Akp nin yaptığını desteklemiyorum ancak cemaatin gezi zamanında ve balyoz zamanında attığı başlıklar aklıma geliyor cemaate de destek veresim gelmiyor.
Yiyin birbirinizi.
Dünün ortakları bugünün düşmanlarının birbirine girmesidir. Ne istedilerse verdik diyenler oldu onlar hiç masum değiller. Cemaat bugün ortaya çıkmadı 12 yıllık iktidar boyunca hep vardı. Şimdiye kadar yapılanı paralel yaptı deyip kenara kaçmaya çalışanlar var. Ergenekon balyoz gibi davalarda bu adalet herkese lazım olur dedik şimdi bir kez daha diyoruz bu adalet herkese lazım olur ondan bugüne bakıp kalmamak lazım.
basına darbe yapılmamıştır basın adı adı altında ülkemizde ajanlık yapanlara darbe yapılmıştır.
ülkesini menfaatleri uğruna satanlara darbe yapılmıştır.
kendine müslüman olanlara, kendine müslüman olanlar tarafından yapılmış bir darbedir. kimse kusura bakmasın kardeşim. gülen cemaati; adalet, özgürlük, iyi niyet adına arkasında durulabilecek bir örgüt değil. evet, bilerek örgüt kelimesini kullandım, sebeplerini açıklayacağım.
gülen örgütü, cemaatteki iyi niyetli olan ve dini değerlerden başka fazla da bir amaç gütmeyen iyi niyetli insanları kullanarak siyasi bir güç elde etmeye kalkıştı. bunda da oldukça başarılı oldu. sadece devlet kurumlarına ve büyük şirketlere girebilecek kadrolar yetiştirmekle kalmadı. aynı zamanda iktidarlarla (sadece akp değil) girdiği yakın ilişkiler sayesinde kendilerine daha geniş kadroların ayarlanmasını da sağladı. ve bu süreç, akp döneminde zirve yaptı.
paralel örgüt iddialarını kimse çürütemez. ben gezi eylemlerine isnat edilen iftiraları*** çürütebilirim, ancak gülen örgütüne isnat edilen paralel yapı suçlamasını çürütemem. yukarıda oluşum mantığını verdiğim, ve son yıllarda hepimizin gözlemlediği bu örgüt, devletin içerisinden aldığı istihbaratları kendi çıkarları doğrultusunda servis etmekte. kendi elemanlarına yapılacak operasyonları da önceden haber almakta ve bu haberi de paylaşmakta. söyler misiniz, buna paralel devlet demeyecekseniz, ne diyeceksiniz? devletin yönetimine ortak olması için gülen cemaatine oy mu vermiş bu millet?
akpnin yaptığı hukuksuzlukları, yolsuzlukları, haksızlıkları gülen cemaatinden çok çok önceden beri biz buralarda yazıyoruz. kaldı ki ergenekonda olduğu gibi gülen cemaatinin başı çektiği haksızlıklar da var. ama bizler bunu haksız bir şekilde devlette kadrolaşarak, başkalarının hakkına girerek, devletin kurumlarını ve organlarını kendi çıkarlarımız doğrultusunda kullanarak yapmadık. biz akpyi "iktidarını halk kitleleriyle paylaşmıyor,kendinden başkasını yönetime ortak etmiyor" diye eleştirdik. gülen cemaati gibi iki yüzlülük yapıp, iktidarla iyiyken toz kondurmayıp, iktidarla kötüyken demediğini bırakmayacak şekilde yapmadık eleştirilerimizi.
içeri alınanlara üzüldüm. aileleri var, çoluk çocuğu var bu insanların. en kötüsü de bu adamlar olsa olsa maşadır. hukuksuzca yargılanmalarının karşısında durmamız lazım sonuna kadar. bunu cemaat için değil, kendimiz için yapmalıyız. çünkü hukuk herkese lazım görüldüğü üzere.
