maçın skorundan çok skibbe'nin kurduğu kadronun ve haklı olarak oyuncu tercihlerinin konuşulduğu maç olmuştur. servet çetin, emre aşık, emre güngör ve fernando meira dörtlüsünün aynı ilk 11'de sahaya sürülmesi galatasarayımızın 2 gol yemesine sebebiyet vermiştir.
11 kişilik kadroda 4 stoperin birlikte oynaması yanlış bile olamayacak derecede saçmalık ötesidir..
Evet rakip takım çok güçsüz değil ancak senin takımın ve kaliten ile boy ölçüşebilecek seviyede bir takımda değildir.. 2 maç oynayacaksın.. ilk maça kendi sahanda ve taraftarın ile birlikte çıkıyorsun.. Mutlaka gol atman gerekiyor ancak 4 stoperi oyuna aynı anda sürüyor ve stoper mevkiinde kalitesini ortaya koymuş meira gibi bir ismi ortasaha oynatarak takımı bir kişi eksik oynatıyorsun..
yetmiyor maçın henüz 20. dakikası takımın 2 gol yemiş ve hala cesaret edip stoplerden birisini oyundan çıkarıpta ofansif gücü yüksek orta saha oyuncuları ** oyuna sokmuyorsun..
tamamen skibbe'nin kadro seçimi yüzünden maç kazanılamamıştır.
iyi bir hazırlık dönemi geçirmemişsin, bu kötü zamanlarda her hazırlık maçında koşan/pres yapan/şut atan barış özbek yedekte bekliyor.. uzun zamandır top oynamamış/sakat/fazla kilosu bulunan hasan şaş'ı 70 dakika oyunda tutuyorsun..
Hepsini geçiyorum galatasaray taraftarının takımda gördüğü zaman "yuhhh" çektiği sabri sarıoglu oyuna girince herkeste bir sevinç, bir alkış.. sanki ronaldinho gelmiş ve maça giriyor derecesinde.. yani bu taraftarı bunlara muhtaç bırakanlar utanmalıdır ve çıkıpta "kadro tercihinde hata yapmadım" dememelidir.
Aykut Erçetin tercihi saçmalık ötesidir.. Evet aykut akıllı, dürüst, efendi, sempatik bir oyuncumuzdur ancak avrupa maçlarını kaldıracak kapasitede değildir..
Sen yabancı kaleci transfer ediyorsun ve avrupa maçında bu kaleci yedek bekliyor..
yahu kardeşim denizlispor, antalyaspor, konyaspor maçlarına mı saklıyorsun transfer ettiğin kaleciyi sen?.. Lig maçlarını aykut erçetin'de öyle ya da böyle türkiye için yetiyor zaten.. ama sen avrupa kupaları maçlarında(hem de telafisi olmayan) saçmalarsan böyle olmaz ki..
Cassio lincoln bu kadar istekli göründü.. çalıştı/koştu/çabaladı ancak kendisine orta alanda yardım edebilecek ** oyuncuların olmayışı zora soktu işi.. bir de net bir penaltısı verilmedi ki top ayağına her geldiğinde hayvanca faullere mağruz kalmıştır.. daha iyi oynaması ve toparlanması dileği ile..
Arda Turan söylenecek laf yok sanırım.. Defansa yardım etti, Asist yaptı, çalım attı, koştu, hiç durmadı.. gerçek bir galatasaraylı olduğunu bir defa daha kanıtladı..
Shabi nonda süper ötesi gerçekten.. gerek siyasi görüşleri, hayata bakış açısı, yoksulluğa karşı verdiği mücadele, duyarlılığı ve içtenliğinin yanında formasının hakkınıda verdimi bu kadar sempatik kimse olmuyor.. *
heh bir de iyi bir tobias linderoth ve uğur uçar tekrardan takıma dönüş yaparsa hiçbir sorun kalmayacaktır.. çok eksikliklerini hissediyoruz..
