bir galatasaraylı olarak beşiktaş'ın bu kadar yerden yere vurulmayı hiç haketmediğini düşünüyorum. bu sezon son derby de dahil tüm maçlarını izledim beşiktaş'ın. bizim üç pozisyona girip dört gol attığımız kayseri maçını da, beşiktaş'ın sayısız gol pozisyonuna girip berabere kaldığı antep maçını da izledim. beşiktaş'ın tek sorunu denizli ve oyuncuların cenabet olması. bir gusül abdestine bakar olay ki o abdest maçtan önce alındıysa, beşiktaş bugün yenilmez.
edit: sezon başındaki takımı basının gazıyla değiştiren denizli'nin hediye ettiği maç olmuştur an itibariyle.
beşiktaşımızın çıkıp sahaya aslanlar gibi mücadele edeceği maçtır. 8'i de bizimdir, 9'u da ve akla gelebilecek her türlü beşiktaş galibiyeti de. sevgili akbabalara şimdiden duyurulur ki; olur ya beşiktaş galip gelirse, bu başlık altında tek hiçbirinizi görmeyeyim. onun haricinde istediğiniz kadar makara serbest.
iki şeyi biliyoruz; çok zor bir maç olacak ve alınacak puan ya da puanlar şahane olacak. oyun kurucu mevkiinde bir oyuncunun olmaması maçı iki kat daha zorlaştırıyor. e uzun toplar da işe yaramaz çünkü vidic ve ferdinand'ın bu tip toplarda ne kadar başarılı olduklarını biliyoruz. gününde olan tello ve holosko takıma ivme kazandırabilir. bu maçta en çok korktuğum isim ise ferrari. transfer edildiği ilk günden beridir izliyorum, havadan her gelen topu kafasıyla ileriye veya yanlara değil de tekrar yukarıya doğru dikiyor. bu açıdan berbatov oynarsa ki; yüzde doksan ihtimalle oynacak, o topları rahatça ferrariden alıp ikinci top kullanma imkanını bulabileceklerdir.
topa daha çok sahip olmak.
kontrollü oynamak.
ikinci topları kazanmak.
bunlardan ikisini yapabilirsek en azından bir puanı alabiliriz.
not: apaçisporlu taraftarlara;
maç ingiltere'de değil burada ve anfield, istanbul sınırları içinde olmayan bir stad. ne edebiyat yaptım be!