maçın 5. dakikasında ahmet cebe nin şutu nu rüştü kornere çelmiştir. hakem aut vermiş, rüştü hoca top benden çıktı dese de hakem kararından dönmemiştir. bizim hakemlerimiz aklıyla değil nazik egoları ile maçı yönetmektedir.
dün akşam ben de tribündeydim. maçın ilk yarısı bitmek üzereyken beşiktaşın tek ciddi atağı vardı, buna karşılık denizli iyi geliyor fakat bir türlü istenilen son vuruşları yapamıyor, yapsa bile rüştü üzerine düşeni yapıyordu. denizli'de yaşayan biri olarak ben ve arkadaşlarım denizlispor'u desteklemek için tribündeydik. ben "beşiktaş çok fazla korner kullandı arkadaşlar, bu işte bi yanlışlık var. zaten gol atacakları yok bunların, olsa olsa kornerden bi karambolden atabilecekler, biz de buna şans veriyoruz..." dememin üzerinden 1 dakika geçmeden aynen tarif ettiğim gibi bir gol geldi.
velhasıl ilk yarı böyle bitince ikinci yarıya daha rahat başlayan bir beşiktaş ve performans olarak onlardan daha zayıf olan bir denizlispor vardı sahada. buna müteakip gelişen beşiktaş atakları da can yakıcı tarzda değildi.
nitekim, maçın hakkını beraberlik olarak öngörmüştük, olmadı.
beşiktaş'ın 1 golle ve çok etkili oynamadan kazandığı vakit baldan, ama gs ve fb kazandığı zaman galacticosupersonikos futboldan olduğunu bize gösteren yorumların yazıldığı maç.
ne güzel kanserden kurtulduk demiştik. lakin bugün hücreler kendini yeniledi. mustafa denizli ve ibrahim kaş sayesinde yeniden kanser olduk. sağolun ya daha fazla bir şey yazmak istemiyorum.
kötü oynayıp 3 puanı aldığımız maç. olsun böylesi daha güzel.
cuma günü oynanacak kasımpaşa maçının 3 puanla kapatılması durumunda beşiktaş'ın bu sene 1 günlüğüne de olsa lider olma şansını ele geçirdiğini de söyleyebiliriz.
beşiktaş almıştır 3 puanını ohh zirveye uçuş tam gazdır. neden fener, cimbom şampiyon oluyor da beşiktaş bala şampiyon yapılıyor? 22 senedir beşiktaşlıyım hala biri bana bunu açıklamadı. bilinler bilmeyenlere anlatsındır.
siyah ulan!
beyaz ulan!
inadına ulan!
beşiktaş ulan!
18 yaşımda beşiktaş yüzünden kanser olacağımı anladığım maçtır.ibrahim kaşın beşiktaşta ne işi var bir kişi olumlu bişi söylesin acık denizde kendimi denize atacam. bir insan evladı bir bası düzgün atamazmı ya nese gittik koyduk geldik oldu bu maç böyle giderse deplasman felan kazanamayız biz.
hep bal evet geçen sezon da bu takım balına şampiyon oldu, bu sezon da balına şampiyon olur, size ve takımlarınıza da en yakın balcıya gidip bol bol bal edinmenizi öneririm.. ne diyim. çiftlikleri filan dolaşin. *
ligde son virajlar dönülmeye başlanırken, zordur dipteki rakiplerle mücadele etmek.
hele maçlarını adeta kendi aralarında oynayan bu ekipler, oynadı mı üç büyüklerle ayrı bir gaz alırlar her seferinde.
çünkü maçları canlı yayınlanacak, milyonlarca kişi onları izleyecektir.
bugünde öyle bir maç izledik.
maçtan önce belliydi, zor maç olacaktı.
denizli canhıraş saldıracak puan arayacaktı. şampiyonluk mücadelesindeki beşiktaş için ise 3 puan elzemdi.
nitekim de beklenen bir mücadele oldu.
denizlispor zaman zaman etkili oldu, zaman zaman beşiktaş geldi.
ama beşiktaş yine ligin en iyi savunmasına sahip olduğunu ispat-ı arz etti.
geçen sene şampiyon beşiktaş nidalarıyla çınlattığımız denizli atatürk stadı'nda bugün kritik bir 3 puanı cebe atarak ayrılıyoruz.
