irdeleyelim, manchester united yine her zamanki gibi, lakin bir çok eksiğine rağmen idare eden bir oyun çıkarttı, ilk yarının 5 dakikasından itibaren maçın hakimiyetini eline alıp maçın bitiş düdüğüyle bıraktı.
ilk olarak şunu idrak etmek gerekiyor, beşiktaş manchester'in ayarında bir takım kesinlikle değil ligdeki kötü gidişi de buna eklenince bu maş beşiktaş için bir kıvılcım olabilecek nitelikte idi. bu maçtan kazanılacak bir üç puan beşiktaşın belini doğrultabilirdi. mustafa denizli yi severim, saha kenarındaki halini gördüm içim sızladı, bence beyefendi kişiliği ile futbol bilgisiyle fatih terim den daha iyi bir teknik adam lakin değişiklikler konusunda hatalı idi.
yusuf un oyuna dahil olması gerekiyorsa da serdar özkan yerine tabata yada ortadan bir adam çıkartıp yusufu buraya almalı idi, çünkü yusuf kanat adamı değil, çok teknik futbolcu olmasına nazaran pas yüzdesi çok kötü idi. serdar özkan ise takım tek iş yapan oyuncuyken oyundan alınmamalı idi.
ikinci değişiklik tello tabatanın yerine girdi, aslında ilk onbirde başlayabilirdi.
üçüncü olarak nihat kahveci yetmişinci dakikada mert nobre nin yerine oyuna dahil olmalıydı. mert nobre kesinlikle beşiktaşta forvet oynayacak bir futbolcu değil, 2-3 sezondur nasıl bu takımda kaldığına hala şaşırıyorum, holosko, bobo varken nobre takıma dahi girmemesi gerekir.
velhasıl yazık olmuştur, inşallah beli biraz doğrultup önümüzdeki maçlarda daha iyi bir oyun çıkartabilir beşiktaş.
ve şunu iddia ederim, bugünkü manchter ı fenerbahçe zorlayarak yener, galatasaray 3 tane atardı, dua etsinler, beşiktaşla oynadılar.
ve son olarak sir alex ferguson yahu kardeşim sen ne biçim adamsın, o sakız cak cak ağzında, pis herif.
böyle bir giriş yapmam maç sonu sinirindendir. ulan mücadele iyi tamam da, bir tane gol atacak adam yok. defansif anlamda iyi bir beşiktaş var. hücum da yok. böyle maç kazanılmaz ve malesef bu maç sabaha kadar oynansa beşiktaş gol atamazdı.
burdan alınacak bir puan, hem moral olarak, hem de şampiyonlar ligine başlangıç için iyi olacaktı. gol yollarındaki sıkıntıyı acilen çözmemiz gerek. atılacak birkaç gol, forvet oyuncularımızın kendine güvenini getirir. kendilenine güvenleri kalmamış.
umut verici olan manchester united karşısında ezilmeden oynamış olmamızdır. ibrahim üzülmez ve ernst takımın en iyileri olarak göze çarptı. mücadelelerinden dolayı beşiktaş'ı tebrik ediyorum.
bu takımdan ben hala umutluyum, iyi ya da kötü olsa da, her zaman yanındayız.
* wayne rooney türkiye hakkında ki sözlerini kötü futboluyla afiyetle yemiştir,*
* man utd tecrübesiyle grup lideri olarak, elini kolunu sallaya sallaya 2. tura adını yazdıracaktır,
* nani maç içerisinde ki mevkisi ve futbol tarzı ile Cristiano Ronaldo'nun bir kopyası olduğunu göstermiştir,***
* man utd'nin kalecisi foster tam bir gerizekalı! bjk biraz daha etkili gelebilse çok kolay ve komik goller atabilirdi,
*Rodrigo Barbosa Tabata bu maçta bize -8 milyon euro-'yu haketmiyorum ben" diye resmen bağırmıştır,
* Matteo Ferrari de vasat takımların futbolcusudur, bjk'de sırıtıyor,
* serdar özkan- yusuf şimşek değişikliği hayal kırıklığı olmuştur,
* nihat kahveci'nin bu kadar uzun süre yedek kalması da keza öyle,
* son olarakta yusuf şimşek sol ayağı ile orta yapamıyor arkadaşım!*
