haberi okur okumaz aklıma yılmaz güneyin baba filmi geldi.
.
millet ekmek bulamazken edebiyatı yapmayacağım ama sorması ayıp bu yaşta bunu aldınız, 18 yaşında ferrari aldınız, 25 yaşında uçak aldınız bu bebe 30 yaşına geldiğinde paranın alabileceği herşeyi almış ve doyumsuzluktan kudururken ne yapacaksınız ?
13 yaşında tekne aldığın evladın, yarın işlerin ters gidip batarsan ne yapacak ?
dünyaya bir kere gelindiğini bilen babadır . çoğunluğu oluşturan orta sınıf yavşaklarının çekemediği ve bu çekememeye kılıflar uydurduğu bir olayın kahramanıdır . güya çocuk şımarırmış . sizin tam bilmediğiniz bir konu ve kişiler hakkında yorum yapmanız asıl şımarıklık .
zaten fakirseniz aşağılanıp sevilmezsiniz, zenginseniz kıskanılıp sevilmezsiniz . illa orta sınıf yığınına dahil olacaksınız .
kaan kavrayış
nasıl olduğunuz kavrayamadığımız gemicik sahiplerinden bir diğeri.
not: istersen gezegen al çocuğuna hiç farketmez ama alçakgönüllü olmayı, empati yapabilmeyi de öğret.
muhabirin neden bu kadar çok istiyorsun şeklinde ki soruya anlayamazsınız cevabı vermesine sebep olan olay. muhabirin duraksamasının anlamı vardır. fakirdir o canım muhabir. fakirlerin onu anlamasına imkan yoktur. ve o çocuğu denize en çok çeken denizin yaptığı dalga, köpürtmesi fakirlerin hiçbir zaman bilemeyeceği asıl olaydır. o duygu sadece zenginlerde vardır. **
oğlunu şimdiden şımartmış baba. gerçi para var huzur var. ben 13 yaşında simit alamazdım kendime amk. rezil olmayayım diye evden getirdiğim ekmek arasını satranç odasında yerdim.
lan bizim rahmetli peder, 20 yaşıma geldiğimde bana 88 model kartal almıştı, alır almaz arabaya tüp taktırmış, ailecek sevinmiştik. o zaman euro falan yoktu hatta, mark vardı amına koyayım.
düşünsenize, bu çocuk benim yaşıma geldiğinde uçak gemisi olur bunun.