13 yaşındaki çocuğun kendi rızası diye birşey olmaz.
adı üstünde çocuk bu.
daha dünyayı yeni tanımaya başlıyor.
farkındalığı yeni yeni oluşuyor.
mantık çerçevesinde isabetli karar verme yetisine dahi sahip değil.
ne rızasından bahsediyoruz.
bıraksan mahallede arkadaşları ile ip atlar.
alınan karar çirkinlik sınırlarını aşmıştır.
resmen adaletin ırzına geçilmiştir.
tek yapabileceğimi yapıp beddua edeceğim.
allah onlara ceza evinde misli ile versin.
"yazıklar olsun böyle aymazlığa" denesi acınası hal. tecavüz eden suçsuz sayılıp ceza almadığı sürece daha çok namus adı altında töre cinayeti işlenir. çünkü, tecavüz eden hayvanoğlu hayvan ortalıkta eli kıçında gezerken, tecavüze uğrayan kız tü kaka olur ve öldürülür.
artık şaşırmıyorum bu ülkenin ne kadar boktan bir ülke olduğunu her zaman söylüyorum "ya sev ya terk et" deniliyor. ah bir terk edebilsem ah... türkiye ülke mi lan! türkiye gibi ülkelerde yaşamazsınız sadece hayatta kalırsınız.
saçmalığın akıl sıra eremeyeceği durumu, o yaştaki bir çocuğun böyle itham edilmesi ve onlarca sapığın kolay kurtulması hayli şaşırmıştır daha önceden görmüş olsak ta. (bkz: hüseyin üzmez)
tamamiyle karar sahiplerinin ayıbıdır,
ve hala buna seyirci kalan senin, benim, hepimizin bir de!
*ayrıca, başka başka yerlere çekip üzerinden siyaset yapmak ucuzluktur zira konu öyle hassas ki sapmadan direkt tartışılmalıdır!
...o çocuğun hayatını karartan şerefsizleri lanetliyor,
buna seyirci kalan herkesle birlikte kendimi de ayıplıyorum!
Siz hala adaletin olduğuna inanıyor musunuz?
Diye sordurtacak olay.. Yazıklar olsun , bu devletin üniversitesinde okuyup , bu devlette hakimlik yapan o kişilere..
türkiye'de ki yargı sisteminin ne kadar boktan olduğunun göstergesidir. yıllarca hafızalardan silinmeyen ekmek çalan çocuğa ceza verilmesi olayının yaşandığı bu ülkede böyle kararların verilmesi yargılayanların bile boğazlarından haram lokma geçtiğini gösterir ki bu dünya da yesinler, içsinler. geberdikten sonra o azap ne hale sokacak onları.
"canım ülkemin pek değerli çalışkan ve adil hakimlerinin, tecavüz vakalarıyla uğraşıp zaman kaybetmemek ve işyükünü azaltmaları için tecavüze uğrayan çocuk olsa dahi bu olaydan zevk aldığı varsayılır ve ona bu zevki sağlayan "amcalarına" bir teşekkür borçlu olduğundan cezayı da bizzat kendisi alarak borcunu bu şekilde öder."
canım ülkem, ne hale gelmiş: van'da yaşanan depremde ölen insanına "oh olsun" der, 13 yaşındaki bir "çocuğun" insan görünümlü hayvanlar tarafından tecavüz edilmesine göz yumup "o çocuk bunu kendi istedi, zevk aldı" der, insanlığını ve vicdanını tozlu rafların arkasında unutur gider.
18 yaşından küçük bir yurttaşını reşit yani, yürürlükteki yasalara dayalı olarak yaptığı eylemlerin bilincinde ya da sorumluluğunu taşıyabilir görmemesi, onu henüz çocuk addetmesi beklenen bir yüksek yargı kurumunun, 13 yaşındaki bir kız çocuğu hakkında " uğradığı tecavüz eylemleri kendi rızasıyla gerçekleşmiştir " türünden bir karar vermesi, akıl alır bir hukuk yaklaşımı olmadığı gibi toplumun hukuk kurumlarına olan inancına indirdiği ağır darbe ile de bağışlanabilir bir durum değildir.
bu durum, medyanın bildik saptırmalarından veya verilen hukuki bir karara getirdiği kendince yorumlarından biri değilse yani, basına yansıdığı biçimde, gerçekten böylesine ucube bir karar verilmiş ise bu kararın altında imzası bulunan kişilerin her şey bir yana, 'hukuk' ve 'kamu vicdanı' kavramlarını içselleştirememiş oldukları ve bulundukları makama yaraşır nitelikler taşımadıkları kesindir.