aşkların, sevgilerin köküne kibrit suyu dökenlerin başında gelen kişidir efenim. ticari kaygıları yüzünden, doğmak üzere olan ya da çoktan doğmuş aşkların sonunu hazırlar.
14 şubat harci günleri düşünün, gül; 3 ytl, bir buket kır çiçeği; 4 ytl dir en fazla. ama ya 14 şubatta? fiyatı 6 ytl den az olan gül bulamazsınız. kır çiçekleri 7 veya 8 ytl dir. şimdi, "sevgililer günü bugün, hiç olmazsa tek 1 gül alıp gideyim sevdiceğin yanına" diye düşünen bir yurdum liselisi cebindeki 5 ytl yi gül e verdikten sonra ne yapacak? hiç mi bir şeyler yiyip içmesin kız arkadaşıyla bu gariban? hiç mi yiyişecek bir yere gitmesin? ayıptır yav böyle fiyatlar.. insan kendinden utanır 1 günlüğüne çiçek fiyatlarına yüzde yüz zam yaparken. ama nerde öyle utanabilecek çiçekçi efenim? yok, tükendi nesilleri.
babalar günü, anneler günü, öğretmenler günü vs. hep bu çiçekçilerin ve hediyelik eşya satanların uydurması. e madem böyle götünüzden başınızdan gün uyduruyorsunuz, fiyatları da ona göre yapın! ne kadar yolarsak kardır diye düşünürseniz, elbet bir gün kıçınızda patlatırsınız o elinizdeki çiçekleri. demedi demeyin..
bütün sene sevdiğim kadın dediği kişiye bir demet çiçeği çok görüp, 14 şubat gibi kapitalist/emperyalist/medyatik bir günde döne döne gül alacağım diye aranan mala müstahak olan durumdur.
uyanık ticaret adamının göstereceği davranış. çiçekler adamın tabi, istediği paraya satar. alan razı veren razı ki uygulama devam ediyor.
(bkz: ekmek parası yigenim naparsın) *
deliye hergün bayram misali hergün sevgililer günü olsun diye düşünen ama bunun mümkün olmadığını farkettiğinden bir gün içinde köşe olmayı planlayan insandır.
çiçekleri keçilerin, danaların, boğaların saldırısına uğrayası, yeşil saplarla kalasıdır. normal günde 2 ytl. ye sattıkları gül için 10 ytl. isterler ve pazarlığa kalkıştığınızda da gözünüze baka baka "abi valla kurtarmıyo" derler. sinir olurum, yolasım gelir, bahçeden, çiçek.