luis aragones'in skordan ve oyundan hiç de memnun olmadığını belirttiği maç. ''benim çalıştığım her takım başarı ve galibiyet için oynar, ötesi başarısızlıktır.'' demiş. biz taraftarlar için böyle düşünen bi adamın takımın başında olması gerçekten de umut verici. mukayese ne denli doğru bilmiyorum ama zico olsa tercüman samet aracılığıyla ''çok güzel skor, eledik bitti.'' tarzı bi açıklama yapardı eminim. yani dominant ve yenilgiye, hele hele saçma sapan skorlara ve hatalara tahammülü olmayan bi adamın fenerimi çalıştıryo olması tek umut veren şeydi dün geceki maç için.
bi kez daha anlaşıldı ki bi önlibero şart. ayrıca böyle giderse bi sol açık ve bi sağ açık da şart. dün verilen işaretlerle umarım uyanmıştır sevgili ''herşeyi çok bilen'' fenerbahçe yönetimi. zira bu sisitem ve orta saha ile cl'de bizi kalbura çevirirler alimallah.
saçma sapan goller yesekte yine hatamızı telafi ettik. Artık volkan sana ne desem bilmem ki? Ayrıca şu kazım denen adama birisi fenerbahçe formasının ağırlığını anlatması lazım. Yere atılacak kadar ucuz bir şey değildir o forma.
babacan kaleye nidalarımın yeniden canlandığı mücadele + guiza iyi futbolcu belli adam her pozisyonun içinde ama ayaklarına biraz hakim olmalı insan hiç top kontrolü yapamazsa sonunun kezman'a dönebilceğini sandığım mücadele.*
fenerbahçe'ye tur için yeterli olacak skoru çıkardığı maç.
yukarıda da belirttiğim gibi tur için yeterli olabilir bu skor, ancak fenerbahçe taraftarını memnun etmesi mümkün değildir. son yıllarda gerek kurumsallaşması, gerek tesisleşmesi, gerekse sportif başarıları göz önüne alındığında, camianın çıtayı yükseltmiş olması, bu tip alt klasman takımları karşısında fark beklentisini de beraberinde getirmektedir. ancak unutulmaması gereken şudur ki; bu takım henüz hazırlık aşamasındadır ve kendini bulması için zaman tanınmalıdır. aynı zamanda eksik bölgelerine transfer yapması muhtemel olan fenerbahçe'nin hazır olması için önünde yeterli süre mevcuttur.
panik yapmanın ve endişelenmenin erken olduğu "sporseverlere", dalga geçmenin ve iğnelemenin yersizliği ve eziklik kompleksini gözler önüne serdiği gerçeği de anti-fenerbahçegillere arz olunur.
geçirdiği ağır sakatlıktan sonra gökhan gönül ün diğer maçlarda olduğu gibi eski performansından uzak olduğu maç. nazar mı değdi nedir, sağ kanattan yaptığı bindirmeler, kestiği isabetli ortalar, defansta rakibe top aldırmamalar * ortada yok. takımın hem ofansta hem defansta oyunun olumsuz yönde etkiliyor. bu formsuzluğunu sakatlığına bağlıyor, eski performansını yakalamasını umut ediyorum.
ilk yarıda partizan'ın oynadığı, 3-4 gol olmasının işten olmadığı, ikinci yarıda ise fenerbahçe'nin toparlandığı ve beraberliğe taşıdığı karşılaşma.
ayrıca türk kaleciye güven olmaz part ii denebilecek karşılaşmadır. part i için:
formanın değil kansızlığının hakkını verenlerle beraber izlediğim maç.
enteresan deneyim olmuştur. sırplar'In gollerinde sevinen taklalar atanlar vardı. fransız da olursun yunan da demiştik ama bu kadarını beklememiştik doğrusu.
neyse çürük yumurtalar diyelim bütün galatasaraylılar'a mal etmeden...
15. dakikadan itibaren sion-galatasaray maçının aynısının oynanacağı belli oldu aslında. çünkü rakip genç ve sert olsa da, futbol becerisi açısından fenerbahçe'den gerideydi.
fazla anlatmaya gerek yok. deplasman maçı için mükemmel bir skor fenerbahçe'ye bir kalecinin daha gerekliliğini gördük. volkan ara sıra balta yemeden kendisine gelmiyor anlaşılan. bir de gökhan gönül'ün ayakta duramaması ilginçti.
fenerbahçe korkutsa da %99 ihtimalle bu turu geçmeyi bilmiştir. şimdiden gruplardaki rakipleri düşünmeye başlayabiliriz.
