manchester united ın gerine gerine kendini hiç kasmadan aldığı maç olmuştur. kimsecikler kusura bakmasın abi. beşiktaş çok iyi mücadele etti şunu yaptı bunu yaptı deniliyor ama kaleci forest ın şöyle can havliyle çıkardığı veya direkten patlayan bir tane bile pozisyon yok abi... bu nasıl iyi oynamak anlamadım...galatasaray maçındada aynı muhabbet. beşiktaş çok iyi oynadı bilmemne...leo franco nun uçarak fotomuhabirlerine poz verdiği pozisyon dışında beşiktaş ın doğru düzgün pozisyonu yok kandırmayın kendinizi..
sonuç olarak beşiktaş bu akşam şerefli bir mağlubiyet almıştır o kadar..
beraberliğin çok iyi sonuç olacağı maçtı ama direnemedik maalesef. o değilde alex ferguson'a bile maç bitmiyor mu diye endişeyle saatine baktırdı ya bu takım helal olsun hepsine.
Bir Fenerbahçeli olarak öncelikler Beşiktaşımızı tebrik etmek lazım "helal olsun", gerçekten yine her şampiyonlar ligi maçında olduğu gibi sonuna kadar mücadele ettiler ve gene şans faktörü bizden yana değildi. Hakan arıkan'a maçtan önce "acaba bu maç kaç tane yiyecek" gözüyle bakan taraftara da hakan arıkan en güzel cevabı vermiş ve kalitesini gene ortaya koymuştur, insanın bazen gününde olmadığı zamanlar olur liverpool maçı da öyleydi işte. Ayrıca tabataya maçtan sonra futbol programlarında çıkıp laf edenler de nasıl yorumculardır bilmiyorum. ya adam brezilyanın bilmemne takımından gelmiş, gaziantepte bilmemkaç maç oynamış, beşiktaştaki 2. maçında da Manchester United'a karşı önemli bi maça çıkıyor, tabi ki stresli olacak, zaten oynadığı oyundan da belliydi bu ama düşünüyorm da 1 sene beşiktaşta oynayıp mesela uefada da 1 sezon geçirseydi biz o tabatayla bu maçı 2-0 alırdık o ayrı konu.
Ayrıca burada değinilmesi gereken çok önemli bir konu var. Tamam Beşiktaş oyun sistemini kurmuş, iyi micadele ediyor ama, bu takımda adam gibi forvet yok... bu takıma forvet arkasına Amokachi gibi yırtıcı ve süratli bi oyuncunun gelmesi lazım işte o zaman bu takım çok çok iyi yerlere gelir.
mustafa denizlinin üç kupada ve dünyanın en güçlü ligi olan premier liginde aynı anda top koşturan manchester united ı yetmişinci dakikaya kadar yorma ve sonrada usta ayaklar ile vurma gibi bir ironiyle çıktığı ve ağzının payını bigüzel aldığı maçtır.ayrıca domuz etiyle beslenmekten birnevi domuz simasına bürünmüş wayne rooney fazla fırsat bulamamış, ekvatorlu antonio valencia'nın yetenekli ayakları ibrahim üzülmezi perişan etmiştir.
bu maçta şaşırdığım en önemli nokta taraftarın üzerine serpilmiş ölü toprağıydı. belki de ekrandan bana öyle geldi. ya da beklediğim taraftar bu değildi diyeyim.
bunun dışında futbolcularda bir kıpırdanma olsa da geçen senin şevkinden eser yok. o derece ki, şu oynasaydı, bu olmasaydı diyemiyorum. çünkü biliyorum ki fark etmeyecek. herkes aynı derecede formsuz. daha da kötüsü ağır oynuyorlar. takımda bir tek ernst'i her açıdan diri gördüm. serdar özkan ise biraz savruktu açıkçası.
denizli'yi ise sadece yusuf'u oyuna alması konusunda eleştirebilirim. bunun dışında bir şey diyemem. zira adam da üzülüyor. kadroyu sürekli değiştirmesi ise(geçen sezon bu kadar oynamıyordu kadroyla) üstte belirttiğim gibi takımın genel durağanlığı. önce bunu aşmamız gerek.
