avrupa defterini kapatmasının ardından lige dönen beşiktaşımızın mücadelesidir.
rakiplerin alacağı sonuçlardan sonra muhtemel bir liderlik maçı da olabilir.
bizim için saldır karakartal.
beşiktaş'ın 7. dakikada bir topunun direkten döndüğü, 14. dakikasında nihat'ın şutunun ucu ucuna kornere çıktığı, kullanılan kornerden gelen kafa vuruşunun çizgiden çıktığı karşılaşma. 0-0 devam ediyor.
nihat'ın penaltıdan kolay pozisyonu kaçırdığı maçtır, kornere çıkan topun dönüşünde de fink mutlak pozisyonu kaçırdı. hani, ilker denen kaleci gününde olmasa 5-6 olmuştu maç (rıdvan dilmen mantığıyla yanaşalım)
gerçekten akıcı ve güzel bir maç olmuştur ilk yarı itibariyle. bu gidişatla kesin gol olacaktır ikinci yarıda. beşiktaş açısından olumlu olan ilk yarıda çok pozisyon bulması, manisasporun ise geriye düştüğü maçta çok doğru bir zamanda beraberliği yakalaması. genelde çok daha tedbirli oynayan iki takım ilk yarı hücumu daha çok tercih etti. ikinci yarıda beşiktaş gol bulacak gibi görünüyor. belki de bu yıl beşiktaş'ın en gollü maçı bu olabilir.
nedense hakkında pek fazla entry girilmeyen maç. ya beşiktaşlılar üzüntüden yorum yapmak istemiyorlar ya da zaten beklenen bir durum olduğundan pek yazacak bir şey bulamadılar. tabii unutmamız gereken bir şey de 13 aralık 2009 sözlük sıçışı. hoş aradan bir saat geçti.
her neyse maça gelirsek beşiktaş'ın sadece mücadele ettiği bir maç. evet mücadele bakımından laf söylenemez ama sahada tello dışında bir tane teknik adam yok. bu nasıl büyük takımlık ben anlamadım. rakibi sadece fizik gücüyle yenmeye çalışıyorlar. hani teknik ayaklarla rakibin başını döndürmek falan yok. e bu sefer golü at, üstüne yat taktiği de tutmayınca bir de nihat'ın üstün performansı eklenince maç haliyle berabere bitti.
beşiktaş'ın bütün hücum gücü, ön libero ernst ve orta saha tello. bobo da işi bitiren görevinde. bunun dışındakilerin hiçbiri büyük takım futbolcusu değil. hele nobre ve nihat evlere şenlikler.
mustafa denizli'nin verdiği maçlardan yalnızca biri. yıldırım demirören yeter diyenlerin dili tutuluyor şu puanları verdiğimizde. kimi başkan yapmak istiyorlar bilmiyorum ama başka bi teknik direktörden destek almıyor sanırım bunlar...
beşiktaş'ın son derece iyi oynamasına karşın, denizli'nin kanatları oyundan alarak maçı kilitlemesiyle puan kaybettiği bir karşılaşmadır. karşılaşmanın ilk yarısındaki ataklardan 1 tanesi girseydi şuan beşiktaş'ın attığı farkı konuşuyor olurduk ama olmadı.
önemli değil, kötü oynayarak galibiyetler alıp eksiklerimizi örteceğimize, iyi oynayarak beraberlik alalım ama en büyük eksiğimiz olan "bulduğunu sokan forvet ve kanat" problemini görelim. delgado ve holosko'yu dört gözle bekliyoruz, nobre'nin ve tabata'nın gidişini dört gözle bekliyoruz ve ekrem'in artık oynamayacağı günü dört gözle bekliyoruz. onun dışında hiçbir problemi yok bu takımın. taş gibi takım, taş. bugün 2 puan veririz, yarın 3 puan veririz. ama diğer takımlar şansa aldıkları 3'er puana sevinirken biz eksiklerimizden ders çıkarır ve kimse anlamadan yine liderliğe otururuz.