hele hele cemaatle ilgisi olmayıp, fırsattan istifade paralelci diye yaftalanan insanlar için çok daha fazla üzülüyorum. geçenlerde stvde bir haber geçti, gülen cemaatiyle birlikte süleymancılar, ismailağa cemaaati, nurcular, bazı sol gruplar falan da paralel yapı kapsamına alınmışmış. ne kadar doğru bilemiyoruz tabi. neticede gülen cemaati, yıllarca iktidarın ortağıyken bu adamları dışlamadı mı? diğer cemaatlere "siz çağın çok gerisindesiniz" diye eleştiride bulunmadılar mı? şimdi aynı cemaaat, yüzsüz yüzsüz "bak hacı işin ucunda sen de varsın, ona göre haa" diye hala bile iki yüzlülük yaparak yalan haber yapamaz mı? pek ala yapabilir.
ulan o kadar ikiyüzlü bir oluşum ki bunlar, bugün bunlara destek versen yarın başka biriyle ortaklık edip yine sana bana karşı hukuksuzca bir mücadeleye girmeyeceğini bilemezsin bu oluşumun.
hukuksuzlukla yaratılmış paralel yapının ortadan kaldırılmasını önemsiyorum. tek korkum, akp gibi hukuksuzluğuyla meşhur bir iktidar döneminde bunun yapılmasının yol açacağı sıkıntılar.
Bu olay bugün yancı olan basına da ders olmalıdır. Eskiden hükümet yalakası olan bir medya bir anda nasıl darbeci ilan ediliyor görmeleri gerekir. Hiç üzmülüyorum hallerine. Yarın bir gün gelecek mevcut yancı medya da düşman ilan edilecek. O gün geldiğinde kalemini satmış medya için de üzülmeyin. Mesleğini peşkeş çekmiş bu adamlar yüzünden medyadaki gerçek yazarlar, askerler içeri alınırken hepsi için darbeci diyordu. Unutmayın geçmişinizi. Demokrasi ve insan haklarını ihlal edenlerle iş birliği yapıp sonra da demokrasi arayanların iki yüzlülüğünü gördünüz görüyorsunuz ve daha da göreceksiniz.
hakkında söylenenlere bir takım itirazlarda bulunmak istediğim darbe.
(#26054495) bu entride bluevelve nin söylediklerinin anafikrine katılmamak mümkün değil normal şartlarda. yani bunu münferit bir mesele olarak düşünecek olsaydık eğer. hatta o durumda ayakta alkışlardım. ama şu vaziyette durum bundan çok daha karışık.
öncelikle gazetecilerin hangi sebepten içeriye alındıklarını bilmiyoruz. neticede öyle ya da böyle devlet sırlarını ifşa eden, devletin ileri gelenlerini dinleyen, dinleten birileri var. gülen cemaatine yakın isimler de bir numaralı şüpheli şu durumda.
diyeceksiniz ki, dinlediyseler yolsuzlukları dinlediler. iyi de nereden biliyorsunuz sürecin nasıl geliştiğini? belki 17 aralıktan çok önce de bu kayıtların bazıları vardı ellerinde de hükümete şantaj malzemesi olarak kullanıyorlardı? belki hala bile bazı şeyleri kendilerine saklıyorlar? ikincisi, bu adamların bu dinlemeleri yapmaları, bunları ifşa etmeleri hukuka uygun mu? önemli olan bu.
demokrasiye gerçekten inananların olduğu bir ülkede, bir dini cemaat, devletin kurumlarına "cemaatçi" kimliğiyle yerleşemez. o kurumları, penisilvanyadaki bir islam papasının güdümüne bırakamaz. böyle bir ülkede demokrasiden bahsedilemez. erdoğanı halk seçti, halkın isteğiyle de gidecektir elbet bir gün. peki güleni kim seçti? onun devlet kurumları üzerindeki bu vesayeti ne zaman biter?
burada en çok hak vereceğim konu, bu baskının basın üzerinde daha çok hissedilmesi. bu da bize hükümetin planları hakkında fikir veriyor. hükümetin bu tutumu, "kurbanının önce ağzını kapayıp sonra boğazını kesen canilerin tutumuna benziyor. hükümet önce muhalif basını susturmaya çalışıyor adeta. tabi bu benim izlenimim.
bizim bu konuda yapabileceğimiz fazla bir şey yok. ne yapalım, sokaklara mı inelim? gezi eylemlerindeki tutumundan anladığımız kadarıyla gülenciler bunu istemez, değil mi? öte yandan eylemlerin hükümeti azgınlaştırmaktan başka hiç bir işe yaramadığını da gördük. üstelik bu sefer olası bir eylemde çok sayıda vatandaşımızı kaybedebiliriz.
