baktım.. herkes atıp tutmuş.. maşallah.
yok efendim 'neden lincoln gönderilmiş, neden hakan şükür futbolu bırakmış' falan filan diye hayal ürünler, masallar, gerçekten uzak yaklaşımlar.. saçma sapan, takımın durumundan yakından uzaktan alakası olmayan yorumlar.. utanın lan biraz..
uyanın artık uyanın! neyi sorguladığınızın farkına varın! sokayım hakanına, lincolüne..
anladık.. dün oynanan maç, galatasarayın sonunun geldiğini, radikal değişiklikler yapılması gerektiğini gösterdi. bulunan futbolcular benim sikimde değil, bu takımın formasını giyip, milyon dolarlar aldığı halde koşmadığını sorgulayan var mı?
yok efendim, tribünler 'yönetim istifa' diye bağırmış, hakanmış, lincolnmüş, canaymı, ebesinin amıymış.. ne alakası var arkadaşım? dün eski açıkta neler yaşandığını bilen var mı? istifa seslerinin 'tribün liderleri' tarafından susturulduğunu bilen var mı?
rantçı oluşumların, kapalıda renktaşlarını dövdüklerini bilen var mı?
tribünde yaşanan kirliliğin yanında, sahada yaşananlar 'hiç' kalır. hadi sahadan bahsedelim.. sordunuz mu hiç; ayhan ne iş yapar? sabri kim lan? bunlar nasıl bu takımda oynar diye? mehmet batdal kimdir hacı?
adamlar haftaya kiminle maç yapacağını bilmiyor. sahada 'akşama sikiş' var diye düşünen topcularla dolu bu takım. 30 yaşına gelmiş orta yapmayı bilmeyen, ayağa 5 pas yapamayan süper bi kadro!
halen utanmadam ı love you hagi diye bağıran taraftara sahip bi kulüp!
yazıklar olsun.. kendilerine 'hırsız' diyen adama sevgi gösterisinde bulunan bir taraftar, takımını yalnız bırakan bir kulüp başkanı!
geçin, ilerleyin.. giden oyuncuların hesabını tutacağınıza, yönetimdeki çatlakları, taraftarın duruşunu sorgulayın.. bu kulüp, başkanı ve nefret ettiğim taraftarı yüzünden bu durumda.
sırtını dönmen gereken yerde sırt dönmezsen, şimdi verdiğin tepkinin bi anlamı olmaz..
öyle ki; avrupa kupalarına ismi cismi belli olmayan takıma yenildikten sonra, uçaktan inen ayhanın sırıtarak 'karşılamaya gelen var mı' demesine şahit olursun..
ipin ucu çoktan kaçmış..
utanın! neyi sorguladığınızdan utanın! kimse sevgi gösterisinde bulunduğunuzdan utanın! biraz kendinizden utanın!
tehlikenin farkına varın.. armanın peşinden gidin, a kişsinin b kişisinin değil! yanlış giden şeylerin kaynağına inin, sığ konuşmayın.. hayallerde yaşıyor bazı taraftarlar
araştır;
bir zamanlar bir göztepe vardı bilir misiniz?
saha'ya yanlış onbir ile çıkan hagi'nin de, saha'da bir bok oynamayan oyuncuların da, ilk yarı da yüzde yüz penaltımızı vermeyen ve maç boyu manisa'nın çok sert oyununa prim tanıyan hakemin de galatasarayın yenilmesinde etkili olduğu maç. bahane aramıyorum tabi. kötü oynuyoruz. çünkü kötü bir kadromuz var. saha'da pino, elano ve sabri haricinde futbolcu olarak niteleyebileceğim kimse yoktu. bunlar da 3 kişi bir şey yapamadı tabi.
maç sonundaki taraftar protestosu da bir nebze olsun üzüntümü geçirdi. umarım adnans bunları duyar da gerekli önlemleri alır. mesela takım'daki kalaslara kapıyı göstererek başlayabilir bu işe.
adnan polat yönetiminin derhal istifa etmesi gereken maçtır.
neymiş efendim yarın yönetim kurulu olağanüstü toplanacakmış! siz kimi kandırıyorsunuz efendiler! galatasaray'a verdiğiniz zararın farkında mısınız? eğer içinizde biraz olsun galatasaraylılık varsa derhal hemde derhal istifa edersiniz.
