Çok çıtı pıtı bir bayan olmamama rağmen 50 yaşındaki babamın drogba' nın golü sonrası beni omuzlarına aldığı maç olmuştur. Seyir zevki düşük olan bu maça Drogba tat katabilmiş, Rıdvan dilmen'e güzel bir cevap verilmiştir.
lan spor programlarına bakıyorum, takmışlar bu maça. yok efendim drogba akhisar için mi getirilmiş. bıdı bıdı. adam türkiye'ye geldiği zaman ki bunları sneijder için de söylediler; "türkiye ligi zor, mücadele yüksek, savunmalar sert, dar alanda oynanıyor" falan diyorlardı. net 8 kişiyle savunma yapan, zaman zaman savunmayı 10 adama çıkaran ekiplere karşı oynamak, şampiyonlar liginde schalke'ye karşı oynamaktan daha mı kolay? drogba, kapanan takıma karşı oyuna girdi, 2 topsuz koşuyla 5 kişinin dengesini bozdu. savunma anlayışını altüst etti. koşu yapan adam gören oyunkurucular da takır takır top yapmaya başladı. özellikle ve özellikle söylüyorum: kapanan takıma karşı!
bak mesela şuanda konu raul meireles ve sinan engin türkiye liginin zorluğundan bahsediyor. raul bedavaya mı oynuyor da drogba ve sneijder'e gelince türkiye ligi küçümseniyor. azıcık objektif olun yahu. yani bari yarım saat içinde fırıldamayın. fırıldak gibin..
neyse. galatasaray'ın açık futbol oynayan takımlara karşı çok daha tehlikeli bir güç olacağının sinyallerini vermiştir bu maç.
bir anda coşan maç. galatasaray'ın geriye kalan 16 oyuncusu drogba-sneijder ikilisi kadar iyi ve çabuk uyum sağlayamaz herhalde. muhteşem bir şey ya. tüyleri diken diken ediyor. iki gol de bu ikilinin emeği. helal olsun.