Son olarakta kimse turdan umudunu kesmemiştir.. ideal kadro ile çıkıldığı taktirde rövanşta öyle ya da böyle bu tur atlanacaktır..
klasik ilk 10 dakkada taraftarı kahretme ve maçı zevkli halden çıkarıp beraberliği ve galibiyeti yakalama adına terleye terleye izletme,işkence etme maçı.
maçın spikerinin fenerli olduğuna kanaat getirdiğim maç. zaten takım berbat moraller bozuk, bir de açık sözlü spiker moralleri iyice bozdu. yok gs çok dağınık, yok gs top yapamıyor, yok gs tel tel dökülüyor vs... nesin olum sen, nasıl spikersin; bize umut vereceğine ne diyorsun sen tok sözlü. deli ettin beni, aykut yetmezmiş gibi. aykut sana demeli. haftalardır ''çok formdayım, eldiven benim hakkım, kimseye geçit vermem'' dedin durdun. büyük konuşmayacaksın aykut'cum; yukardaki adamı böyle göt eder...
uğur uçar gelmeden bir halt olamayacağımızın göstergesi olan maç. adam gibi sağ bek yok,
uğur arkada önde barış ne güzel oynuyorlardı halbuki.
skibbe'nin bir sag bek yüzünden takımı darmaduman ettiği maç. aldığım bilgilere göre sırf sağ bek e defans oyuncularından birini koyabilmek için böyle bir 11 çıkartmış. ümit davala yardımcı antrenör olmayı öğrenememiş daha da diyebiliriz.uyarması gerekirdi. kendi sahamızda bu kadar defansif olmamalıyız diye.
aykut erçetin'i sadece türk diye savunan arkadaşlara güzel bir tokat olan maç. burada morgan de sanctis iyi transferdir diye konuşurken laf ebeliği yapanlar 5. dakikadaki gol sonrası ne demek istediğimizi anlamışlardır belki. geçen seneki leverkusen ve bu maç tamamen kaleciler yüzünden bu hale gelmiş maçlar. galatasaray tam yüklenecekken şapkadan tavşan çıkarır edasıyla gol yerseniz bir anda maymuna dönersiniz.
skibbe derhal gitmeli. çok fazla gazete okuduğu ve kendi kararlarını uygulamadığı belli çünkü. illa birilerine uyacaksa adnanlara uysun ya da basıp gitsin. sağ bekte sabri'den daha kötü kim oynar diye bir anket yapılsa emre güngör açık ara birinci olurdu herhalde. ayhan duruken meira'yi ikinci ön libero yapan, emre güngör'ü sağ bek oynatan bir adamın galatasaray'da işi yok. bu takımın başına ali şen gelse bu kadar sabote edemezdi takımı.
galatasaray bu turu geçer. sadece arda turan, shabani nonda ve servet çetin'in biraz kıpırdanması maçı bu hale getirdi çünkü. ama ondan sonrası için yönetimin yapması gereken iki önemli şey var.
1 - iyi bir forvet transferi
2 - iyi bir teknik direktör transferi
Evden çıkar çıkmaz "olum ne akla hizmet sen mecidiyeköyde oturuyorsun, nah izlersin sen fener'in maçını dedim ali samiyen'in önündeki kalabalığı görünce. Neyse, samiyen';in karşısında bir pub var adı gelmiyor aklıma, küçük ama şık bir mekan bir girdik her yer Galatasaraylı. Normal tabi, bunu bilerek el sıkıştın ev sahibiyle.
Neyse Galatasaray ikinciyi yedikten sonra gerçekten üzüldüğümü hissettim, güney kıbrıs'tan bile takım girecek bu şampiyonlar ligine, biz de iki takımla olmalıyız dedim.
O kadar emindim ki fener'den. Ne de olsa az sonra fener';in maçı başlayacak ben de fener'in gollerini galatasaray maçının sol üst ekranından takip edecektim keyifle ve fener attıkça ahkam kesecektim "Galatasaray sistem olarak yanlış oynuyor, yönetimin beceriksizliğinin eseri, bak Fenerbahçe öyle mi ya" ile başlayan cümlelerimi hazırlamıştım ki Fenerbahçe ne yazık ki üçüncü golü de yedi dedi spiker. Yuh dedim. Ama en çok da neye yuh dedim biliyor musun uuser, mekandaki hemen hemen tüm Galatasaraylıların 5, 5, 5 diye orayı inletmelerine, "Partizan bunların a.ına koy" tezahüratlarına yuh dedim.