ulan artık başını yiyeceğiniz teknik direktör de kalmadı! bu kaçıncı teknik direktör sayamıyorum artık! şimdi galatasaray dergisinde, gazete röportajlarında şirketlerin birleşmesinden falan bahsetmeyin artık bana. galatasaray'ın bu durumuna kim sebebiyet veriyorsa o'na hesap sorma hakkım var! şampiyon olunmaz, takım kötü gider, hemen teknik direktörü kovun, oldu canım, başka! keita gider, nonda gider... alınan yerli futbolculara bakın hele! ve devam edilenlere...
biz o formaya ve o'nun üzerindeki armaya sevdalıyız. şirketlerin birleşmezi v.s. zerre kadar umrumuzda değil. galatasaray ismini hakettiği noktaya getiremeyen yöneticilerin, basiretsiz yöneticilerin istifası gerekir.
kayseri ve beşiktaş maçları öncesi galatasaray'ın kendini bi hayli sıkıntıya soktuğu maçtır.
avarajda -3 olmuştur. 12. hafta için durum içler acısıdır.
galatasaray'ın büyük takımlara karşı önde basıp alan daraltmasını, defansif oynamasını anlarım. 1 sezonluk ölü toprağını üstünden atmaya çalışıyor takım, kolay iş değil.
ama manisaspor'a, antalyaspor'a, hatta denizlispor'a karşı top rakipteyken bütün takım neden topla kendi kalesinin arasına sıkışmaya çalışır onu anlamıyorum işte.
tanım: galatasaray'ın anlamsızca defans yaptığı maçtır.
yeni bir ali sami yen maçına yine yeniden mustafa sarıgül görüntüleri eşliğinde başlayan galatasaraylılar, manisaspor karşısında galip gelme fikriyle yatıp kalkıyordu.
eh, öyle ya, kasım ayının ortasında mis gibi bir hava, taraftarın delicesine bağlı olduğu hagi kulübede, ve yine taraftarın sevgilisi kewell sahada.
hagi ise müthiş temkinli. orta sahadaki fiziği kuvvetli oyuncu eksikliğini sabrinin hızıyla kapatmak adına sağ bek mevkisini ali turan tercihi ile heba etmeyi göze almış. takımının oyunu rakip sahaya yıkabileceğine inanmadığından da, pinoya yine her fırsatta şut çekmesini tembihlemiş. sakız beyi misimovic kulübede çitiliyor, elano ise takımın sağ tarafa çekiştirilmiş beyni rolünde.
makukula, simpson ve isaac gibi hücumcuları olan bir rakibe karşı geliştirilecek en uygun oyun planı, topu rakip sahada oynamaktır. makukulanın fiziksel ve gol vuruşu becerisi ve simpsonun bilinçli ve yetenekli ayaklarını oyunudan uzak tutmaya çalışmak, kesinlikle isaacin hızlı çıkışlarına önlem almaya tercih edilecek bir durumdu.
galatasaray, ilk onbeş dakikayı böyle oynamayı başardı. fakat manisaspor orta sahası murat erdoğan ve eski galatasaraylı mehmet güven ile pas yapabilmeye başlayınca oyun giderek orta alana sıkışmaya başladı. ilk yarının bitimine on dakika varken, neillin pozisyon gereği ilk defa sola yaklaştığı ve makukulayı savunma görevinin servete düştüğü ilk pozisyonda, tercih önceliğini ustalıkla birleştiren makukula klasik bir santrfor bitiriciliği sergiledi ve manisasporu öne geçirdi.
golden sonra birkaç olası gol pozisyonu ihtimalini, galatasaraylı futbolcuların bireysel tercih yanlışları ortadan kaldırdı ve ilk yarı manisasporun istediği skorla sona erdi. zamanında, eski bir galatasaray teknik direktörü, akılı her zaman gereksiz efor sarfetmeye tercih ettiğini söylemiş, bu yüzden eleştirilmişti, bunu da hatırlatmakta fayda var.
ilk yarıda varlık gösteremeyen galatasaray, ikinci yarıya beklenildiği üzere daha agresif başladı fakat, buna önlem olarak, manisasporun ayağa pas ve gerektiği pozisyonlarda üstüste faullerine maruz kalarak hızını arttırmayı beceremedi.
galatasaray teknik direktörü haginin ellibeşinci dakikada yaptığı oyuncu değişikliği, yanlış olmasa da eksikti. mehmet badtalı oyuna alıp kewelli çıkaran hagi, ancak dokuz dakika daha ali turana katlanma hatasını gösterdikten sonra misimovici oyuna alıp, sabriyi alışık olduğu ve olduğumuz sağ beke yerleştirdi fakat o dakikada oyun artık iyiden iyiye şekillenmiş, direnci tavan yapan manisaspor hızlı hücum şanslarını isaacin beceriksizliği ile heba eder olmuştu.