özellikle zirvedeki rakiplerin zor maçlar oynayacağı bu dönemde alınacak her 3 puan ciddi öneme sahiptir.
iyi futbolda gelir mi? gelir. ama bu deplasmanlarda gelmez.
o yüzden hayalcilik ve mok atmacılığa hiç luzüm yok.
kısacası şampiyonluk hasretiyle çok çile çeken taraftarın inancı tavan yapmışken,
ara vermeden 4 gün sonra yine bir 90 dakika heyecana tanık olacağız.
zirvenin sahibi olmaya az kaldı beşiktaş'ım,
gel bu sene de dejavu yaşatalım herkese...
fink i kesinlikle sezon sonunda elden çıkarmak gerekli. adamın her pası olumsuzdu ve kayıpla sonuçlandı.
biz bu maçta gördük ki ne kadar kötü oynasak da, ne kadar pozisyona giremeyip pozisyon yesek de, biz disiplinimizle, soğukkanlılığımızla ve uyanıklığımızla rakiplerimizden bir adım önde oluyoruz.
mustafa denizlinin allahı var, oyuncu değişikliğini çok zamanında yaptı. ha tek kusuru direk neciple başlamamış olması diyebilirim. ya da ikinci yarının başında oyuna alması çok daha iyi olurdu.
maçın en iyisi tartışmasız ibrahim toramandır efenim. hem savunmada, hem de hücumda çok olumlu işler yaptı adam. koştu, savundu, pas verdi, ara pasını kesti vs. vs.
defansımız çok iyiydi bu akşamda. lakin ibrahim kaş ın rüştüyle konuşmadan o göğsüüyle kaleye attığı top var ya... bizi o top yakabilirdi. hakikaten de angelov bir 5 dakika daha oyunda olsaydı şimdi ibrahim kaşın akraba sayısı 10 kat artmıştı öyle söyleyeyim.
ernst in varlığı oyunda belli oldu girdiği gibi. adam her ne kadar ikinci sınıf bir alman topçusu olsa da deneyimiyle ve sahadaki duruşuyla beşiktaşın son dakikalarda pozisyon yemememesinin en büyük etkenidir.
bobo sahada yoktu bile. adam yetenekli lakin olmuyor arkadaşım olmuyor bu adamla.
hala oyunda niye tabata yok, hala niye bu kadar defansif bir takımız hala çözemedim o ayrı.
velhasıl beşiktaşım pek de güzel olmayn bir oyunla, her ne kadar karambol diye çirkef atılan bir pozisyonla öne geçtikten sonra bunu korumayı bilmiştir.
ve acı olan şudur ki, biz hakikaten de okan koç u harcadık.
beşiktaşın çok fena bir şans ile golü bulduğu ve şuan 1-0 devam eden, denizlisporun çoğu pozisyonunu beşiktaş lehine veren bir hakemin bulunduğu karşılaşma.
fink in sikip attiği, denizlinin aman aman geldiği, her pozisyonda yüreğimin ağzina geldiği.. adam gibi pozisyona giremediğimiz, tello nun kornerden ortalığı karıştıran şutuyla, holosko nun karambolden bulduğu golle rahatladiğimiz maç. ilk yari bizim bitti. eminim ki 2.yari daha rahatlayıp tekrar gol bulabileceğimiz maç.. denizlispor'u da oynadiği futbol için tebrik etmek lazım. korku film i gibi geliyorlar..
edit: hiç bir gol bedavadan peydah olmaz.. o yüzden lütfen futbol oynamayi bilmeyen takımın taraftarı buradan gole bok atmasın.. şampiyonluğa oynayan bi takım olarak top oynamayi öğrenin.
mustafa denizli balının yine devrede olduğu maç. denizlispor'un bir topu direkten dönerken dünyanın en abuk gollerinden biriyle beşiktaş öne geçmiştir.