13 agustos galatasaray steau bukres maçıyla beraber türkiye'den neden kaleci çıkmadığını gösteren maç olmuştur. her maçı da geriden gelip alacak değiliz ya iki sıfır başlarsan maça anca bu kadar oluyor.
volkan gibi bir saatli bombaya güvenen fenerbahçe bu adamın kırmızı gördüğü maçlarda daha rahat edecek kanımca çünkü volkan babacan'a daha çok güveniyoruz.
alex de souza'nın yusuf yusuf modunda bilmem kaç kilometre koşması şaşırttı. güiza da golünü attı sonunda. kezman'ın hep yapmak isteyip de yapamadığı hareketi bugün de nazire yaparcasına yapışı da ayrı bi güzeldi. altına imzayı attı kezman'a sevgilerle..
bu kadar mı aynı olur iki takımın kaderi. bir daha asla eşine rastlayamayız sanırım. 2-0'dan 2-2'ye getirdi iki türk takımıda. ancak tabii ki avantajlı takım fenerbahçe. rövanş maçında bir 5 golde partizan'a hediye ederler.
fenerbahçe'nin rövanş için kendisine yetecek skoru aldığı karşılaşmadır. analiz etmeye çalışayım. biraz uzun olacak idare edin.
galatasaray maçının ilk yarısı bitip kahvede fenerin maçına dönüldüğünde maçta farkettiğim ilk şey partizan'ın zenci forvetiydi. bi hastir çektim içimden sonra adının diarra olduğunu farkettim ve bu hastir duygusu iyice arttı. nitekim diarra ilk yarıda başımıza oldukça bela oldu. sağdan gelen ortada gökhan'ın pozisyon hatası ile partizan'ın ilk golü geldi.
golden sonra fenerbahçe hala rakip savunmanın arkasına guiza'yı kaçırmaya çalışıyordu. bu arada savunmanın arkasına sarkan diarra, volkan'dan seken top, arkadaki adını unuttuğum elemanın diziyle topu boş kaleye yuvarlayışı. 2.golden sonra fenerbahçe etkili gözüktü biraz ama son hareketlerde başarısızlık vardı. colin'in üstünde bir sorumsuzluk, umursamazlık vardı ve ekrandan çok sırıttı. gökhan'la hiç anlaşamıyorlar. olan gökhan'ın bindirmelerine oluyor, boşa gidiyor hepsi.
derken kaptan iki güzel hareketle ceza sahasına girdi ve indirildi. pozisyonu ilk gördüğümde değil dedim ama tekrarında penaltı olduğu açık görünüyordu. kalecinin sağına bir plase ve 2-1.
ikinci yarının ilk 10-15 dakikası galatasaray maçı nedeniyle güme gitti o sırada da guiza yazmış bir tane. sonradan gördüm güzel bir gol semih'in kafayla indirişi ve guiza'nın iyi son vuruşu. guiza'nın izlediğim 4. maçı bu ve gerçekten beğeniyorum kendisini. bir kere sezgisi kuvvetli ve çok pozisyona giriyor. son vuruşu iyi özellikle savunmasını öne çıkaran takımlar karşısında çok iş yapacaktır. sadece üzerinde biraz stres var son dakikalarda kaçırdığı gol çok zor bir pozisyon değildi.
gs maçı bitip tekrar fb'ye dönüldüğünde skor 2-2'ydi ve maçta hazırlık maçı görüntüsü hakimdi. ilk yarı coşan sırp taraftarlardan eser yoktu ve fenerbahçe çok rahat oynuyordu. burak ve emre değişiklikleri ile fenerbahçe daha da kendine geldi ve iyi oynamaya başladı. özellikle burak'ı çok beğendim. gökhan'la iyi anlaşıyor, fizikli, süratli, tek top oynuyor. kazım'dan iki gömlek düşük bir futbolcu olsa da kaprissiz ve çalışkan yapısıyla kazım'ı kesebilir. semih'in yerine giren emre'yi de yine beğendim. büyük ihtimal rövanşa ilk 11'de yer bulacak. sol kanatta da bugun dökülen uğur'dan çok daha iyi oynadı.