Ulan dedim yenilsin bu ibneler. sonra düşündüm ki bu yanlış. bir şeyi fark ettim o insanlar bu tezahüratları yaparken çok eğleniyorlardı, mutlulardı.. ve futbol bunun için vardı.. koy götüne dedim.. hadi len arda dedim. Vur sen yine de..vur da 3 olsun.. ama takat, kondüsyon, fiziki yeterlilik ali samiyen'in çok uzaklarındaydı o dakikalarda. Neyse ki fener sonradan beraberliği sağladı da bugün işyerindekilere ahkam kesebiliyorum rahatlıkla. "galatsaray'ın sistemi yanlış, yönetimin beceriksizlikleri... bla bla..."
her türlü olumsuzluğa rağmen umutlarımı bükreş'e taşımış olan maçtır.
tarihinde bir çok başarılar yatan galatasaray, bu başarıları yakalarken içine düştüğü tüm olumsuzlukların hakkından gelerek göndere çıkmıştır. umuyorum 27 agustos 2008 akşamı yine aynı şey olacak ve gruplara kalacaktır.
galatasaray'ın şampiyonlar ligi'ne erken veda etme olasılığı çok yükseldi.
gördük ki steaua hiç de öyle yabana atılacak takım değil. özellikle 70.dakikadan sonra tükenen sahanın hiçbir noktasında ayakta kalamayan galatasaray neredeyse maçı satmış bir takım havasında oynadı.
kewell ve karan'In takıma katılması takımı iyi etkiler şüphesiz ancak turu etkilemeye yetmeyebilir çünkü dünkü takım görüntüsü ile Galatasaray kesinlikle steaua'dan iyi bir takım değil.
maçın öncesinden başlarsak göze batan ilk şey mevsim itibariyle gurbetçi arabalarının ve gurbetçi izleyicilerin çokluğuydu. galatasaray sahaya ısınmak için ilk çıktığında sabri gene kendini gösterdi ve her futbolcunun yaptığı gibi reklam panolarının 1 metre ilerisindeki boşluğundan geçmek yerine 1.3 metrelik panoların üzerinden atladı ve bize bu sezonda fazla birşey beklemememiz gerektiğini gösterdi. skibbe'nin 7-8 hazırlık maçından sonra sahaya çıkardığı 11 bizlere herşeye rağmen feldkamp'ın futbol dehasını gösterir gibiydi. maç öncesinde yayın yapan romen kanalının sunucusunun anons aralarında stadda çalan müzikle dans ettiğide gözlerden kaçmadı. steaua bükreş gibi bir takımın formalarını unutarak türk itfaiyesinin acil durum kıyafetlerini giymesi ise kendisine yakışmadı. maça gelirsek en azından dün sahadaki steaua bükreş kesinlikle iyi bir takım değildi, maçın kontrolü cevat güler'de bile olsa turu garantileyecek skor çok rahat alınabilirdi. ne olursa olsun maça sağ bekte sabri başlamalı ve meira defansa çekilerek mehmet topal'ın yanına ayhan ya da barış koyulmalıydı. tek bir orta saha oyuncusuyla oynamak maç boyunca galatasaray'ı orta sahasız bıraktı. son olarak galatasaray bu takımı rahat eleyecek güce sahip ancak mutlaka ideal dizilişle oynaması gerekmekte.