durarak top oynamanın artık dünyada söz sahibi olmak isteyen bir takımın işi olmadığını gösteren bir maç oldu. sadece ayağına topu alan adam değil tüm takımın koşması gerektiğini gösterdi bu maç. Üstelik top sadece ayağındayken değil top rakipteyken de koşmak gerekir. Bir beşiktaşlı olarak beşiktaş'ın artık böyle futbol oynamasını istemiyorum çünkü zevk vermiyor. Saman alevi gibi yanıp sönen anlarda değil maçın bütününe yayılan bir dinamizm olmalı. Çok pas hatası yaptı beşiktaş. Hem de kendisinden beklenmeyen isimlerden... Neyse, olan oldu. Ben yenilmemeye değil de yenmeye çalışan bir takım görmek isterdim. Tatmin etmedi beşiktaş bu futboluyla. Takımın içinde bir kendine güvensizlik var. Herkes bir kurtarıcı bekliyor. Takımı sırtlayıp golleri atacak bir adam değil ama bu kişi. Takıma dinamizm getirecek, üzerindeki ölü toprağını silkeleyip atacak bir adam beklenen. Dün entry'lerden birinde bir sözlükdaş demişti ki "Hidayet'in takıma çok fazla faydası olmadığı halde Tanjeviç onu çok fazla oyunda tuttu." Maçın ardından Kerem Tunçeri sanki buna nazire yapmak istercesine "Hidayet sakatlığından dolayı formsuzdu ama onun takımda olması, sahada olması bile bize güven veriyor." işte beşiktaş'a da böyle bir isim lazım. Fazla bir şey yapmasa da sahada kalsın ve takımı saha içinde yönetsin, moral versin, itelesin, kızsın bağırsın... Bir zamanlar Galatasaray bu durumdaydı. Herkes kaçırırım korkusuyla gol vuruşu yapmaktan çekiniyordu. Galatasaray yönetimi o zaman gitti Hagi'yi buldu. Herkes yaşından dolayı dalga geçerken o oyunuyla bir süre sonra dalga geçmeye başladı ve gerisini anlatmaya gerek yok sanırım. Beşiktaş'a böyle bir isim lazım. Tabi böyle bir isimi bulmak beşiktaş'ın gol bulmasından bile zor. Orkestrayı yönetecek biri lazım, bir lider. Umarım bulur bunu beşiktaş ya da içlerinden biri bu role soyunur ve hakeder. Dağınık görüntüsü sadece bu maça özgü değildi. Göz görüyor allah ta biliyor beşiktaşlı futbolcuların hiç biri kötü oyuncu değil, maç içinde de didiniyorlar, uğraşıyorlar. Ama sanki bir şuursuzluk söz konusu. Ceza sahası içinde tek futbolcu varken orta yapmak, iki kişi tarafından marke edilen adama pas atmak bu şekilde açıklanabilir. Topu bir oyuncu ayağına aldı mı kimse ona bakmıyor "aman bana pas vermesin" diye. Sorumluluk almaktan korkuyorlar çünkü. Ernst pas verecek adam bulamadığı için kaç defa top kaptırdı bugün ? Buda bu şekilde açıklanabilir belki. Yine de Manu maçı çok fazla beklentilerle çıkılan bir maç değildi. En son bir ingiliz takımıyla yapılan maçta 8 gol görmüş olmanın çekincesi de vardı. Kaldı ki sahadaki takım onlardan da iyi ve diri bir takımdı. Kimbilir kaçımız rakip taraftarların "üst olur", "ilk yarı 2'ye 1.6 veriyor" alaylarıyla karşı karşıya kaldık. en azından hezimet beklenen bir maçtan biraz da şanssızlıkla yenen bir golle yenik ayrıldı Beşiktaş. Ama uyan ve silkin artık be Beşiktaş.
beklediğimiz gibi (daha çok beşiktaş taraftarlarının dışındaki insanların beklediği gibi) biten, beşiktaş'ın kaybettiği maç olmuştur. tek eksiği bana göre, üst bitmemesiydi. yoksa dediklerimin çıkmasından dolayı çok büyük bir tatmin içerisindeyim. *
daha önce belirttiğim üzere aynı performansı(futbol olarak) x takım sergilemiş olsa bir takım ibnelerin mütiş oynadı, oynatmadı diyeceği lakin söz konusu işi fazlasıyla yapıp oyunu domine eden ve son vuruşlar haricinde rakibi ciddi sıkıntıya sokan bir beşiktaş olunca ne hikmekte rakibin basiretsizliği ile açıklanan bir maç izledik.
lan tamam sevmiyor olabilirsiniz ama futbol izleyicisi gözüyle(fanatik olarak değil) baktığınızda gayet güzel bir oyun sergilemiştir beşiktaş. oynayacak kapasitesi olmasa da mümkün mertebe rakibini oynatmayıp pozisyon vermemiştir.
serdar özkan'ın maçı olacağını söylemiştim. lakin bir de mustafa denizli faktörü olduğundan bahsetmiştim. mustafa denizli'miz yine yapacağını yaparak sahada 65 dakika yokları oynayan rodrigo tabata'yı sahada tutup son vuruşları beceriksiz olsa da takımı ileri çıkaran serdar özkan'ı oyundan almak gibi über bir manevra yapmıştır.
bu beşiktaş'ın orta alanda daha tutuk kalmasına sebep oldu gibi geldi bana. nitekim yusuf şimşek kendisinden bekleneni veremediği gibi kritik noktalarda hatırı sayılır top kayıpları yapmaktan da geri durmamıştır.
