biz galatasaraylıların unutamayacağı bir şampiyonluk günü. (bkz: 14 mayıs 2006 galatasaray kayserispor maçı)inanın 90 dakikasından daha çok, maç bitiminde denizlide'ki maçın son düdüğünü beklemek daha uzundu. o efsane günde ali sami yen'de olmak büyük mutluluktu.
hayatımın en mutlu günüydü. net. her galatasaraylının o güne ait hatıraları aklındadır.
o sezon o çok haketmiştik şampiyonluğu. sasa ilic'in golleriyle başlamıştı sezon ve hasan kabze gecenin flaş ismi olduğunda aslında ilahi adaletin gerçekleşeceği ortadaydı.
lise son öğrencisiydim, öss yaklaşmıştı. bir pazar günü dersaneden çıkıp maçı izlemeye gideceğimi söyleyince, geçen sene van depremin'de şehit olan öğretmen arkadaşım alparslan "sen inanıyor musun fenerbahçe'nin bırakacağına" dedi. "inanıyorum kardeşim" dedim. hem ben kendi takımımın maçını izlemeye gidiyordum. aslanları alkışlamaya gidecektim. o sene son dakika attığımız goller, eric gerets'in alnının yarılması, bir baba hindi olayı... zaten gönüllerde şampiyondu takımımız.
kayseri'ye 3 gol attığımızda bir kere bile dönüp bakmadım fener maçına. ne de olsa birşeyler olur birazdan. elle kolla bir şekilde bulacaklardı golü. denizli'den gol haberinin gelmesiyle nabzımın tavan yaptığını hatırlıyorum. dedim ya öss yaklaşmıştı, o an çok içten şu duayı ettim. "allah'ım ne olur şampiyon olalım, şampiyon olalım öss'yi kazanamasam da olur".
çıplak gözle şahit olduğum unutulmaz, tarihi şampiyonluğun kazanıldığı gündür.
ligin son haftasına girilmiştir ve alışkanlıktan olsa gerek şampiyon olunacağına inanılmasa da yine yollara düşülmüştür. o gün anneler günüdür, fenerbahçeli anne aranmış; anneler günü kutlanmış, kendisine şampiyonluk armağan edileceği sözü verilmiştir. ali sami yen' de her şey yolundadır, maç kopartılmış, denizlispor - fenerbahçe maçı takip edilmektedir. galatasaray 3-0 önde iken ve ortada fol yok yumurta yok iken birden tribünlerden "goool" sesi duyulur. yandaki abiye "ne oldu" diye sormaya fırsat bulamadan anlaşılır ki denizlispor kendisini kümede tutan, galatasaray'ı da şampiyon yapan golü atmıştır. tanınmayan bir kaç kişi ile sarılıp kucaklaşıldıktan sonra maç tamamlanır ve denizli' den haberler alınmaya başlanır. çok geçmeden fenerbahçe durumu 1-1 yapar, ellerdeki tırnak sayısı da hızla azalmaya başlar. ha bitti ha bitecek derken maç 16 dakika uzar, fakat fenerbahçe aradığı golü bulamaz, şampiyonluk kaçar, denizlispor kümede kalır, galatasaray şampiyon olur.
fenerbahçe' nin son maçta şampiyonluk kaçırma geleneğinin ilk günü olan 14 mayıs 2006 tarihi, aradan dört sene geçtikten sonra fenerbahçeliler tarafından tekrardan yad edilecektir. (bkz: 16 mayıs 2010)
unutulmayacak günlerden biri. şahsen hayatımda yaşadığım en mutlu anlardan biri belki de birincisi.
o sene futbolcuların oynadığı güzel futbol nedeni ile son maça ali sami yen'e ilk defa gitmek istemiştim. babam 'ne yapacaksın gidip, şampiyon belli zaten' demişti, ben de olsun 'ben yinede futbolculara teşekkür etmek için gitmek istiyorum' demiştim ama sonuçta göndermemişti. herhalde kendisine en çok kızdığım olaylardan biridir bu. ama yinede o mutluluktan sonra kendisinin de galatasaraylı olmasından dolayı pek sorun etmemiştim. zaten insanın gözü başka birşey de görmüyor o mutlulukta.
maça gitmek istiyordum ama kısmet olmadı.
kartal daydık, amcamlarda.
galatasaray maçı bitmişti, radyodan fenerbahçe maçını dinliyorduk.
16 dakika uzatma, allah ım geçmiyor dakikalar. sanki saat oldular...
maç 1-0 oldu seviniyoruz ama kalpten gitmek an meselesi. sonra 1-1 oldu.
ölümü bekler gibi bekliyorduk o düdüğü. ve çaldı...
araba vardı babamda, çalıştığı şirketin arabası. şans işte, yaşamımda unutulmayacak bir günün sağlayacısı oldu belki de.
yola çıktık hemen rahmanlar dan. mecidiyeköy e gideceğiz. ama kolay mı ?
arabasına atlayan çıkmış yola, tıklım tıklım otoyol. kamyonetin üstüne çıkmış davul çalıyor kimisi, kimisi karşılıklı sarı-kırmızı çekiyor arabalardan.*
zor da olsa ulaştık mecidiyeköy e. allah ım yok böyle bir yer...
her yer sarı kırmızı, herkesin yüzü gülüyor.
trafik santim ilerlemiyor ama gülmeyen yüz yok lan mecidiyeköy trafiğinde o gün.
1 saat gibi bir süre oradaydık, sonrasında florya ya gitmek için yola çıktık ama eminönü civarında kaldık. adım ilerlemiyor trafik, herkes gitmek için yolda. geri döndük tabi ulus a, oradan kuruçeşme sahil, ortaköy ve eve tabi.
çok güzeldi be sözlük. o günü unutmam. sağol be galatasaray!
hiç kuşkusuz galatasaray' ın en anlamlı şampiyonluğunu kazandığı tarih. yokluklar ve aleyhte tuhaf hakem kararlarıyla süren lig yarışında son haftaya kadar savaşan galatasaray' ın hak ettiği payeyi sökerek aldığı unutulmaz gün.
milyonlarca insana 16 dk boyunca bulunduğu yeri dar etmiş tarih. ardından benim gibi bir sürü insan hayatının belkide en unutulmaz lig şampiyonluğunu yaşadı. 16 dk da ömrümden ne kadar eksildiyse o son düdükten sonra fazlasıyla geriye aldım. ayrıca o tarihteki kayserispor maçına ' futbolculara teşekkür edeyim güzel sezon oldu ' şeklinde gitme isteğimi ' boşver oğlum gerek yok ' diyerek reddetmiş babamı da ayrıca kınıyorum buradan. ömrümün ilk galatasaray maçı olacaktı baba, neden baba, neden ? *
rakibini 6-0 yenerek sadece 3 puan alıp 6 kasım 6 kasım çığırtkanlığı yapan bünyelerin asla unutmaması gündür. tabi cevap hazır yine 6-0, yine mazi diyecekler ama 6 kasım 2002 deydi değil mi?
aziz yıldırım'ın kalp probleminin başladığı tarihtir. bu tarihten sonra gata'ya kaldırılmış kalbine stend takılmıştır. acıklıydı tabi tüm fenevliler için.