"zafer biryol gibi bir forveti -hem de fenerbahçe karşısında- 90 dakika yedek bırakan bir antrenörün çalıştırdığı takım siktirsin gitsin, küme düşsün" düşüncesine iten maç olmuştur.
demiştim demek istemiyorum her defasında ama bu rizespor u tebrik etmek lazım; bir takımda defans organizasyonu bu kadar mı bozuk olur kardeşim kim kimin kademesine girecek, yardım nereden gelecek belli değil, hele ki selçuk un attığı kafa golü inanılmaz, sanırsınız ki fenerbahçe duran toplardan hiç gol bulamıyor ve topun başında da ümit özat var!
fenerbahcenin defans zaafiyetini gosteren mac olmustur. ayni tarifeyi sevillaya da uygulamasini dileriz. *
eksi oylar üzerine gelen edit: bunun neresine eksi oy verdiniz anlamadım. fenerbahcenin sevillayı yenmesini dilemişim ne güzel, sondaki bakınıza takılmışsınızdır büyük ihtimal, o zaman içimizdeki almanlardansınızdır. allah islah etsin ne diyeyim.
rize'nin baskısıyla başlayan maç, bu neticede sol kanatta carlos'un bıraktığı boşlukla 1-0 öne geçen rize sonraki dakikalar futbolda nasıl intihar edilir bunu göstermiştir. fener de rize'nin ikramını boş çevirmemiş ve 4 gol atmıştır. şimdi şimdi rize'nin aklı başına gelmekte ama muhtemelen atı alan üsküdar'ı geçmiştir veya doksan dakika sonunda geçecektir.
ayrıca maçın ikinci yarısı masa tenisi maçı kıvamındadır.
gökhan gönül'ün ne kadar etkili bir bek olduğunu yeniden gördüğümüz ve sevinçlere gark olduğumuz maç. o nasıl bir pastır öyle iki kişinin arasından iğne deliğine.
çaykur rizespor un defansa çekilmek yerine fenerbahçe nin üzerine gitmesi halinde farkı açabileceği, defans yapması halinde ise önce ilk golü sonra da gerisini yiyeceği maçtır, kaça gider bilmem.
zafer önder ipek'in yöneteceği Turkcell Superlig 22. hafta mücadelesi.
en az fenerbahçe kadar, alt sıralardan kurtulmak isteyen rizespor için de oldukça önemli maç.