etrafta gülen sevgilileri gördüğünde beyniyle çatışmaya başlayan insanlardır unutmadığı ama aklının bir köşesinde sandığa sakladığı hatıraları çıkarmasın diye en derinlerden.
elleri şubatın soğuğunda üşüyüp sığınacak bir kovuk aradığında sımsıcak, tenle kaplı, belki o soğukla biraz çatlamış, birbirine muhtaç iki el...
bir demlik çay demlense paylaşılacak birisi aranır yanında kurabiye gibi sımsıcak iki kelam, iki muhabbetle. gözler başka ruhlara doğru akmak için iki göz arar titreyen kapakları ile sırlarını gizleyen. ellerinin ardından kendi sığınacak bir kovuk arar iki kol ve dakikada ortalama 78 kere titreyen sımsıcak bir göğüsten oluşan.
pembe ya da beyaz ya da kırmızı gündelik hayatından farklı birşeyler ifade etsin ister sadece bir günlüğüne. dudaklar, diller fazla mesai yapsın, ses telleri yorulsun ister içteki güzel sözlerin özgürlüğü uğruna. kalbi de aynı şekilde... başka biri uğruna, başka iki kalbin hikayesi olduğu halde birbirine giren, birbirine benzeyen hayatlar uğruna. elleri fazla mesai yapsın ister gerek sevdiğinin saçları arasında gerekse yepyeni senaryoların heyecanında...
yanaklardaki izlere varsın bugüne ait yeni izler eklensin ister. ileride aynaya baktığında o günün mutluluğunu hatırlasın diye.
çok şey beklenir. çok hayal kurulur, çok şey istenir bu günle ilgili. ama daha yeni boş kalmışsa yanınız tüm hayallerin yüzme bilmemesi çok daha can acıtır suya düştüklerinde.