an itibari ile beraberlik golunün geldiğini sevgili yazarlara duyurmayı görev bilmekteyim. guiza nın uzun zaman sonra topla buluşup kaleye gitme gibi bir mucize gerçekleştirdiği ender bulunan maçtır.
gökhan emreciksin'in çok geç girdiği, girdikten sonra fenerbahçe'yi canlandırdığı maç olmuştur. hayır, gökhan'ın girmesi gerektiğini ben 50. dakikada görüyorum ama aragones nasıl görmüyor? josico'yu maç primine dahil etmeye kasacağına maça bak be hoca. göz göre göre çok önemli bir 2 puan gitmiştir.
kocaelispor'a cidden üzülmeme yol açan maç. adamlar son 1 ayda türkiye'nin en şöhretli iki takımına karşı deplasmanda çatır çatır top oynadı ama sezon sonunda büyük ihtimalle küme düşecekler. şu sıralar 5. büyük oldukları zamanları hatırlatsalar da "geçti bor'un pazarı" demekten başka çare yok. (bkz: yazık)
bu maçın bir kaybedeni varsa o da kocaelidir. fenerbahçe kesinlikle ama kesinlikle bir puan kazanmıştır. bir takım ancak bu kadar kendi sahasına mahkum oynayabilirdi.
(bkz: 4855269) nolu mesaj sahibinin iddiasının aksine "lan sesimiz daha çok çıksından" öte Tribün kültürünün oturduğunu görerek mutlu olduğum maçtır...
Nasıl yani. GFB'liler olarak KOSTAD'lı kardeşlerimizi karşılayarak yemekler yedik beraberce stada geçtik sanılanın aksine de oldukça güzel bir şekilde maçımızı seyrettik.
KOSTAD'lı Hodri Meydan grubunun Kocaeli'ndeki maçta bize göstermiş olduğu misafirperverlikten ötürü kendilerine teşekkürlerimizi sunarken Fenerbahçe yönetimi ile taraftar grupları arasındaki anlaşmazlıkta tarafını belli ettikleri için ayrıca saygılarımızı da sunarız. Harbi delikanlısınız.
ilk önce KOSTAD (Kocaelispor) yayınladığı bildiri ile zor günler geçiren Fenerbahçe tribünlerinin yanında olduğunu duyurmuştu. Geçtiğimiz hafta ise TSC (Bursaspor) ile 17 Gençlik (Çanakkale Dardanel) aynı şekilde birer bildiri yayınladı. Son olarak ise Tatangalar (Sakaryaspor) Fenerbahçe taraftarına yapılan haksızlıklardan dolayı "Fenerbahçe Yönetimini Kınıyoruz" dedi.
Geç kalmış olunsada yavaştan tribün bilincini, kültürünü oturtmaya başlıyor Türk tribünleri.
colin kazım'ın ıslıklanarak sahayı terk ettiği karşılaşma. futbolcunun ıslıklanmasına karşı olan birisi olarak şunu söyleyebilirim; kazım'a yapılanlar az bile. bu kadar ruhsuzca sahada gezinen adamın fenerbahce gibi bir kulüpten derhal uzaklaştırılması lazım. beraberliği kazım'a bağlamıyorum tabii. bir takım nasıl rakip seçer anlamak mümkün değil. ligde üst sıralarda oynayan takımları yen, düşmemeye oynayan takımlara ya yenil, yada berabere kal. olacak iş değil. bir takımın en iyi adamları deniz barış ve lugano'ysa o takımda sorun var demektir. feneri bu hale getiren başkan aziz yıldırım eseriyle gurur duyuyordur heralde.
mücadele bakımından kocaelispor'un hakkı olan maçtı, 1 puan alabildiler keza mağlup olsalar cidden yazık olurdu.
fenerbahçe yine duran top organizasyonu yine ceza sahası dışından atılan bir şut ile henüz 2. dakikada öne geçti ki birçok fenerbahçeli "ehehehe 5 çekeriz, cinconun intikamını alacaz hiyu yehu" nidaları atmaktaydılar. büyük bir kocaeli gördük o golden sonra, açık oynayan asla oyunu sahasında kabullenip kontradan atarsam atarım anlayışında olmayan bir kocaeli.
fenerbahçeli futbolcular 2 maç kazanıp lidere 3 puan yaklaşınca, 2 maç mücadeleci oynayıp "tünelin ucundaki ışık azalıyor" cümlesinden "dev gibiyiz" cümlesine 15 günde gelince açıklamalar, "başkan'ın düşüncesinin değiştiğine inanıyorum" lafı çıkınca ağızdan g.tleri arşa değmiş izlediğimiz kadarıyla. "biz olduk" olmuşlar, "biz 3 puan yaklaştık nasıl olsa beşiktaş, galatasaray, trabzonspor'a basarız, ufak takımlar da bu saatten sonra bize dayanamaz" düşüncesine kapılmışlar.
maç sonu rıdvan dilmen kocaelili levent'e sordu, "ne zamandır paralarınızı alamıyorsunuz?" diye. "sezon başında bazı arkadaşlarımız peşinat almışlar ama çok uzun zamandır maç başı paralarımızı alamıyoruz, primle oynuyoruz ama sorun etmiyoruz, elbette biz de profesyonel futbolcuyuz ama amacımız bu takımı ligde bırakmak" diyerek sadece fenerbahçeli topçulara değil, diğer parasını alan büyük takım oyuncularına da ders verdi. paranı alırsın, paranı alamadığında idmanda mutsuzluk gösterileri yaparsın, koşmazsın mücadele etmezsin puan kaybı olunca önce hakeme yüklenmek istersin, sonra dersin "büyük futbolcuyum" diye, pazarlıkta milyon eurolardan açarsın kapıyı utanmadan bir de. *
ülker'e de selam olsun. büyük takımlara sponsor olacağınıza, böyle takımlara sponsor olun da bir işe yarasın. en azından göğüs reklamı verin de murat hacıoğlu'nun kokoreççisine kadar düşmesin adamlar parasızlıktan.
sonuç olarak 2. dakikada duran toptan attığı golle fenerbahçe kadıköy'den 1 puanı çıkarmayı başarabilmiştir. haftaya bursa maçı birçok şeye gebedir, 2 maç kazanınca şampiyonluk şarkıları söyleyenler kocaeli gol atınca "fener gol gol gol" tezahüratını da yaptılar komik şekilde.
fenerbahçe'nin başta aziz yıldırım olmak üzere ciddi bir revizyona ihtiyacı vardır, bu takımın bu halde olmasındaki en büyük sebep ne aragones, ne futbolculardır. en büyük sorumlu aziz yıldırım'dır. ali kıran baş kesen tavırları ile takımı bu hale getirmiştir.