tribünden canlı canlı izleme fırsatı bulduğum karşılaşma. böylece galatasaray'ı da ilk defa izlemiş bulundum. maç sonunda otobüste bulunan burak yılmaz'la göz irtibatı kurup iki çift laf etmenin rahatlığını yaşarken burak yılmaz'daki rahatlığı görmek de beni çok şaşırtmadı.
gülüşü aklıma geldikçe ben gülüyorum.
ayrıca istanbul geldiği belli olan ultraslan grubunun elemanlarının tribün dersi alması gerekir zannımca.
küfürlü tezahüratlar etmek, dostluk maçında meşale yakıp herkesi zor durumda bırakmak ancak istanbul'dan özellikle bu iş için gelecek olan bir kısım taraftarın yapacağı iştir zaten.
galatasaray'ın oynamadan kazandığı maçtır. aslında maçı tek başına emre çolak aldı desek yalan olmaz. zira bir tek o istekli oynadı. diğerleri fazla rehavet içindeydi.
ikinci yarı as oyuncular girdikten sonra yavaşlayan maçtır ki bu da kendilerinin güzel tatil yaptıklarını net gösterdi.
transferlerden bahsetmek gerekirse erman kılıç topla buluştuğu bir kaç pozisyonda kalitesini gösterdi. skora yönelik çok çok olumlu bi şey yaptığını söylemek zor ama kaliteli adam işte onu gördük.
chedjou'da bir baldır var ki şort dar geliyor amınaki. çok az topla buluştu yorum yapacak bir şey yoktu.
maçın özeti olarak; ilk yarı oynayan yedek kadro'nun istekli oyununu gördüğümüz, ikinci yarı babaların oyuna girmesinden sonra sıkıcı gözükmüş maçtır. sneijder biraz hareketliydi, burak baya tutuk göründü, drogba yine güzel koşularını yaptı, iki güzel şutu vardı. selçuk'da bildiğimiz gibi fakat biraz daha fizik olarak düşük haldeydi doğal olarak.
yekta topla ileriye güzel çıktı ve bir anda kaleciyle karşı karşıya kaldı. topu içeri çevirdi, burak vurdu fakat kaleci yekta'ya çıktığında çizgiye koşan stoper kaleci gibi topu uçarak ve eliyle kurardı. hakem avantaja bıraktı ve sneijder boş kaleye attı.
maçla alakam yok ama yıllar önce cm 3'te oynadığım takımın adını başlıklarda görünce irkilmemi sağlayan maç. acaba yine benim taktikle mi oynuyorlar. *
ilk yarı itibariyle oyuncu performanslarını kendimce yorumlamaya çalışayım. iş güç yok nasılsa;
eray: topa dokunduğu tek an shrewsbury'nin kullandığı kornerde çıkıp topu çift yumrukla uzaklaştırması oldu.
eboue: sanki hiç tatile çıkmamış gibi geldi bana. 1-2 güzel bindirmesi oldu.
gökhan: iş düşmedi.
ceyhun: stoper'de gökhan'la oynadı, iş düşmedi.
hakan: önünde amrabat sürekli yardırdığı için ona da iş düşmedi. ilk dakikalarda bi deparı vardı, amrabat'a destek için oha dedirtti. sonra gözükmedi.
sabri: ceza yayının 2 metrE sağından plase bir aşırtma denedi ki mükemmeldi. kaleci son anda korner'e çeldi. özgüvenli oynuyor.
engin: baya bi top kaptı. terim engin gibi ona da biraz oyun kuruculuk görevi vermiş gibiydi. istekliydi fakat bikaç pası yerini bulmayınca morali bozuldu gibime geldi. tekrar takıma girme stresi içinde sanırım.
emre: cm tabiriyle 10 puanlık bir performans sergiledi. orta sahanın ortasında ileriye dönük şekilde oynadı, oyun kurucuydu. bütün pasları yerini buldu diyebilirim. golü de mükemmeldi zaten.
yekta: nerdeyse hiç göZÜKmedi. defansif orta saha olarak oynadı ve shrewsbury çok fazla atak yapamadığı için iş düşmedi.
amrabat: emreyle birlikte çok iyiydi. hızı rakibin bütün defansından fazla olduğu için topu arkaya atıp atıp geçti. golü de güzeldi oluşturduğu ataklar da.
elmander: 3-4 pozisyon kaçırdı ve iyi değildi. fiziği yine iyi fakat özgüven eksikliği göründü ve bu telaşla kaçırdı pozisyonları. gerçi girdiği pozisyonlar da yüzde yüzlük değildi tabi.
galatasaray'ın Eray işcan, Emmanuel Eboue, Gökhan Zan, Ceyhun Gülselam, Hakan Balta, Sabri Sarıoğlu, Yekta Kurtuluş, Engin Baytar, Emre Çolak, Nordin Amrabat, Johan Elmander ilk on biriyle sahaya çıktığı karşılaşma.