man utd ise buraya daha önce de yazdığım gibi dünyada en nefret takımdır. o nedenle yenmeyi çok istemiştim. fakat sonuçta man utd bu. geldiler, ekstra oynamadan yendiler, gittiler. yapacak bir şey yok.
beşiktaş'in rakip kaleyi pek zorlayamadığı karşılaşma ama korkulan olmadı karşısında temposuz ve oyunu üzerine yıkmaya çalışmayan bir rakip vardı zaten bu sene kötü gidişte olan beşiktaş grupta pek bir iddaası olmadığını kabullenmiş bir şekilde mücadele etmiş belki zor bela beraberlik alırım derken geliyorum diyen gol gelmiş sahadan yenik ayrılmıştır.
simdilik pek ses çıkmasada mustafa denizli'ye yol gözüküyor gibi görünüyor ilk yarı bitmeden beşiktaş avrupa ve ligde havlu atarsa koca bir sezonu harcamış olur .
hakkı beraberlik olan maçtı. iki takımda iyi degildi gerçekten üzüldüm 1 puan alması lazımdı beşiktaşın. şu taraftarına acıyorum başka birşeye degil. adamlar belki cebindeki son parasını veriyor, belki birisinden borç alıp geliyor maça avazı çıktıgı kadar da bagırıyor destekliyor. bu taraftara bu takım layık degil şahsi görüşüm.
beni ilgilendirmeyen maçtır.kazansa da kaybetse de bana giren çıkan birşey yoktur.o halde herhangi bir takımı sahiplenmenin yada herhangi bir şekilde ona destek vermenin hiçbir anlamı da yoktur.
edit:bjk taraftarlarının eksilerini sabırsızlıkla bekliyorum.
beşiktaş'ın gol atmayı bilmeyen hücum yapısı sayesinde yenildiği maçtır. manchester united rölantide basit bir üç puan almıştır. lakin rooney'in etkisiz futboluna nasıl bu kadar dayanabildi sir ferguson anlamıyorum. en başta owen ve berbatov ikilisiyle çıkılmalıydı maça. valencia yerine park da ilk 11 içinde olsaydı skor çok daha farklı olurdu. ama sanırım sir ferguson, sir giggs, ferdinant, berbatov, owen, park gibi yıldızlarını haftaya oynayacağı manchester city derbisi için dinlendirmekteydi.
bu manu'yu fenerbahçe ve galatasaray olsa yenermiş.
halamın bıyıkları olsa amcam olurdu.
fark umanlar umdukları olmayınca manu da kötüydü canım, biz olsak var ya ooo diye kahve muhabbetine başlamışlar. arkadaş fenerbahçe son uefa maçında neredeyse turu veriyordu s.tiri boktan bir takıma.
bir kere de emeği takdir edin yahu. beşiktaş bugün yenilmiş olabilir ama, manu gibi ligin en büyük şampiyonluk adayına karşı başabaş oynamıştır ki bir puanın kaçtığına yanıyor herkes.
beşiktaş taraftarının takdir edilmesini anlayamadığım maçtır. bu dale denen olay, takım en az üç farklı galipken yapılması gereken birşey bunu bilemiyoruz sanırım. beşiktaş taraftarı maç 0-0 devam ederken dale olayına girdi ve iki dakika sonra gol yedi. benzer hadise 30 ağustos 2009 fenerbahçe manisaspor maçında da yaşanmış, takım 1-0 öne geçtikten sonra ben dahil tüm tribün daleye başlamıştık ki manisa beraberlik golünü buldu. allahtan nöbetçi golcümüz çıkmıştı da sonuç iyi bitmişti. ama birader karşında manisa yok ki sen 0-0'ken daleye başla? manu bu, çarpar adamı. manusa falan da değil yani direkt manu *
genel itibariyle sıkıcı bir maç olmuştur efendim. fazla pozisyon olmayan, sadece 1 gol olan bir maç. beşiktaş manu'a karşı oynaması gerektiği gibi oynadı. iyi savunma yaptı. ama hücumda istediği şeyleri yapamadı. tabata ve yusuf pas hatası rekoru kırınca pozisyon yaratmakta zorlandı beşiktaş. ayağına gelenleri de değerlendiremedi. manu gibi bir takıma karşı da bunları değerlendiremezseniz sonuç böyle olur. daha önceki entryımda da dediğim gibi beşiktaşın fark yemesi pek de söz konusu değildi ve yemedi.