öte yandan sivil vatandaşlar olarak gülen cemaati gibi örgütlü de değiliz ki hükümete baskı kuralım, entrikalar çevirelim. biz sendikalar güçlensin, örgütlü olmak kötü bir şey değildir, kitleler örgütlensin, hükümete baskı kurabilsin derken de karşımızda iktidarın yanında cemaat beliriyordu.
yani mesele "sıra bir gün size de gelir" meselesi değil. halk zaten elleri kolları bağlanmış, tecavüz için bekletilen bir kurban durumunda. elimizi kolumuzu bağlayanlar kendi aralarında kavgaya düştüler diye bizim de illa taraf olmamız gerekmiyor. çünkü bu kavgada, iki taraf da haksız. ve unutmayın ki bu iki taraf, size kimin daha fazla tecavüz edeceği konusunda anlaşamadıkları için kavgaya düştüler. eğer mit gibi bazı kritik kurumlar da cemaatin eline geçmiş olsaydı, bugün hukuksuzluğun tillahını cemaat yapıyor olacaktı. bunu da gözünüzden kaçırmayın derim.
cemaatçi köpeklerin inlerinde kıstırılmasıdır.
noldu lan? hoşunuza gitmedi mi? darbe yapmaya kalkarsan adamı oyarlarmış değil mi? başbakan hakkkında onun bunun hakkında montajlar, videolar düzenlersen başına bu gelirmiş değil mi? nereden nereye... bü ülkenin 81 ilinin 75 inde emniyet sizindi, yargı sizindi ,o sizindi bu sizindi...
şimdi yargıdan iliğinize kadar kazıyoruz.
o 75 ilden geriye 5 tane kaldı ya da kalmadı.
devletin sahibi okyanus ötesinden cia tarafından dürtülen dümbüğün teki değilmiş. önce bunu bir idrak edin, sonrada o %0,00001 etmeyen oyunuzu da alın gidin. evet cemaatin %5 adamı varsa o %5 sadece çıkar için bunların yanındaymış gibi yapıyor, sandıktada size çakıyor küsküyü. kaptın? o yüzten %0,00001 bile değilsiniz.
uzun yıllar boyunca manşetlerle hükümet devrilen bir ülkede 'basın özgürlüğü' denilen fetişin fosil tanımı baz alınarak insanı en derin hüzünlere ve haksızlığa uğramışlık duygularına gark eden darbe biçimidir. aynı basın özgürlüğü anlayışının propagandacılarının, gazeteci yumruklama ve yumrukladıktan sonra da 'yha ona gasteci denmez ki, ak-it o' demek gibi özgürlükleri de bulunmaktadır. günler öncesinden 'bizi içeri almak istiyorlar' diye özgür özgür duyuru yapan çok sığ devlet mensuplarının, bugün 'çok şükür içeri alındım' minvalinde çılgınlar gibi sevinmesi ortalama bir ahlaki algıya sahip vatandaşlar için en hafif tabiriyle tiksindiricidir. 'dönemin başbakanı' içeri alınmak istediğinde yargıya çok güvenmemiz isteniyorsa, şimdi de o şekil bir güven telkin edebiliriz. bu ülkede herhangi bir özgürlük için hiçbir bedel ödememiş hariçten gazel okuyucu embesillerin de, (henüz kapağı dışarı atamadılarsa) bir an önce s.ktirip gitmeleri tavsiye olunabilir. zira daha operasyon yapılmadan yaygarayı basma eyleminin, yara ve gocunma ikilisinden başka bir şeye yorumlanması mümkün değildir. geçen yıl hükümeti liyakatsizlikle suçlayıp, bugün yapılan operasyon için 'show yapmayaydınız iyiydi' diyen objektifimsi eyyamcılar ise bir başka başlığın konusudur.
Basın her daim kaltaktır. O yüzden basına da özgürlüğüne de inanmıyorum. Yesinler birbirilerini. Ne zaman Gazetesi ne sabah Gazetesi ne radikal ne de aydınlık.
