2000-2001 sezonu şampiyonlar ligi h grubu ilk hafta maçı. ön elemelerde levski sofia karşısında zorlanmasına rağmen sonraki turda lokomotiv moskova'yı güzel futbolla, her iki maçta da 3'leyerek gruplara kalan beşiktaş esasen fc barcelona, ac milan ve leeds united'ın arasına düşünce bu duruma sonradan hafiften pişman olacaktı. daha önce 1997-1998 sezonunda iyi mücadele etmesine rağmen nefesi yetmeyen beşiktaş'ın bu 2. şampiyonlar ligi macerası epey sancılı olmuştur.
ac milan cephesi de o kadar rahat değildi esasında, en son 24 mayıs 1995'te viyana'da ajax'a patrick kluivert'ın golüyle kaybeden rossoneri sonrasında 5 sezon boyunca avrupa'da büyük hayalkırıklığı yaşamıştır, onlar için de bir geri dönüş imkanıdır bu sezon. büyük efsane george weah artık yoktur. Alberto Zaccheroni yönetiminde 2 sezon önce serie a'da şampiyonluk sevinci yaşayan rossoneri'nin taraftarı da artık avrupa'da yeniden iş yapan takımı görmek istiyordur. maça geçelim fazla zırvalamadan,
maçı '99 süper kupa finalinin hakemi polonyalı ryszard wojcik yönetmiştir. beşiktaş maça iyi başlayan taraf olmuştur, ac milan pek ac milan gibi oynamazken beşiktaş daha derli toplu olan taraftır. tehlikeli ataklarından birinin akabininde ceza sahası içindeki bir hava topu mücadelesine o zamanlar tam manasıyla aspava garsonu imajına sahip ümit bozkurt ile danimarkalı thomas helveg aynı topa yükselir ama helveg burada bize ufak çapta bir voleybol resitali sununca polonyalı düdükcan hiç beklemez, gösterir beyaz noktayı. atışı kaptan tayfur havutçu kullanır ve topla bir diğer top dida'yı ayrı köşelere gönderir, beşiktaş san siro'da 0-1 öne geçer; dakika 20.
bu maç gidişat itibariyle tam 5 sene sonrasında gene bu sahada ac milan ile fenerbahçe arasında oynanacak olan şampiyonlar ligi grup maçına epey benzerken, rossoneri gene yapmıştır yapacağını. sağdan kullanılan bir korner atışında umut vaadeden isimlerden francesco coco'nun yaklaşık 10 metre mesafeden çaktığı kafa italyanlara 35. dakikada beraberliği getirmiştir. bu beraberlik golünden sonra ilk yarının normal sürede bitimine 1 dakika kala bu sefer oliver bierhoff çakar kafayı, rossoneri 2-1 öne geçer. hatırlatalım, bu golün ortasını 2 sezon sonra beşiktaş'a gelecek olan federico giunti yapmıştır. bu kafa gollerine rağmen esasında öyle bunaltıcı bir milan baskısı yoktur ama kendilerinin nasıl bir takım olduğu ortada; onların galip gelmesi için müthiş futbol oynamalarına gerek yoktur, o bize özgüdür. derken, beşiktaş geriye düşmenin şokunu henüz atlatamamışken kalenin hemen önünde andriy shevchenko'nun tehlikesini uzaklaştırmaya çalışan fenomen tiplimiz sead halilagic dost çifte telli oynayınca hakem bir kez daha, bu sefer italyanların lehine beyaz noktayı göstermiştir. penaltı vuruşunu andriy shevchenko kullanır ve skoru 3-1 yapar. esasen gayet güzel götüren beşiktaş ilk devrenin son 10 dakikasında haşat edilmiştir.
ilk devrede tarumar olan beşiktaş ikinci devrede de fazla bir varlık gösteremeyince maç rölantiye girdi, o esnada 4. gol de teşrif etti zaten. andriy shevchenko'nun şimdiki gibi sahada piknik yapmayıp da adının hakkını verdiği günler olduğundan kendisi nasıl geliştiği anlaşılamayan bir pozisyonda 3 tane beşiktaşlının içinden vurduğu topta ike shorunmu'u gene mağlup etmeyi başardı, skor da 4-1 oldu; dakika 77 yani francesco coco'nun sırt numarası, yani doğduğu yıl. kalan dakikalarda iyice taşak modu hüküm sürünce maç rossoneri'nin 4-1'lik üstünlüğüyle sona erdi, beşiktaş farklı yenilgiyle grup maçlarının açılışını yaptı. aslında enteresan bir sezon açılışıydı sanırım en gollü açılış maçları o sezon oynandı. 4-4'lük hamburg-juve maçı, 5-1'lik manu-anderlecht maçı, 4-0'lık barça-leeds maçı, daha gider epey...
beşiktaş o sezon çıktığı 3 deplasmanda 15 gol, toplamda ise 17 gol yiyecekti, sonuncu olarak elenecekti. inönü'deki rövanş maçı da italyan temsilcisinin 2-0'lık üstünlüğüyle sona ermiştir. velhasıl ilk tur gruplarını süper götüren ac milan ikinci turda o sezon serie a'da olduğu gibi layıkıyla sıçacaktı, beşiktaş'a gücü yeten rossoneri'nin façasını galatasaray bir güzel alacaktı.
arşivimizden çıkardığımız, şampiyonlar ligi tarihinden renkli bir maçta daha beraber olduk. ben pulemjot kalashnikova, esen kalın tüm futbolsever kişilikler.
içimizden gelen ekleme: bu maçta yaptığı efsane sıçışla san siro'daki kaşları "v" haline getiren thomas helveg daha sonra ikinci turda deportivo la coruna'ya riazor'da ceza yayı önünden attığı galibiyet golüyle kendini sevdirecekti, göbeğini okşatacaktı.
Beşiktaş deplasmanda 4-1 kaybetmiştir. Aynı hafta galatasaray evinde monaco yu 3-2 yenmişti. Beşiktaş ilk golü penaltıdan atıp öne geçmişti. Tayfur atmıştı. Ama ilk yarı bitmek üzereyken 2-1 geriye düştü. ikinci yarı da gerisi geldi zaten. O sene milan 2.Tur gruplarında galatasaray ile aynı gruba düşüp ağzının payını almıştı.
