127 hours filminin gerçek hikayesinin etkileyiciliği kadar soundrackları ile dikkat çekmiş bir filmdir. özelliklede kurtulduğu son sahnede çalan sigur ros - festival adlı müzik.
burda yapılan kader vurgusu ve ardından bir insanın kendi kaderini, orda bahsedildiği şekilde, yol ayrımlarında verdiği kararlar(kendi kolunu keserek) ile tekrar yazmasına dair sahne filmin en güzel sahnesidir bana göre.
Konusu: Genç bir dağcı olan Aron, Utah yakınlarında büyük bir kaya parçasının arasına sıkışır ve 5 gün boyunca hayatta kalma mücadelesine giren Aron Ralston'un gerçek hikâyesi... 5 gün boyunca kolu kayaya sıkılmış, susuz ve aç kalan Aaron, arkadaşlarını, sevgilisini (Clémence Poésy), ailesini ve yolda kazadan tam önce karşılaştığı iki dağcı kızı (Amber Tamblyn ve Kate Mara) hatırlamaktadır. 5 gün boyunca yaralı halde sıkışıp kalma hali ve içsel sorunlarıyla karşılaşmak zorunda kalan Aaron aynı zamanda cesareti ve kendisini metrelerce derinlikteki bu beladan kurtarmaya yarayacak tüm yönleriyle de yüzleşir ve sonunda kurtulur. Dinamizmini hiç kaybetmeyen film, izleyiciye daha önce hiç yaşamadıkları bir yolculuk vaad ederken hayattaki seçimlerimizle ilgili sıra dışı bir hikâye sunuyor.
James Franco'nun performansı ile birleşmiş süper ötesi film. Kapağında dedikleri gibi "yaşam ile ölüm arasında her dakikanın önemi var".
Normalde her, tek kişi seneryolu olan filmler bizi etkilemez fakat bu film her şeyi o kadar güzel anlatmış ki, "vay be tek oyuncu ile neler oluyormuş" dersiniz. Üstelik her film insana bir şey katmaz. Fakat bu film yaşamanın önemini, yaşmayı anlatıyor. izlemeyen çok şey kaçırır.
hikayenin gerçek olduğunu bilerek izlediğinizde birçok sahnede baş dönmesi, mide bulantısı yaratan film. ama çok güzel bir filmdir. defalarca da izlettirir kendini.*
film başladığında "off be ben bu adamın yerinde olacaktım" denilip, film ilerledikçe "amaaan allah düşman başına vermesin" denilen kalite kokan yapımdır.
agorafobi uyandırabilecek bir filmdir. onun dışında pek numarası yoktur. sadece asosyal olmanın iyi bir şey olduğunu gösteriyor ota boka bulaşma otur evinde he mi.
gercek bir olayi anlatmasiyla ben o adamin yerinde olsaydim napardim sorusunu sorduran film. tabi ki ölmeyi tercih ederdim gibi geliyor bana. yaptigi seye hic bir yurek dayanmaz.