bu dakikalarda servetin hafızasının altmış beş dakika kadar olduğunu da farkettik. senelerdir kendisine söylenenleri anlamamakta ısrar eden kütlesel defans, hafta içinde oynanan kupa maçında sözünü dinlemek yerine etrafı seyrettiği için hagi tarafından kolu çekiştirilerek kendine getirilmeye çalışılmıştı. hagi, bu sefer de belli ki maçtan hemen önce uyarmış yetmiş altı numarayı. ama dakikalar altmışbeşi gösterirken yine bir çalım denemesi gördük kendisinden. detone türkücü futbolcumuzun bağlamasını umarım hafızası daha kuvvetli bir arkadaşı akord ediyordur diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi.
servetin başarısız denemelerinden sonra, bir on dakika daha acaba olur mu? dercesine geçti fakat son sözü zamanlama hatası yapan lorik cana söyledi. sebep olduğu penaltıyı simpson gole çevirdikten sonra ise ali sami yende tribün şov başladı.
önce, golden hemen sonra oyundan çıkan lorik canayı penaltıya rağmen- alkışlayarak destekleyen taraftar, servet topla her oynadığında ise ıslıklayarak protesto etti. birçok futbolcuyu daha yuhalayan, sabrımız taşıyor, adam gibi oynayın diye bağıran taraftar, yenilen ikinci golden sonra maçı çevirmeye çırpınan üç futbolcuya, yani elano, insua ve neile ise en ufak bir protestoda bulunmadı.
son düdük giderek yaklaşırken, gerçek hedef belirlenmişti. rijkaardı altmışyedi maç desteklediğini iddia eden adnan polat, hollandalıyı gönderdikten dört hafta sonra istifaya davet edildi, internette adına imza kampanyaları başlatıldı.
galatasaray bu maçla birlikte şampiyonluk şansını yitirmiş durumda. günü kurtarmak adına büyük futbol değerlerini yok etmekten çekinmeyen, her yenilgi sonrası stad inşaatında fotoğraflar çektiren, eski şampiyonluklarda saat sorup şampanya patlatan adnan polat, kampanyalara da ses çıkarabilecek konumda değil artık.
sadece dört hafta önce, teknik direktörünü göndermek yerine, belli futbolcu grubunun seslerini kesip, küstürdüklerini kazanmaya çalışsa çok daha farklı bir yerde olabilecek galatasaray başkanı, ne yazık ki birçoğu gibi- kendi kazdığı kuyuya düşmüş durumda.
artık galatasarayda kısa süreli başarısızlık ve değişim kaçınılmaz. taraftarı ise sıkıcılık dozajı yüksek maçlar bekliyor.
galatasaray'ın iyi başladığı, kötü bitirdiği karşılaşma.
şimdi öncelikle kesinlikle takımımın genel olarak iyi oynadığını düşünmüyorum ama ilk yarıda saldırdığımız anlarda bir penaltı pozisyonu vardı. kewell'ın vuruşunda topu eliyle kesen bir manisasporluya şahit olduk. hakemin önünde gelişen bu pozisyon penaltı ile sonuçlanmalıydı.
bahanelere sığınmak istemiyorum ama penaltı verilseydi ve bu penaltı gol olsaydı oyunumuz çok daha farklı olabilirdi. karşımızda risk alan bir manisaspor olacaktı ve bu da galatasaray'ın işini dahada kolaylaştıracaktı.
ama ne olursa olsun galatasaray, galatasaray gibi oynamıyor. biz sahadaki 11 futbolcuyu + hakemi sahaya gömen bir takım idik. ama malesef artık herkese boyun eğiyoruz. 18 yıldır sami yen'de galatasaray'ı yenemeyen bursaspor'a, 10 yıldır sami yen'de puan alamayan ankaragücü'ne ve lig tarihinde galatasaray'a karşı hiç galibiyeti bulunmayan manisaspor'a acı bir şekilde yeniliyoruz.
onun bunun nazını çekeceğimize, beş para etmeyen adamlara milyonları vereceğimize, alt yapıya yatırım yapıp, altyapıdan futbolcu yetiştirip küme düşelim bundan daha iyi.
yönetimlerin gidip gelmesiyle olacak işler değil bunlar. takımlar ticarethane oldular. biri gider, diğer gelir. hiçbir şey farketmez.
