o hareket çeken bayanın resminin yazıcısını çıktıdan alın, bizim basketçiyi görünce altına kaçıran o arkadaşa hediye olarak yollayın, yollayın da "cesaret" neymiş öğrensin.
bir beşiktaşlı olmama rağmen , abdi ipekçi de müthiş bir karşılaşmaya tanık olan ben bir kez daha ezeli ve ebedi dostumuz olan galatasarayı kutluyorum. istenmeyen olayların dışın da mükemmel bir taraftara ve tezaharüta şahit oldum çok güzel bir atmosfer içinde seyircinin susmayan dili, alkış tutan eli hiç inmedi. tebrikler ..
sportif olarak mühim bir galibiyet galayasaray açısından. fenerbahçe'de oynayan gricek'in aldığı paraya Galatasaray'da abartısız 4 oyuncu oynuyor. yani bütçeler çok çok farklı, arada uçurumlar var. o bakımdan mühim bir galibiyet. evet, acı koyduk.
maçlardan nefret edenlere nefret gerekçesi olmuş maçların sonuncusu.
bayanlar soruyorlar: sürekli maç maç diyorsunuz daha geçenlerde fenerbahçe maçı, ondan önce antep-diyarbakır maçı, bu akşam bu maç. böyle mi maç yapıyorsunuz siz? mal mısınız siz böyle spor mu olur?
(bkz: cevab veremedi)m
cevaben ne demeliydim onlara, söylesene sözlük?
not : tabiki "galatasarayımızı, takımımızı" tebrik ediyorum.
ilk entrylere bakıp da 'ne oldu lan fener mi kazandı' dediğim son entrylerde ilk entryleri yazan arkadaşları göremediğim 'aslan terbiyecisi' yazan arkadaşın offline göüldüğü hatta görülmediği ilginç başlıktır.
dün akşam galatasaray seyircisi olay çıkardı, işin içinde tahrik var yok onu tartışmıyorum, bu derbinin bir de fb nin ev sahipliğinde olanı var, orada da fb taraftarları bir takım olaylar çıkartabilir çünkü örneğini yaşadık geçtiğimiz yıl*. yani her derbide buna benzer olaylar yaşandı yaşanacak, yaşanacak ta nereye kadar? yani bir taraftan cenaze mi çıkması gerekiyor?
birileri çıkacak ve kulüpler arasında barış olsun, yok efendim yöneticiler şöyle yapsın böyle yapsın, olmaz, bu olmayacak nedeni de çok basit; aziz yıldırım, bu adam galatasaray dan nefret ediyor, açık ve alenen bunu dillendirmesi de yakındır, galatasaray maç öncesi konuk ettiği tüm kulüpleri yönetim kurulu bazında yemeğe davet eder, katılmayan tek kulüp fb, yok telefon çıkartırlar ve o telefonda "gs" harfleri yer almaz, 6 ve 0 rakamları üzerine basa basa vurgulanır, nooldu şimdi aziz sen böyle tavır aldın diye galatasaray değerinden mi kaybetti, aziz yıldırım uzlaşmaz tavrı ile türk sporuna zarar vermektedir, galatasaray taraftarının dün akşam yaptıklarını tasvip etmiyorum, ancak geçen yıl fb taraftarının abdi ipekçi den efes pilsen e yaptıklarını da tasvip etmiyorum, ya da saraçoğlunda yaşananları da, şimdi saraçoğlunda yaşananları görmezden gelip, mağdur edebiyatı yapacak fb camiasına sesleniyorum; bu davranışları kendi taraftarınız yapınca da hoşgörü göstermeyiniz, galatasaray lı taraftarların üzerine atılan içleri sidik dolu torbalar, sahaya atılan taş, çakmak, şemsiye bunlar unutulmadı, dün akşam ki karşılaşma ile ilgili suçlama da bulunurken geçmişinizi unutmayın! geçmişinizi tertemiz sanıp mağdur edebiyatını sergilemeyin zira artık komik oluyor, bu sözlerim tüm kulüpler içinde geçerli, iki kulüp arasında bir barış sağlamak adına galatasaray bir adım öndedir, ancak adnan polat ta artık tek taraflı çabadan yorulduklarını ve karşılıklı olması halinde böyle bir sürece gireceklerini açıkça beyan etmiştir, yapılacak bir şey varsa yapmaya açık olduklarını ancak fb yöneticilerinin de üzerine düşen görevler olduğunu belirtmiştir.