maçı sunan adamın sürekli kurtlar vadisi pusu demesi, garip garip lafları, manu aciz demesi izleyenleri (en azından beni) bayağı bir sinir etti. beşiktaş taraftarını da hiç beğenmedim. adamlar tezahurat yapıp ambiyans yaratmak için 70.dakikaya kadar beklediler. itici güç olamadılar. zaden 4 5 dakka kadar sonra gelen golle de o da kesildi. bir galatasaraylı olarak beşiktaşın yenilmesine üzüldüm. inşallah gelecek maçları kazanırlar.
Beşiktaş'ın sadece fizik gücünden ibaret, yeteneksiz futbolculardan kurulu bir takım olduğunu bir kez daha gösteren maçtır. rakibin iyi ya da kötü oynaması bir şey farkettirmiyor. nitekim manchester tıpkı galatasaray gibi yürüyerek maçı aldı. biri şu mustafa denizli ve beşiktaş taraftarına söylesin futbol sadece durmadan koşup, arkayı sağlam tutmaktan ibaret değildir. golü bırak pozisyona bile girmekte zorlanan, son 4 resmi maçında gol atamayan bir takım.
fenerbahce gibi ezeli rakip, fakat fenerbahceden farkli olarak ebedi dost olan besiktasin kaybederek galatasaray taraftarini üzdügü mactir. Her ne olursa olsun besiktasin bu gruptan ikinci en kötü ücüncü olarak avrupa kupalarina veda etmeyeceginin sinyalini verdigi mactir.
telaştan beşiktaş'ın ne yaptığını bilmeden oynadığı maçtır. yazık olmuştur. adam gibi organize olacak ortasaha-forvet olsa ahanda diyorum bu manu'nun ta ... olurdu. saygılar.
beşiktaş'ın 2 rakibe karşı oynadığı maç. biri valencia, diğeri m. united. bu nedenledir ki beşiktaş'ın bu maçı kazanması imkansızdı. mustafa denizli de kadro konusunda artık bir karar vermeli. sabit bir 11'i yok ne yazık ki.
beşiktaş'ımın oynadığı oyunun karşılığını alamadığı bilmem kaçıncı maç
rakip cacık değil, son iki sezonun finalisti ve bir önceki sezonun kupa galibi. 25 maçlık yenilmezlik serisi kuran, bu dönemde sadece finalde barcelona'ya yenilen bir takım.
öncelikle burada maçı fenerbahçe maçıyla karşılaştıranlara kibareten popomla gülüyorum. o günkü manchester'ın yedek kadrosundan ya haberleri yok ya da manchester'ı öyle bir takım sanıyorlar. nitekim tam kadro çıktığı maçta 6-2 yenildiklerini hatırlatmaya gerek yok.
nitekim avrupa maçlarında renk kavgası yapmam. formamızdaki ay yıldızı temsilen oynuyoruz biz orada. bugün biz elimizden geleni yaptık, sadece sanırım herkes bobo'yu olympiakos'a gönderip iyi bir forvet almalıydık konusunda bir.
ama kısmet bu işler, başından beri gruptan çıkmaktansa 3.olup avrupa ligi'ne gitmeyi daha çok istiyorum. bu takım inanıyorum diğer iki ev maçında en az 4 puan alacaktır o ayrı.
sonuç olarak atmosfer olarak güzeldi, dale cavese yine tv lerde gösterilmiş ama anlamadığım ne kadar maçı tv den izleyen ne kadar arkadaşım varsa mikrofonların neden kısıldığını merak ediyorlardı. çünkü eve dönerken gördüğüm tvde ofsayt kamerasından çekilirken ses gümbür gümbür, tepe kamerasında ses yok. o da ilginç bir anektod.
sonuç olarak yine klasik bir seken top golüyle kaybettik. bu takım hep oynadığı oyunla orantısız sonuçlar aldı, inanıyorum ki hakettiğimiz oyunun sonucunu alacağımız zaman da gelecek. hiç bir zaman skor taraftarı olmadık, olmayacağız da. biz gösterilmek isteneni daima gördük, göreceğiz.
