14 şubat 2010 tarihinde izmir atatürk stadından oynanacak maçtır. bilet fiyatları kapalı 10 tl, açık 5 tl olarak belirlenmiştir. kapalı tribünde bağırağacağım maçtır.
kardeşimi de yanıma alıp gittiğim maçtır. yolda buluştuğum arkadaşlarımla beraber yaklaşık 20 kişilik bir grubtuk. bunu neden mi söylüyorum? çünkü bu 20 kişilik grubun içindeki futboldan zerre anlamayan kızdan, kaç yıldır maç izleyenine kadar herkes oynanan kötü futboldan şikayetçiydi. karşıyakamızın altay maçını aldıktan sonra bize verdiği sözü tutmaması hele de sevgililer günününde yanına gitmemize rağmen bunu yapamaması bizi çok üzdü. okan-taha-mutlu üçlüsü dışında bize gerçekten söz veren kimsenin olmadığını anlamış olduk. defansın göbeğindeki ikili her atakta g.antep belediye forvetlerini kaçırırken sağ bek oyuncumuz topa baskı yapmaktan aciz çıktı. okan çıktığı her kafa topunu indirdi fakat erçağın sakatlanıp çıkmasıyla yerine giren köksal indirilen toplarda bir varlık gösteremedi. 2-0 geriye düştüğümüz maçı okan'ın kendi şahsi çabaları ile attığı golle en azından 1 puan çıkartabileceğimizi düşünürken oyuna giren "şaban" aldığı 4 topun 3 tanesini rakibe 1 tanesini de taça atarak ne denli kaliteli bir oyuncu olduğunu bize kanıtlamış ve bu maçın da hüsran ile bittiğinin altına imzasını atmıştır. 18 yaşında asıl mevkii forvet olan bir oyuncunun bu denli önemli bir anda oyuna girip kötü oynaması ile önce orta sahaya daha sonra defansa çekilmesi ümit hoca hakkında kafamızda soru işaretleri belirmesine yol açtı. maçın kırılma anı ise henüz skor 0-0 iken okan'ın altıpastan kaçırdığı pozisyondu. (bkz: kendini futbol yorumcusu sanmak)