74-71 türk telekom'un üstünlüğü ile sona eren ve bir tbl maçından ziyade euroleague tadında izleyenlere büyük keyif ve heyecan veren, sonucunda ise ne yazık ki fenerbahçelileri üzen karşılaşmadır. ilk 3 periyot boyunca maçı domine eden türk telekom son periyotta haluk yıldırım'ın kobe bryant'a nazire edercesine salladığı -evet iddia ediyorum salladığı- 3'lüklerle maçta tutunmaya çalıştı. son 60 saniyeye 4 sayı önde giren fenerbahçe ülkerkaspars kambala'nın artık kronik hale gelen serbest atış kaçırma ritüeline devam etmesi, maçı tek başına gerilerden getiren willie solomon'un maç 71-71 iken içeri penetre etmesi gerekirken dış şut kullanması, hakemin özellikle recep ankara'lının (ulan adamın soyadı ankaralı bir de ankara takımı olan türk telekom'un bu kritik maçına vermişler *) tutku açık'ın bariz stepsini es geçip türk telekom lehine faul vermesi erwan dudley'in stiline aykırı bir üçlük atması ve koskoca maç boyunca hiçbir şey yapmayan ve oldukça etkisiz olan jagla'nın buzzer çalarken üçlük atması maçı ankara ekibine getirmiştir. bu arada sahada uyurken takımını uuyandıran fenerbahçe taraftarına, her ne kadar son dakika sıçsa da willie solomon'a, her maça gelmeye çalışan fenerbahçe yönetimi ve elbette aziz başkanımıza, harika bir takım kuran türk telekom coachu ercüment sunter'e, çok kötü bir hastalığı atlatarak sahalara eskisinden daha iyi ve güçlü bir şekilde dönerek adeta feyz alınacak bir hikayeye imza atan haluk yıldırım'a her şeyden önce bir basketbolsever olarak şükranlarımı sunarım. bu galibiyetle türk telekom ligin ilk yarısını lider olarak bitirmeyi garantiledi, fenerbahçe ülker ise sıralama göz önüne alındığında her iki rakibine de kaybederek * ikinci mağlubiyetini aldı ve olası play off eşleşmeleri düşünüldüğünde büyük yara aldı.
ömer önan, ibrahim kutluay, semih erden, rasim başak ve willie solomon'un ne kadar çirkef insanlar olduklarını türk kamuoyuna sunan maç olmuştur. keşke mirsad cezalı olmasaydı da ekibi tamamlasalardı.
fenerbahçelilerin hevesini kursağında bıraktıran maç olmuştur. yenilen son saniye üçlüğüyle, maçtan boyunları bükük ayrılmışlardır. olması gereken de buydu zaten, hak eden kazandı..
fenerbahçe taraftarının her branşta takımının yanında olduğunu belli ettiği maç olmuştur...
ayrıca ezeli rakiplerinin bir futbol maçında oynadığı seyirci sayısına, fenerbahçe bir basketbol maçında ulaşmıştır...
bazı yazar arkadaşların maçı at gözlüğüyle seyrettiğini gösteren maç olmuştur aynı zamanda. ne semih erden, ne ibrahim kutluay ya da adı geçen herhangi birisi maçtaki tansiyonu yükseltmemiş bilakis jagla'nın pota altındaki bir mücadele sırasında kendisini ikici sınıf bir amerikan filmlerindeki amatör artistler gibi yere atmasıyla sonuçlanan olay da yatıştırıcı görev almışlardır. sadece ve sadece ömer onan (bu arada önan değil adamın adı ö-m-e-r-o-n-a-n) tepkisini göstermiştir ve bu da fenerbahçe ülker'in aldığı mola ile sona ermiştir. mirsad türkcan'ın oyunda olması konusunda ise şaşırtıcı bir şekilde bu veliefendi hipodromu modu açık olan yazar arkadaşımla aynı fikirleri paylaşıyorum. çünkü eğer ki mirsad bugün sahada olsaydı daha çetin bir mücadele verir ve erwin dudley pota altına kamp kuramazdı, türk telekomda bu kadar fazla hücum ribaundu toplayamaz. ve biz de yenilmezdik. bilmem anlatabildim mi?
iki tane iyi bir takımı böyle bir önemli bir maçta izlemenin zevkini, heyecanının hissettiren maçtır. Keşke her maçta salonlarımız bu kadar dolsa, mücadeleye bu kadar zevk katsa keşke...
hakeme yapılan itirazları görmeyen arap atı niteliğindeki gözlere sahip yazarlarımızın sarı lacivert dünyalarında izledikleri maç olmuştur. mesela her topa itiraz etmek çirkefliktir mesela ebesinin a.ı diye tabir ettiğimiz yerden üçlük sokan haluk yıldırım'ın hiç bir şey olmamışcasına savunma alanına giderken, sıradan bir iki sayılık atış bulan çirkef beşlinin ellerini sağa sola savuraraktan gerizekalı hareketler yapması bir çirkefliktir. ayrıca bu çirkef beşliyi fenerbahçeli olduklarından değil normalde de çirkef olduklarından sevmemekteyimdir. yoksa oğuz savaş, ira clark, hakan demirel, kaspars kambala, zeki gülay, eddie basden ile hiç bir alıp veremediğim yoktur.
anti fenerbahçe bünyelerde orgazm cigarası -sigara değil- içterecek kadar mutlu edip, güruh içinde sırf at gözlüğü değil mahmuz ve eyer -eğer değil- takan, hatta ve hatta takıp takıştıran,hakeme itiraz etmeyi faul sanan, ömrü hayatında basketbol topunu televizyondan gören, kaan kural'ı 5 numara sanan zihniyetlerin de varolduğunu cümle aleme gösteren organizamların yaşadığını görmeme (at gözlüğü takmadığımdan olsa gerek) sebep olup zat-ı alilerinden bir kez tiksinmeme sebep olan maçtır.
