An itibariyle a spor'da tekrarı yayınlanan maç. ikinci yarısı yeni başladı. Tıpkı defalarca izlediğim favori filmimi izler gibi izliyorum. En eğlenceli kısmını kaçırmayın derim.
Tüm Türkiye'nin göklere çıktığı maçtır, şimdi ben bu duyguyu nasıl anlatayım, herkes bu duyguyu biliyor ama anlatamıyorum. 74 de artık yavaş yavaş "Bir sonra ki." derken Arda'nın golü, 86'da tam bitti 1-2 Yenildik derken, Dünya'nın sayılı kalecilerinden birisinin yaptığı ilginç hata 2-2 den sonra hadi beyler, penaltılara derken bir anda 3-2 olan maç. Herkesin birbirine sarıldığı, otobüste ulan 3-2 diye bağırılan maç. Herkesin Türkiye maçı mı diye şaşkınlıkla sorması. Otobüslerin bile bayram yerine dönmesi. Arabasına koşanların bağıra bağıra gezenlerin olduğu maç. Nasıl anlatılır ki başka, çocuklarıma, torunlarıma bile nasıl anlatacağımı bilmiyorum çünkü öyle bir duyguyu yaşamamıştım daha önce.
milli takımımız, yanılmıyorsam 2-0 geride olduğu sırada bayrağının yenisini isteyen yardımcı hakeme bayrağı tuncay şanlı koşarak getiriyordu. çünkü, o zamanlarda bu futbolcuların bir saniyelik zaman kaybına tahammülleri yoktu. işte bu takım 9 yıl önce o kadar hırslı ve ruhluydu. bu kare de, maçı çevirmemizde etkenlerden biri oldu aslında.
futbolla ilgim olmasa da unutulmaz, efsane maçtır. çek cumhuriyeti 2-0 öndeyken türkiye durumu 3-2 ye çevirmiştir. şimdi özetini izlediğinde bile o günkü heycanını hatırlayacak bir çok sözlük yazarı olduğunu tahmin ediyorum. o güzel geceyi hatırlayıp tekrar mutlu olmak isteyen varsa link aşağıda sayın yazarlar.
bugünlerde euro 2020'de mücadele ediyoruz, gerçi italya'ya ilk maçta 3-0 yenilerek kötü bir başlangıç yaptık, ama olsun, zaten biz her katıldığımız turnuvaya kötü başlangıç yapmıştık...
euro 2008'de de öyle oldu.
elemelerde yunanistan, norveç, bosna, moldova, macaristan ve malta'nın olduğu grubu kıl payı 2. bitirerek avusturya ve isviçre'nin ortak evsahipliğinde düzenlenen euro 2008'e katılma şansını elde ettik.
turnuva'da a grubunun ilk maçında ronaldo'lu portekiz'e kaybetmemize rağmen, evsahibi isviçre'yi 2-1 yenmiş ve tur umutlarımızı son maça taşımıştık.
ve işte o son maçta çek cumhuriyeti ile karşılaşacaktık.
rakibimiz güçlüydü ve pek çok yıldız futbolcusu vardı. ama biz de güçlüydük.
çek cumhuriyeti maça hızlı başladı ve geliştirdiği ataklarla golü arzulayan, galibiyet arayan taraf görünümündeydi. biz ise defansa çekilmiş, kontrollü oynuyorduk.
ve 34. dakikada çek cumhuriyeti aradığı golü, dev santraforu koller'in kafasından buluyordu.
ilk yarı bu skorla kapanmıştı.
ikinci yarıya hızlı başlayan bizdik.
nihat ile birlikte cech'in koruduğu kaleyi yokluyorduk.
çek cumhuriyeti iyice geriye yaslanmıştı, her an beraberliği bulabiliriz diye düşünürken 62. dakikada bir kontraatak neticesinde plasil'in ayağından kazandığı golle çek cumhuriyeti skoru 2-0 yapmıştı.
artık işimiz mucizelere kalmıştı, ama baskılı oynuyorduk.
ve bu baskılı oyunun neticesinde 75. dakikada hamit'in sağ kanattan ortaladığı topla buluşan arda turan güzel bir vuruşla cech'in koruduğu taraftan direğin hemen yanından topu ağlara gönderiyor, skoru 2-1'e getirerek yeniden umutlanmamıza sebep oluyordu.
artık umudumuz vardı, lakin çek cumhuriyeti iki kontraatak daha bulup gole çok yaklaşmıştı, baskımızı sürdürdük. bu esnada bir mucize oldu ve 87. dakikada sağ kanattan geliştirdiğimiz bir atakta yapılan ortada petr cech topu elinden kaçırdı, cech'in elinden kaçırdığı top nihat'ın önüne düştü, nihat topa dokunarak skoru 2-2'ye getirdi.
herkes şaşkındı. 2-0'dan 2-2'ye getirmiştik skoru, neden bir gol daha bulmayalımdı?
ve çeklerin şaşkın olduğu o dakikalarda dakikalar 89'u gösterirken hamit'in attığı ara pasla topla buluşan nihat, mükemmel bir plase ile topu ağlara gönderiyor, türklerin dünyaca meşhur kaos futbolu'nun mucizesini gerçekleştiriyordu...
artık 2. turdaydık ve rakip hırvatistan'dı...bizim ise durmaya hiç niyetimiz yoktu...