aziz yıldırım ın kişisel nedenlerle bu barışı istemediği çok açık, ali sami yen de şahsına edilen küfürleri hazmedemeyip içinde büyüttğü galatasaray düşmanlığını fb kulübünü kullanarak yukarıya taşıdığını ve kulübünü kendi ihtiras ve kişisel nefretleri için kullandığı reddelimez bir gerçektir!
her iki kulüpte gelinen bu noktadan sorumludur, aziz yıldırım ın ise ayrıca bir sorumluluğu vardır.
güzel bir karşılaşma olmuştur, yapılanlar galatasaray taraftarına yakışmamıştır.
ve son olarak antu.com moderasyonuna, sizin hiç galatasaray lı akrabanız, dostunuz, ahbabınız yok sanırım, kendi dünyasında yaşayan acayip bireylersiniz muhtemelen, şayet sosyal kişiler olup normal davranışlarınız olsaydı bu utanç verici görseli yayınlamazdınız;
kaldırıldı.
tebrikler, müthiş zekice bir çalışma, türk sporuna inanılmaz bir katkıda bulundunuz, kendi ilginç dünyanızda mastürbasyona devam ediniz.
Yıllardır aynı senaryo: Kazanan fenerbahçe maçtan sonra bayram havası şeklinde kutlamalar yaparken , Kaybeden fenerbahçe Maçtan sonra türlü bahaneler bulur.
(bkz: Mevdivenler doluydu)
Ve ne hikmetse basında buna çanak tutar. Fener kazandığında tribünlerde ne olursa olsun "Müthiş galibiyet" başlıkları atılırken. Kaybettiğinde "taraftar şöyle yaptı,taraftar küfür etti" konuları daha baskın olur. Benim anlamadığım kadıköye deplasmana gidildiğinde rakip takımı çiçeklerle karşılayan bir taraftar topluluğumu var ki Böyle olaylara şaşırıyorlar. Etme bulma dünyası kardeşim.
meğer ingiliz aristokrasisi, küfürlerden rahatsızmış. gerci küfürden rahatsız olmak için insan olmak yeterli; ancak orda ne işi olduğu belli olmayan bu kadının, polislerin arasında ısrarla orta parmağını sallaması delikanlılık oluyormuş. bu ingiliz arstokrarsisinin de delikanlılık algısına hayranız gercekten. gerci biz bu toplum psikolojisni 55 bin kişilik stadlarında edilen küfürlerden, kafa göz yarmalarından daha iyi biliyor ve tanıyoruz. şimdi bu duyarlı, göz yaşartan ''delikanlılıklarına'' ise şaşırmıyoruz.
abartılı bir sevincin istenmedik olaylara yol açtığı maç(mış).
abartılı sevinç ve istenmedik olaylar ne imiş irdeleyelim. bir seyirci, maç süresince rakibini geriden izleyen ve taraftarı olduğu takımın maçı uzatmaya götüren basketine sevinir. arkasındaki seyirciler ise bu sevinci abartılı bulup o ana kadar susmadan bütün bir camiaya ettikleri küfürleri kişiselleştirip bu seyircimize ve yanındaki renktaşlarına yöneltirler. baş roldeki seyircimiz bir el hareketi ile küfürleri iade eder. akabinde sayıca fazla olan arkadaki grup hali hazırdaki cisimleri abartılı sevinç gösteren seyirciye ve hemen onun önündeki misafir takımın kulübesine naklederler. kulübe hareketlenir ve olaya en uzak olan kale arkasındaki * bir cengaver "adam ol" nidalarıyla işaret parmağını sallayarak kulübeye yönelir, hızını alamaz, darbe savurur ve tarence kinsey e teğet geçirir. kinsey bu hareketi tasvip etmez ve cengaverimizin üstüne yürür. cengaver ortalıklarda yoktur fakat ortalık çoktan karışmıştır. cisimler yağmura dönüşür. misafir takım kulübesi soyunma odalarına doğru koşmaya başlar. körüğun yanında onlarca delikanlı kendilerini küfür ve cisimler ile, bazıları korakor (bkz: corps à corps) karşılamak için girişimde bulunurlar. bunlardan bir tanesi kinsey ile korakor tanışır. maç kırk dakika boyunca masa üzerine taşınır, en ilgili şahıslar demeç verirler. sahanın yakın çevresi boşaltılır, takımlar sahaya çıkarlar. ev sahibi ikinci uzatmalarda maçı kazanır. savaş ve green in ikinci uzatmanın sonlarında kaçırdıkları serbest atışlar, misafir takımın olası bir abartılı sevincini ve bunun yaratabileceği tahrik ve akabindeki olası istenmedik olayları olanaksız kılarlar.
