm. az realist olacaksınız arkadaş. yoksa böyle.
bir galatasaraylı olarak beşiktaşı gönülden desteklediğim ama feci şekilde hayalkırıklığına uğradığım maçtır. bu maçla anlaşılmıştır ki türk futbolunun bu günü ve geleceği parlak değildir.
atı alan üsküdarı geçmiş durumda. ispanya liginin orta sıralarındaki takımlar 3 büyükler dediğimiz takımlarımızı çiğ çiğ yiyebilecek kalitede futbol oynamaktalardır, biz ise yerimizde saymaktayız.
hayatımda ilk defa beşiktaşın kazanmasını istedim ama bu tip avrupa maçları bize gösteriyoki bizdeki topçular futbolu bırakıp hentbola başlasınlar. o paslar anca orda işe yarar. kendi takımım fenerbahçede dahil bu fizik kondisyonla avrupada en fazla gelebileceğimiz nokta burası. ardaya madrid de hocası 10 kilo vermeden kadroya giremessin sözünün ne denli haklı olduğunu gösterdiği maçta olmuştur bu. nitekim arda galatasarayda olsun ve bugün sahada galatasaray olsaydı ve gs 1-0 önde olsun holoskoyu kovaladığı gibi falcoyu adrianı kovalayabilir miydi çok merak ediyorum. yetersiz teknik direktörler, anlamı olmayan idmanlar, hedefi olmayan 10 yılda bir tesadüfle sevinen bir millet olarak hiç birşey yapamayız avrupada. geçmiş olsun diyemeyeceğim, beşiktaşlı kardeşlerim kızmasın ama feneri galatasarayı trabzonu kim olursa olsun bize geçiren geçirmiş zaten. zihniyet değişmeden hiçbirşey olmaz.