ilk yarının başından oyunun son dakikasına kadar topu havaya diktiğimiz oyun. aykut şişirdi , emre şişirdi , sonradan oyuna girdi sabri şişirdi... gören de koller var zannedecek , nonda nın boyunu tam olarak bilmesem de sürekli kafaya çıktıgı defans oyuncusundan hesap etmeye çalışıyorum 1.85 yok. ya hakan şükür gitsin dediğimize de pişman olduk. hakan varken yan top olmazdı şimdi de aslında yan top yok da bu kadar şişirilir mi bir top arkadaş? maçı izlerken benim dalağım şişti nasıl bir futbol anlayışı bu? topa bükreşliler kafa atıyor bizim önümüzde kalıyor da ancak hücuma çıkabiliyoruz. ya tamam anladık 4 stoper çıkmışsın , oyunu geriden kuramam diyorsun da bari orta sahadan biri geri yanaşıp oyunu kurmaya çalışsa? bence bu oyun tarzıyla 2 - 0 dan 2 - 2 başarı. 2 hafta sonraki maça kadar inşallah bu mantalite biraz olsun değişir de şampiyonlar ligine kalırız. rakip ahım şahım bir takım değil ama en azından topa kafa vurmada eksikleri olmadıgını ogrendik 90 dakika boyunca. özetleri izleyin 2 kere vuramadılar kafayı onlar da gol oldu zaten. kalecinin 5. dakikadan itibaren topu bıkmadan usanmadan ileri uca şişirmesi çok mantıksız.*rövanşı dört gözle bekliyoruz...
kimsenin yazmadığı dehşet bir an vardı ki, o da spikerin "sol açıkta şu an servet çetin var" dediği ve servet'in ceza alanının solundan bindirme yapıp orta yaptığı andı.
görüntüsü çok acayipti, ronaldinho'yu kalede görmek gibi birşeydi.
ama adamın azmine de hayran olmamak elde değil.
şahsen bağırmaktan sesim kısıldı, zıplamaktan bacaklarım hamladı ancak zar zor 2-2 yapabildik. halen anlayamadığım bazı şeyler var. lincoln'ün yere düştüğü pozisyon penaltı değilse ne? ikinci golü nasıl attık? o hasan şaş'ın yerine biri girdi kim o? defans ölmüş hatta yürümekte zorlanırken son dakikalarda bariz 3. golü yiyorduk. maçın sonunda yorgunluktan mıdır taktiksizlikten midir niye şişire şişire oynadık? bir avuç romen taraftar bazen nasıl kendilerini dinlettiler? hatta attıkları ilk golde romenler fişekleri ateşlemişlerdi. takımıda ateşlemiş olacaklardı ki gol geldi. stadımızın kapalı alt bölümü harika olmuş ancak adam gibi scoreboard yok. bu skibbe sezonun yarısı kadar galatasaray'da durabilecek mi? son olarak galatasaray şampiyonlar ligi'nde oynamayı gerçekten istemiyor mu?
galatasaray' ın kafasının hala tatilde olduğunu gösteren maç. bir tarafta ciddi ciddi futbol oynayan steaua bükreş, diğer tarafta sanki plajdan toplanıp getirilmiş galatasaray. oyun disipliniyle alakası olmayan galatasaray, bu maçta beraberliği kurtararak tur ümidini bükreş' e taşıdı. umarım ümit karan, tobias linderoth ve hary kewell' in takımıyla her şey daha güzel olur ve bükreşliler galatasaray' ın futbolunu izler. bu arada hakem bükreşlilerin sakatlamaya yönelik faullerine ses çıkarmayarak galatasaray' ın işini daha da zora soktu. yine de bu takımın adı galatasaray ve galatasaray' dan umut kesilmez.
bir fenerbahçeli olarak değil, türk futbolunun avrupa' da başarılı olabilmesi için can atan biri olarak konuşuyorum öncelikle. galatasaray bu akşam cidden çok kötüydü. he arada bir bastırdı ama fazlasını da göremedim doğrusu fenerbahçe - partizan maçı yüzünden. ya zaman el verdikçe izlemeye gayret ettim, bu kadar mı isteksiz oynanır yahu ? adamlar sanki maçı bükreş' te oynuyorlar. özellikle son dakikalarda. insan bastırır, 3. gol için uğraşır ama yok. galatasaray yenilmemeye baktı, beraberlik yeter dedi ama, bu futbolla hiç umutlanmasınlar, böyle olursa bükreş' te en az 3 gol yemeleri içten bile değil..