ve holosko-nihat değişikliği ise pek anlamlandırılamamıştır, zira hareketli, sürekli hareket halindeki bir holosko ve henüz form tutamamış bir nihat kahveci değişikliği ofansif yönde takıma gözle görülür bir katkı sağlayamamıştır.
ne olursa olsun beşiktaş dirençli bir takım olarak manutd gibi bir rakibin karşısında 2 pozisyon dışında dim dik ayakta durmayı başardı.
bazılarını tatmin etmemiştir bu maç. zira aynı takım kendilerine ve ülkeye tavşan nasıl yapılır gayet iyi öğrettiğinden olsa gerek beşiktaş'ı da kendileri gibi görmek istediklerinden sevinçleri kursaklarında kala kalmıştır.
beşiktaş'ın galip geleceğini söylemiştim. olmadı, lakin sözlük ahallisinin büyük çoğunluğunun beklentisi olduğu üzere öyle taşak geçilecek bir skorla sahadan boynu bükük ayrılmamıştır.
gayet iyi bir oyunla başı dim dik olarak bir sonraki maç için umut vererek sahayı terketmiştir.
nihayetinde beşiktaş alemi göt etmiştir.
birilerinin beklediği gibi bir skorsal bir rekor olmasa da, bazılarının büzük çeperlerinin artması nedeniyle ayrı bir rekora imza atmıştır.
ne diyelim, kendilerine boş otobüslerde ayakta iyi seyahatler.
ha ayrıca rakibimiz aslan'dı bizim, sizin gibi tavşan değil.
teşekkürler beşiktaş, en azından beşiktaş gibi oynadığın, yenilsen de formanın hakkı olan mücadeleyi gösterdiğin için.
emre tilev'in fabian ernst'i sahadaki ekvadorlu ve koreli ernstlerden ayırmak için devamlı alman ernst olarak telaffuz ettiği maç. sağolsun biz de sayesinde bu oyuncuları birbirine karıştırmadık.
maçlar tenis karşılaşması gibi sunulsun kampanyası başlatmama vesile olacak karşılaşmalardan biridir.
önce fox tv sonra sen. lan susun iki dakika. ahmet mehmet necati diye anlatın şu maçı.
duyguları katmanın alemi ne? büyü bozuldu vırt zırt...
edebiyat dersindeyiz sanki. al sana büyü. kara büyü.
fark bekleyenlerin feci* göt olduğu karşılaşmadır. açık konuşalım rakibimiz man. utd. büyük ihtimalle grubu lider olarak tamamlayacak. bjk için bu maç zaten en fazla 1 puanlık bir maçtı, olmadı.
şimdi beşiktaşlılar eksi yağmuruna tutacak belki beni ama; bakın maçtan önce yazmıştım zaten beşiktaş ı destekliyorum falan diye, ama şu yavşak var ya hani maçı anlatan yavşak, işte bu maçta beşiktaş ın yenilmesine sevinmemi sağlayan adam oldu. bu kadar mı gıcık bu kadar mı gerizekalıca maç anlatılır lan.
en çok sevdiğim kısmı da, gaza gelmiş şekilde umut dolu konuşmalar yaparken, birden götüm götüm susması oldu, nasıl göt oldu ohhh valla içimin yağları eridi amına koyim.
besiktas' in direncli oyununa ragmen manu' ya tek golle maglup oldugu mac. bu oyununun ustune koyarsa gruptan cikma sansi vardir besiktas' in. beraberlige razi manu adeta yarim pozisyonda gote bala attigi tek golun ustune yatip tecrubesiyle 3 puani cebine koydu.
mustafa denizli'nin kankasını* oyuna almasından sonra iyice dökülmesine neden olan karşılaşma. 2 pozisyon bulduk ikiside serdar özkan'dan. ama sen gel onu oyundan çıkart. ne demek lan bu? nihatı son 5 dakika kala oyuna alıyorsun. 5 dakikalık oyuncu mu bu nihat! bunamışsın artık mustafa denizli!
beşiktaş'ın bu yıl iddiasız sönük bir takım olduğu açıkca bellidir ve fark yememesi bile benim için bir sevinç. old trafford'da yapılacak maçın kaç kaç olacağı merak konusu fakat beşiktaş gerçekten bu yıl gereksiz adamlardan oluşan gereksiz bir küme kurtarma çabasındaki bir türk takımı gibi. çok üzülüyorum. fakat şunu da söylemek istiyorum. sevinmek için sevmedik!
serdar özkan'ın çıkmasıyla tüm hücum organizasyonunun bittiği müsabakadır. resmen ileri bitek o top taşıyodu. yusuf daha ne yapacağını düşünene kadar kapıyorlar adamlar topu zaten. nihat da biraz erken girse çok daha farklı olabilirdi. ne yapalım sağlık olsun.
