Aile bakanımız Hollanda'ya gitmeli miydi, illa orada evet propagandası yapmaya gerek var mıydı ya da 15 mart hollanda genel seçimleri arefesinde kendi ülkelerinde ortalık karışıkken bir de bizim referandumun vakti doğru muydu? Bunlar tartışmaya açık sorular. Bunları sabaha kadar tartışabiliriz.
Bununla birlikte, çölaşan bir örnek veriyor. Diyor, Hollanda'da bizim ne işimiz var? Cumhurbaşkanı propaganda hakkımız vardır demiş. Ona cevap olarak 2004'te kendisi başbakanken Kıbrıs'ta ab'ye kıbrıs girsin mi girmesin mi referandumu vardı. Rauf denktaş hayırcıydı, erdoğan evetçiydi. Denktaş mitinglerine anadoluya gelerek devam etmiş, erdoğan da Kıbrıs'ta yapsın, buraya niye geliyor demiş.
Velhasıl, çölaşan da diyor; o zaman Hollanda'nın bunu demesine neden kızıyorsunuz? Fakat çölaşan bir noktayı atlıyor. Arada bir fark var.
Kıbrıs'ta yapılan referandumda anadoluda oy kullanılmayacak. Sadece kıbrıslılar oy atacak. Anadoluda miting yapmanın anlamı yok. Muhatabın yok çünkü. Ama Hollanda'da oy atacak kişiler var. Orada propaganda yapman için muhatabın var. Aradaki bu farktan dolayı, benzetmesi adaletsiz olmuş.