gelelim selçuk'a... iyi niyeti ve takıma faydalı olmaya çalışmasına diyecek lafım yok. ama kesinlikle bu takımın ön liberosu değil selçuk. 2-2 iken 2 tane rezil top kaptırdı da birinde hakem faul verdi kontra yemedik. maldonado'yu zaten beğenirdim yine iyi buldum. ayrıca gayet dikine de oynadı adam bu gece. kesinlikle selçuk'tan iyi. roberto'nun tecrübesine, soğukkanlılığına her geçen gün daha da çok hayran oluyorum. sahada olması yetiyor çoğu kez. bir iki kez pozisyon hatası yaptı olur o kadar.
ha unutmadan bu takım avrupa'da gerçekten şanssız. partizan'ın ofsayt nedeniyle iptal edilen bir golü vardı hatırlarsanız. o neydi öyle allah aşkına? bıktık artık saçma sapan goller yemekten.
kısaca ikinci yarıdaki fenerbahçe'yi iyi buldum. ilk yarıdaki kötü oyunun nedeni ise ısrarla savunmanın arkasına guiza'ya top atılmasıydı. hepsi partizan'da kaldı. fenerbahçe'nin rövanşta zorlanacağını sanmıyorum. kasmadan 2-0 gibi güzel bir skorla geçeriz partizan'ı. gs steau'yu eler, atletico schalke'yi eler, biz de gruplara 3. torbadan girip 4. torbadan atletico'yu çekip başımıza bela alırız der bitiririm.
fenerbahce'nin cok fazla hata yapmasina ragmen avantajli dondugu mac.
fenerbahce'de ozellikle kanatlardan hic bir isabetli orta yapilmazken; selcuk sahin'in hucuma destek vermeyi$i, edu-lugano ikilisinin aralarina atilan her topa seyirci kalmalari ve volkan demirel'in kotu performansi da fenerbahce'nin oyununu fazlasiyla etkiledi.
gokhan gonul gecenin hayal kirikligiydi bana gore. "ben artik oldum" tavirlari, ikili mucadelelerde etkisiz kali$i ve ozellikle ilk yarida 3 kez arkasina adam kacirmasiyla gecen seneki performansini aratacaginin sinyallerini verdi. keza kazim'in calim sevdasi da takimin hucumda cok top kaybetmesine sebep oldu ilk yari boyunca.
daniel guiza gol atmasina ragmen ozellikle son dakikada ki topu acemice kontrol edemeye$i herkesin kafasinda soru i$aretleri birakti.
iyi $eyler de vardi tabi. alex de souza'nin ilk yari boyunca 4 senedir hic ko$madigi kadar ko$tugunu gormek garibime gitti acikcasi.
son olarak; volkan demirel'e fazlaca guvenip 2. kaleci transferine gerek gormeyen-hatta bu yuzden serdar'a kapiyi gosteren- yonetim ve teknik kadro mesaji almi$tir umarim.
fenerbahçe' nin şampiyonlar liginin kapısını araladığı maç. partizan asla fenerbahçe ayarında bir takım değil, fenerbahçe sırpları kadıköy' de yenecektir. şimdiden hayırlı uğurlu olsun.
lig tv de bahsedildiği üzere taraftarlarının lakabı "mezar kazıcıları" olan partizan karşısında fb'nin az daha kazılan mezara düşme tehlikesi geçirdiği maç.
ligin ilerleyen haftalarına denk gelse fenerbahçe'nin rahat yenebileceği (keza gs'nin de)bir maçtı da aynı zamanda. zira partizan 3 haftadır liglerinde oynamakta ve bu önemli bir avantaj, yoksa fenerin rakibi olacak kalitede bir takım değil kuşkusuz.
volkanın kaleci değil de süs biberi olarak durduğu maçlardan biridir. insanı sinir etmiştir sırf volkan yüzünden o televizyona küfürler yağdırmışımdır. *
partizan'ın attığı ofsayt olan 3. gol izlemeye değerdi doğrusu. fenerbahçe kanatları gerçekten bu gece çok kötüydü. roberto carlos gecenin ismiydi bana kalırsa. tecrübesiyle, o kadar rahatlattı ki takımını. burak kendisine verilen her topu geriye attı. guiza mtk maçlarındaki gibi karşı karşıya bir sürü toptan yararlanamadı yine. herşeye rağmen, ikinci maçta fenerbahçe zorlanmadan kazanır.
