bugün cuma hutbesinin konusu islam dininde kadının yeri ve sevgiydi. dikkatle dinledim. o kadar anlamlı o kadar mantıklı cümleler işittim ki. konu malum bugüne de dokundu. sevginin gerçek değeri ve anlamından sevgi dolu bir kalbin alahım erkeğe emaneti olan kadına bir ömür boyu verilmesi gerektiği hatırlatıldı. şimdi zeki zihinler islamın avukatlığı sana mı kaldı derler, dinin bekçisi olarak ya da hükümet yanlısı olarak görmeyin herkesi belirtmek istediğim o dur. düşündüğünüzden daha uzağım söz konusu eylemlerden. ama arada bir de düşünmek lazım. bu kadar körleşmemeli bu toplum.
--spoiler--
niye sevgilim yok ki diyenlerin yas tuttukları takvimden bir sayfa.
--spoiler--
tadını çıkarın amk, sonraki senelerde üstelik bir de evli iseniz "neden sevgilim var ki, hem biz evliyiz sevgililik dönemini atlatmadık mı?" demeye başlıyonuz.
sevgilisizlik, yanlızlık iyidir iyi, ben kıymetini bilemememişim...
yılın üçyüzaltmışbeş gününden sadece biri.. diğerlerinden farklı olmayan bildiğin "gün"..
ne var ki bugüne "yüklenen" anlamlar da var tabi..
"sevginin gösteriş günü"
sevginin zip lendiği yılın bir günü, artık standartlaşan, standarta girdiği için de zaten boş olan içini iyice değersiz kılan gün..
kızlar çok önem verir, erkekler önemsemez durur ama* aslında önemser,
tripler, küsmeler bile olur sırf bu zip lenmiş "sevginin gösteriş günü" nedeniyle..
nerede kalır sevgi geriye?
sahte sevgi pıtırcıkları..
sevdiğine, sevdiği için değil, günün anlam ve önemine binaen yapılan içten gelmeyen gülümsemeler;
sevdiğine, sevdiğin için değil, değer verdiğin için değil, günün anlam ve önemine binaen alınan hediyeler;
herhangi bir gün, yolda giderken sevdiğin için, sırf sevdiğin mutlu olsun diye değil,
günün anlam ve önemine binaen internet sitelerinden sipariş edilen, birbirini bile görmeden verilen, hiçbir duygu içermeyen cıvık çiçekler..
yazık değil mi?!..
eline bir demet çicekle minübüse binen kadınların kasıntılı halini bize gösteren gün, metroya binse neyse de minibüs olan bu, neyimize 14 şubat neyimize bu kasıntı, kokudan bayılmak üzereyiz, help please.
benim için belki de benim gibi olan binlerce kişi için zor geçendir.
çiçek vereceğim biri yoktu. bütün caddeler, duraklar çiçek satıcıları ile doluydu oysa.
"islam'ın yaşanmadığı bir ülkede, islâm'ın 'sevgi medeniyeti'ni anlamayan müslümanların Sevgililer Günü'nü baş tâcı etmesi artık normaldir..." diyerek nokta atış yapan Siyasetçi yazar Hasan Celal Güzel'in atıfta bulunduğu tarih.
Erkeklerin bu güne sevgilisi varken girdikleri zaman her türlü öküzlük ve cimrilik yönünden bu günden nasıl yırtarım diye düşünmesine rağmen Sevgilileri olmadığı zamanda vah Dertliyim yalnızım diye aglayıp durduğu gündür. Madem öyle yalnızsan keyfini Çınar. Çünkü yalnız değilken çirkinleşiyorsunuz. Kapitalizmin oyunu hep bunlar Deyip Karizmayı yerle bir ediyorsunuz. Madem öyle kaşınmayın. Yalnızız ühüüü diye ağlamayın. Kızlar siz ağlayabilirsiniz.
kirazlı ile sağmalcılar metro hattına 12 ağlamaklı kadın, 7 suratı aşırı asık erkek, 4 camdan dışarı anlamlı anlamlı bakan ergen kişisi ve 8 adet mutlu çift sığdırmış gündür. bir de psikopat bir amcamız vardı, onun da kulakları çınlasın.
Bazen kocaeliye giden bir otobüsten ibarettir. Her dinlenme tesisinde her terminalde artık bu son dersin ve şoför bağırır hareket vakti.
Bugün neden cam kenarında otururken can kenarında bir kişilik boş yer var diye düşünürsün. Suçun yoktur. Gülümsersin. Ve bir sonraki ikram için gelecek muavini ve verecek keki düşünür devam edersin. işte bu kadarcık şeyle mutlu olan biriyken mutluluğu çok görenlere ay edebiyatım bitti.