benden olsun: onbin kişiyi arkasına alıp toplum psikolojisi ve bunun verdiği cesaret ile körükten küfür eden delikanlılara, "bayan" seyirci onbin kişiyi önune alıp tepkiye tepkisini el hareketi ile vererek delikanlılığı öğretmiştir.
her branşta koyuyorlarmış da itiraf edilemiyormuş, olaylar hanımkızceğizin orta parmağıyla da başlamamış, itiraf edilsinmiş. iyi, güzel. ''nasıl koydukçuların'' objektif bakın lan biraz demesi de pek hoş duruyor gerci. ama öyle bir koymuşuz ki anlaşılan ağır gelmiş, bir itiraf ile yangınına care istemiş ezik.
maçı izleyenler bilirler, o hanımkızceğize kadar, ufak tefek olayların dışında kayda değer bir olay yaşanmamış ve her iki takımın da salt mücadeleden ibaret oyunlarıyla maç devam ediyordu. ve harkulade bir ortam mevcuttu. ne olduysa fenerbahce bench'inin arkasında yer alan, sarışın bayanın ısrarlı ortak parmak seansından sonra gelişmiştir. görüntüleri izleyenler var ise, galatasaray taraftarı ısrarla o bayan ve yanındaki şahsın oradan çıkarılması üzerine şikyetleri vardır önce, peki hanımkızceğizimiz ne yapmaktadır, orta parmağını sağa sola savurmaktadır.
şimdi itiraf zamanı, her sene kadıköy'de yaşanan rezaletleri, kadıköy kabusu diye yutturanlar itiraf bekliyorlarmış. ne oldu, bu sizin her sene ki kabuslarınıza benzemiyor mu? her sene bu atmosferler üzerinden, aman galatasaraylıların ayakları titriyor, kadıköy'de çok korkuyolar keyiflenmeleriniz tam da bunlar değil mi? ne oldu da şimdi itiraf bekliyorsunuz, yaşanan rezaletin, bir provakasyondan sonra patlak vermesi ve olayların renginin bu sefer sarı kırmızı olması mı yoksa sizi rahatsız etti?
olayların nedenini tam olarak bilmiyorum ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
türk basketbol tarihinin görüp, görebileceği en iyi atmosfer altında oynanmış maçtır bu maç. iyi bir izleyiciyim, hemen hemen her takımın da maçına gitmişimdir ama dünkü seyirciyi inanın daha önce hiç görmedim. tek kelimeyle, muazzamdılar.
gerçeklerin yerini senaryoların aldığını bir kez daha hatırlatan maçtır efendim.
rezillik, utandım, nasıl koyduk, böyle sporcu mu olur, böyle taraftar mı olur, kaçmayacaksın öyle, nası koydu kinsey, efes maçını hatırlatırım, siz de yapmıştınız, onlar da yapmıştı...
bunların hepsi yalan, hiçbiri gerçek değil. sözlükte yazılanların da, gazeteler de çizilenlerin de, televizyonlar da söylenenlerin de hepsi yalan. y a l a n.
sarışının biri orta parmak yapmış. bu yüzden çıkmış olaylar. bu da yalan. o yüzden çıkmadı olaylar. gerçekleri itiraf edemiyorsunuz, işte bu yüzden çıkıyor o olaylar. yüzleşemediğiniz için...
hadi itiraf edin, kırın zincirlerinizi.