Hepsi sonuç dikte etmek için, sermaye sahiplerince kurulmuş şer odakları.
Önceden ahmet kaya'ya şerefsiz diyen fatih Altaylı; sonradan ardından ağlayabiliyor.
Ülkücü bir gazeteci Türkan saylan için ağlayabiliyor.
Her şey tiyatro; birbirini en çok yiyen insanlar aslında geceleri milyonluk ihaleleri paslaşıyor.
"Parılda benim güzel elmasım."
Tayyip Erdoğan ın iyice gözünün döndüğünün göstergesi. Aynı zamanda memleket için hiç hayırlı iş değil karşısındaki cepheyi genişlettikçe amerikaya daha da çok sarılmak zorunda kalacak amerika zaten beynelminel Nuri Alço.
bir garip ülkeyiz vesselam.
düzmece belgelerle hükümetle işbirliği içinde değerli vatansever komutanlarımızı ve hükümet muhalifi gerçek gazetecileri zindanlara tık. aldığın emirlerle ve içinde bulunduğun projeyle bu insanlar hakkında çarşaf çarşaf rezillik sun hem gazetelerinde hem televizyonlarında, şimdi sap dönüp götüne girince auuuwwww...
beter olun totoş ibneler. darısı akeğpe düzenbazlarının başına. o gün de gelecek sayın totoşlar.
bu kez mağdur edilenler geçmişte günahsız insanları mağdur etmiş olsalar da, son faşist operasyonla aslında mağdur olan ve utanca maruz kalan türkiye'dir.
gemi azıya almış akp iktidarı cinnet geçirme aşamasına girdi. artık topunu, akıl hastanelerine tıkıp bu kaostan kurtulmanın zamanı geldi de geçiyor. aksi halde, cinnetin iktidarı koca bir ülkeyi tımarhaneye çevirmek üzeredir.
amerikada yaşayan hocalarının izni ve haberi olmadan tek bir harf bile yayınlayamayan basına yapılan operasyondur. türk basını değil pensilvanya basınıdır özgür basın hiç değildir.
haksızlıklara şak şak yapanlara yapılmıştır. bugün de başkaları şak şak yapacaktır. sarı öküz gideli çok oldu. bu devir de kapanır o zaman da size darbe yapılırken şak şak yapanlar çıkar. onurunu satanlar elbet bugünü tadacaktır.
hala basın özgürlüğü çerçevesine sokuşturmaya çalışanlar var...
yok yea...
demokratız ama keriz değiliz canım kardeşim.
türkiyede basın yok yalan ve propaganda kusan satılıklar var...
cemaat ve yandaşları şimdi çıkıp sağlı sollu yumruk yediği ringi kendisi kurdu. yumruğu kendi suratlarına yiyince "ya medet!" diye eskiden akp ile beraber işkence ettiklerinden yardım bekliyor, kayıtsız kalanlara da "ama demokrasi" diye ıslak köpek yavrusu bakışlarıyla bakıyorlar...
daha basılmamış kitabı kim toplattı allahsızlar? daha basılmamış kitabı internetten indirmeyi "suç" ilan eden kimdi?
hukukun öyle bir anasını ağlattınız ki o enkazın altında kalmayacağınızı mı düşündünüz?
balyoz davasının karar ilamında sanıkların babalık ve aile reisliği haklarından yoksun bırakılması gibi modern hukukun içinde olmayan bir rezilliği sırf hakaret, hınç, kin adına kim yazdırdı?
gezide attıkları manşetleri, kendilerine bağlı polislerin gencecik insanlara yaptıkları işkenceleri unutalım mı?
"empati meleği olun ama daha da ötesi gerizekalı olun" demektir şimdi cemaate destek verin diye zırlanmak...
yapılmak istenen belli, 17 aralık 2013 hırsızlığını, yolsuzluğunu ve oslo görüşmelerini unutturmak, durumları vahim, çok vahim.. önceki yaptıkları gibi, bu yaptıkları da ellerinde patlayacak, ve insanlar hırsızlıklarını, ülkeyi bölme planlarını unutmak yerine daha büyük bir nefretle hatırlayacaklar..