aslında futbol dünyasında inanılmaz sorunlar var. ispanya haricinde bütün liglere bakın az para harcayan bütün takımlar iyi durumda. bunun sebebini iyi irdelemek gerekiyor. herkes aldığı paraya bakıyor. takım için değil, para için oynuyorlar. bizde anca kıçımızı yırtıyoruz. ciddi anlamda futboldanda soğuyorum yavaş yavaş. kendimi aptal gibi hissetmeye başladım. seneye digiturk'ü filanda iptal ettirmeyi düşünüyorum. kim ne yapıyorsa yapsın. genel olarak adam gibi bir futbol izleyemedikten sonra ben neden liglere para yatırayım?
maç boyunca uzaktan şutlarla kaleyi yoklayan bir galatasaray vardı sahada. muhtemelen, hagi nin oyuncularına uzaktan şut atmalarını tavsiye etmiş. tamam buraya kadar normal. böyle bir tavsiyeyi neden sabri varken yapar anlamam. sabri ye kibarca söyleyemez misin: ' sabri sen az dışarıda bekle özel bir şey konuşacağız.' diyebilirdi aslında. belki demiştir de, sabri yine de merak edip kapıdan mı dinlemiştir bilemiyorum!
top oynamaktan ziyade sürekli çeneleri çalışan, herşeye maydonoz olan arda gibi servet gibi artistleri def edip, mustafa sarp gibi barış gibi idmana çıkmaları bile abes olan adamlara yol vermek lazım bir an evvel. en kötü kümede kalmaya oynarız bu sene ki zaten şu anda da durum öyle gözüküyor. kına yakın adnan efendiler.
taraftarların servet çetin'i henüz şimdi ıslıklaması gerçekten galatasaraylılığımdan beni utandıran bir olaydır. nerelerdeydiniz ankaragücü maçı sonrasında? fener maçı sonrası tribüne çağırmadınız mı servet'i? gol attığında, anonsta çetin dediğinde anonsçu, bağırmadınız mı ''serveeeetttttttttttt'' diye avazınız çıktığı kadar? size servet çetin gibi futbolcular, adnan polat gibi de başkanlar müstehak zaten, çok güzel, devam edin...
15 yıllık galatasaraylıyım(çocukluğum dışında),6.olduğumuz 2004-2005 sezonu dahil gördüğüm en kötü galatasaray kadrosu.Aslında feldkamp döneminden beri bir sorun var.Gene skibbe iyi top oynatıyordu bu takıma.Adnan polat,özhan canaydından çok daha kötü bir başkan.Stadı da hiç sahiplenmesin onuda özhan canaydın yaptı.
Adnan Polatın futbol şubesi sorumluluğu döneminden beri;
1-Eric geretsle neden daha en baştan anlaşılamadı.83 puanla şampiyon yapan teknik direktör neden gönderilir.
2-Feldkamp yaşlıydı,otoritesini kaybetti itirazımız yok.Takımın başına neden skibbe gibi oyuncular tarafından iyi niyeti istismar edilen bir antrenör getirildi.(iyi top oynatıyordu hele ki avrupada)
3-Hakan şüküre futbol neden bıraktırıldı?
4-Lincoln gibi bir yıldız neden gönderildi?
5-Arda hangi kıstasa göre kaptan yapıldı?
6-Orta sahaya 3 yılda adam akıllı neden transfer yapılmıyor?
7-Keita(söylenecek söz yok)Neymiş geç geliyormuş.isterse maç saati dönsün milli takımdan bu takımın yıldızı oydu.
8-Mehmet topaldan alınan 5.5 milyon euro neden canaya yatırılır?
9-Adnan sezginin istifası neden kabul edilmez?
10-Bu takıma serdar özkan,mehmet batdal gibi oyuncuları kim neden alır?
11-Mondragon şu yaşta bu kalecilerden iyi oynardı.
Bunlar aklıma gelenler.Adnan polat kesinlikle gitmeli.Bu takımın bu hale gelmesinde başsorumlu kendisidir.
manisaspor'un hakederek 2-0 kazandığı maç.
galatasaray'a düşler sahnesi bank asya 1.lig'de başarılar diliyoruz. dur lan! düşler sahnesi avrupa ligine deniyordu değil mi. galatasaray ve avrupa ligi? **
Taraftarların 'adnan polat' istifa diye bağırdığı maç. Bağırın lan içimin yağları eridi. Koskoca gs forvetsiz oynuyor yazıklar olsun. Aha abdülkader keita diye bağırıyorlar. Seviyorum sizi.