bıktık artık fenerin her maçta, her branşta koymasından. futbol maçına gidiyoruz koyuyolar, voleybol maçına gidiyoruz koyuyolar, basket maçına gidiyoruz koyuyolar, erkeklerimiz yapamıyor bari kızların maçlarına gidelim diyoruz orada da koyuyolar.
profesyonel sporlarda olmuyor işte. olmuyor. olmuyor. olmuyor. amatör sporlara gidiyoruz biz de, yüzmeye mesela ama orda da koyuyolar, kürek çekenlerden medet umuyoruz ama orda da koyuyolar. masa tenisimiz yok, boks şubemiz yok, atletizm branşlarımız yok. iyi ki yok zaten. yoksa orada da koyacaklardı. evet, iyi ki yok. şükürler olsun.
işte bu olayların tek sebebi yukarıdaki paragraftır sevgili sözlük okurları. yüzleşin kendinizle. biraz gerçek olun.
ama bitmedi. daha da fenası var. bu maçtan iki saat önce bariz hakem hatalarıyla, üstelik kendi sahasında, efes'e kaybeden beşiktaşlılara ne demeli. iki saat olmamış daha, kaybetmişsin, hakemden canın yanmış. peki sen ne yapıyorsun; kalkmışsın geçen sezonun fener - efes maçlarında yaşananları örnek veriyorsun. bir avuç efes taraftarı ne yapıyor, fenerliler de bize yapmıştı diyerek altını çiziyor.
biz biliyoruz artık, her dalda, her yerde, her zaman.
maçın çıkan olaylara rağmen en ilginç olayı fenerbahçeli basketbolcuların soyunma odasına giderken bir fb'li basketbolcunun (sanırım oğuz savaş) bir çocuk seyirciye yumruk atması ve çocuğun yüzünün kanlar içinde kalması.
olaylar çıkmış yok efendim kötüymüş te bilmem ne... geçin bunları olay çıkacağı zaten belliydi. fb'li bir kadın taraftar binlerce galatasaraylıya el hareketi çekerken hiç bir şey yok. fb'li basketbolcuların çocuğu dövmesine bir şey yok? neymiş efendim galatasaray taraftarı şöyle kötü böyle kötü. yok öyle bir şey.
maçın en komik olayını da anlatmadaan geçemeyeceğim polis taraftarın birini copla tehdit ederken taraftarın copu elinden alması ve polisin korkarak "sakın bak otur yerine ver o copu" diye karşı koyması.
büyük yönetici yiğit şardan'a göre tribünlerde herhangi bir sorun olmayan mücadeledir. maç sonunda söyledi bunu.
galatasaray bizi yenmiştir, tebrik etmek lazım. başka söylenecek şey yok.
(bkz: gün ola harman ola)
"Abdi ipekçi'de yine yüz kızartıcı olaylar yaşandı. Normal sürenin bitimiyle abartılı sevinç gösterisi ve el hareketi yapan iki Fenerbahçeli taraftara tepki gösteren Galatasaray seyircisi ortalığı birbirine kattı..."
"Normal sürenin bitimiyle abartılı sevinç gösterisi ve el hareketi yapan iki Fenerbahçeli taraftara tepki gösteren..."
Vayyy lan vayyy demek istiyorum. Sanki türkiye tarihinde ilk defa bir basketbol maçında olaylar çıkmış gibi konuşanlar var. Evet olayları ben de istemezdim, gereksiz, lüzumsuzdu ancak şu saatten sonra taraftarın olduğu her galatasaray - fenerbahçe maçında bunlar olacaktır. o yüzden büyük şaşkınlık yaşamayın. Sadece galatasaray taraftarı değil, bulduğu zaman fenerbahçe taraftarıda yaptı, yapaacaktır aynısını. Her neyse bunun sebeplerine bakmak ayrıca lazım. Fenerli basketbolcuların tribünleri tahrik etmesi olayları ateşledi ancak asıl sebep tamamen bu değildir. ercan saatçi'nin, galatasaray'a küfür etmesinin ardından fenerbahçe seyircisinin ercan saatçi'ye sahip çıkması, fenerbahçe kulübünün ercan saatçi'ye sahip çıkması her şeyi bitirmiştir. Hani galatasaray - fenerbahçe halı saha maçı olsa dahi bu olaylar olacaktır artık. O yüzden çok büyük şaşırmamak lazım.