galatasaray'ımın afedersiniz koşmaktan değil sıçmaktan yorulduğu maç. 2-2'den sonra ali sami yen'de steaua bükreş'den ciddi baskı yedik ya, yeminlen utançtan ne yazacağımı bilemiyorum. sinirden teknik analiz bilem yapamayacak durumdayım, ama belirtmek lazım ki romen takımı galatasaray'a göre çok daha fit durumda çünkü ligleri başlayalı 3 hafta oldu ki umarız sahadaki bu rezilliğin açıklaması da budur.
olarak görev aldılar maçta. fakat bu adamların en iyi oynadıkları yer stoper. emre asık hariç. çünkü oynanamaması oynamasından daha faydalı takıma. meira defansa takviye olsun diye alındı. yoksa ön liberöda ayhan akman var halihazırda. daha birçok oyuncu oynayabilir o bölgede. skibbe, kalli'den fazlasıyla etkilenmiş anlaşılan. geçen sene de kalli'nin emre güngör ve servet çetin'i ön liberoda oynatma fantezisine tanık olmuştuk.
yani bu 4 futbolcudan emre aşık'ı kafadan eleyince 3 futbolcudan 2'si stoperde oynar. servet'in yeri garanti olduğuna göre ya meira ya da emre güngör servet'in yanına gelir. macera aramaya gerek yok. cevat güler çok geri planda kalıyor sanki. geçen sene yaşanan olayları aktarmalı skibbe'ye. görülüyor ki; eski tas eski hamam.
özellikle ilk yarıda takdir haklarını bükreş takımından yana kullanan ve "bariz" penaltımızı çalmayan Laurent Duhamel'in kötü yönetimine tanıklık ettiğimiz maç.
tek gerçek var ki;
turu geçmek için avantajlı bir skor yakalayamadık. umarım takım toparlanır ve bükreş'te şans bizim yanımızda olur.
prekazi nin monaco ya attığı gol ile galatasaraylı oldum. o zamandan beri galatasaray'ı avrupa nın aslanı olarak sevdim. hayatımın vazgeçilmez bir parçası bu takım. man uth zaferi ile ağladım. hala aklıma geldikçe gözlerim dolar.
şampiyonlar liginde başarılı olamasak da katılmamız bir adetti. o takım zamanla tecrübelendi uefa yı aldı süper kupayı aldı. falan filan...
dedim ya bu takım taraftarlarına öyle birşey yaptı ki artık biz galatasaraysız bir şampiyonlar ligi düşünemiyoruz. bu hale geldik. biz heyecan kan ter içinde umutlu maç izliyoruz ve haklı olarak da aynı istek arzuyu; göklere çıkartılan, dünyanın parasını alıp, kendi ülkesinde alem yapan topçulardan da bekliyoruz. bu beklenti yüzünden salaklık bizde belki de.
benim yüzde birim kadar bile galatasaraylı değil kaypak lincoln.
benim yüzde birim kadar bile galatasaraylı değil şımarık barış.
yukarıda saydığım başarıları kazanan efsane bir takım vardı. bugünkü kadro bence galatasaray tarihinin en güçlü ikinci kadrosu. fakat böyle geleceği parlak ve tecrübeli oyuncuları da kariyerinde zirvesinde olan bir takıma skibbe gibi bir teknik direktörü layık görenlerde, benim ve benim gibi bu takımı yürekten seven bir çok taraftar gibi yüzde bir bile galatasaraylı değil.
fanatizmin bünyelerindeki ülke ruhunu elage ettiği piçlerin steaua'nın her golünden sonra deli gibi sevindiği maç. ha sonra galatasarayımız, şabanımız nondamız çaktı iki tane de birazcık nefes daralması görüldü örtlek bedenlerinde. partizan'ın katkılarını da unutmamak gerekiyor tabi.
bunun dışında galatasaray'ın fazla bir bok yapmadığı, hakem kılıklı orospu cocugunun içine sıçtığı, mutlak penaltıların verilmediği, galatasaray'ımızın bastırdığı sırada hakemin oyunu soğuttuğu, kendi mevkiisinde oynamamalarına rağmen oyuncularımızın iyi niyetleriyle ellerinden geleni yaptığı maç olmuştur.