ayrıca Ağlayan fenevliler üzülmeyin yenildiğiniz için.*
önce efes-fener serisinin son maçı şimdi de galatasaray-fenerbahçe maçında yaşanan olaylar... allah hepinizin belasını versin. inşallah galatasarayım hükmen mağlup ilan edilirde benim o çok zeki yöneticilerim bir daha sırf tribünleri doldurmak için futbolun içine eden o lavukları basketbol maçlara getirmezler.
yahu ne demek arkadaşım şampiyon takımın kupasını boş tribünlere karşı kaldırması*, ne demek yahu deplasman takımının kendini korumak içinsoyunma odasına kaçması*. biraz saygı, biraz terbiye lütfen.
edit: işbu entryde herhangi bir takımın taraftarına yüklenilmemiştir. zira son olaylar göstermektedirki her takımın taraftarı aynı bok. dün fener taraftarının efese yaptığını, bugün galatasaray taraftarı fenere yaptı. yarında birilerinin taraftarı aynısını galatasarayın oyuncularına yapıcaktır.
geçmişte gerekli ilgiyi veya sevgiyi görmemiş, taraftarcılık oynayan bir grup kerestenin futbol tribünlerini piç ettiği yetmezmiş gibi basketbol tribünlerini de artık iyice piç etmeye başladığını tekrar gözümüze sokan maçtır. böyle boktan iş olmaz arkadaş. hangi takımlı olduğumun bir önemi yok sanırsam, magandalığın rengi olmaz. birtakım reislerin taşaklarını yalayarak şu ülkede futbol tribünlerini alenen sikip attınız, basketbola mı geldi sıra?
son yıllardaki çeşitli branşlarda oynanan galatasaray-fenerbahçe maçlarında çıkan kavgalar, olaylar vs artık ciddi anlamda can sıkıcı olmaya başladı. medyada yaratılan bu suni düşmanlık, karton rekabet üzerine verilen gazlar da kesinlikle bunda etkilidir, adamlar sırf karşıdaki rakip diye anlamsızca papaz yaratmakta. buna ek olarak da birtakım para babası yönetici sıfatlı insan müsveddelerinin lafları da ortalığa çıkınca, imam osuruyor, cemaat sıçıyor ama ne sıçış. takımın iyi oynayarak galip gelmesi bile birtakım hayvanların iç güdülerini dizginleyememekte.
tutup siz yaptınız, biz yaptık, sizin adamlar öküz, bizimkiler iyidir muhabbetine hiç gerek yok, sanırım son yıllardaki olaylarla ve daha birkaç ay önce oynanan efes pilsen-fenerbahçe maçıyla beraber ortaya çıktı ki bütün takımların ciddi anlamda insan sıfatına uymayan ve bu tür takım didişmelerinden başka hayatta tutunacak dalı olmayan taraftar sayısı hayli fazla.
velhasıl branş farketmeksizin bu ülkenin tribünlerindeki gidişat beni kaygılandırıyor, basketbolla çok da ilgim olmadığı için sahadaki oyun üstüne bir yazı değildi zaten bu. artık ne önlem alınır bilmiyorum, buna federasyon bakar, ben ne yazsam boş. gerçek olan şu ki artık insanlar tribünleri bırakın, televizyon başında bile ağız tadıyla herhangi bir müsabaka seyredemez oldu. istisnasız her maç birtakım lavuklar tarafından layıkıyla piç edilmeye başladı, bu da böyle acı bir maçtı işte. oyun güzelmiş öyle diyorlar, ama görüldüğü üzere maçın ebesini siken bu tipler, oyunun da katmer katmer önüne geçebiliyor ve bunlar kendinden güçlü bir takımı mağlup etme başarısını göstermiş takımın taraftarları. skoru konuşan pek fazla insan yok. buyrun galibiyet de yalan oldu, gerçekten yazık. içinizdeki o hayvan oğlu hayvanı da alın ve en azından salonlardan siktir olun gidin...
