hiç bir boka derman olmayan eğitim sisteminde kadrolaşmayı engellemek, sistemin kalitesini arttırmak yerine, at gözlüğünü yıllardan beri atamamış halkın gözünü boyamak için, seçim arifesinde "bak 8 di biz 12 yaptık" diyecek olan iktidarın içi boş çabasıdır.
8 yıllık sorunlu bir eğitimin zorunlu bir öğrencisi olarak söylüyorum ben bunu.
ogrencilerin, kariyer alanlarina dogru yonelmis bir yolda yogunlasmasi gerekirken, neredeyse yetiskin olduklarinda bile standart tarifede kalmalarina neden olacak "zorunluluk". *
demiyormuydunuz agac yasken egilir diye? ee hani? butun 18 yasindaki genclerin 12 yili ayni. hepsi ayni. hangisi muhendis, hangisi yonetici, hangisi doktor, hangisi sanatci olacak?
oldu olacak universiteyi de 12 yildan sonra paket olarak sunun genclere; yada 17 yil zorunlu egitim yapin en iyisi, mezuniyetten sonra gazeteye dart atarak is bulsunlar.
kurarsin sistemini, egitirsin gelecegini.
ama nerde.. ben giderim mersin'e, sen gidersin tersine..
baska sozum yok hakim bey.
amac nedir niye yapılır acaba diye merak edilen uygulama. 8 yılı zorunlu hale getirdiler, iyi, guzel, hos ama yapılan okslerden sonra gorduk ki, hala aynı tas aynı hamam. 12 yıl zorunlu hale gelince yine sıfır cekenler olmayacak mı acaba diye dusunduren durumdur. 12 yılı zorunlu yapacagınıza 8 yılı kaliteli yapın da gercekten 'egitebilin' demek gelir içimden.
eğitimin zorunlu yapacağımıza daha kaliteli yapılması gerektiğini söylettiren durmdur.
şimdiki eğitim sistemimize baktığınmızda sadece zorunlu alınan 8 yıl görünüyor ve hala çocuklarımız at misali yarışmaya devam ediyor. okullarımızda eğitim yok yalnızca öğretim var, o da lise ve üniversite için! çocuklarımız sosya-kültürel olarak hiçte gelişmiyorlar. ülkemizin sorunlarıyla ilgilenmiyorlar; çözüm üretmiyorlar vb. bütün bunların sonucunda sormamız gereken soru; "eğitim ve öğretimi mi 12 yıla çıkaralım yoksa eğitim ve öğretimin kalitesini mi 12 kat arttıralım?" olmalıdır.
orta öğretim süresinin 3 yıldan 4 yıla çıkmasıyla, bir sayısal öğrencisinin aldığı fizik dersi sayısının toplamda azaldığı bir ülkede 2012'de geçilmesi hedeflenen sistem. *
kesinlikle gereksiz eğitim süresini anlatan kelime öbeğidir. 12 yıl boyunca eğitim alırsınız ama bomboş olarak hayata atılırsınız. okuyanın ekmek bulamadığı bu devirde kapitalist güçlere kölelik ederek ekmek arayan insanlar kafilesine katılırsınız.
12 sene sürekli papağan gibi bilgileri ezberlemek zorunda olma durumu..
Öğrenci 17-18 yaşına geliyor ve ezberlediği hiç bir bilgi işine yaramıyor.17-18 yaşına gelmiş hiç bir meslek bilgisi olmadığından ÖSS gibi at yarışına benzeyen bir sınava girmek zorunda kalıyor.
At yarışını kazanamayanlar geleceğe ümitsiz bakıyor, çünkü 12 sene sürekli bir şey ezbelemek zorunda kalmıştır. Hiç bir mesleki bilgisi yoktur.
Öss ( At yarışı)yi kazananlarda bir müddet seviniyor, onların içinde de şanslı azınlık geleceğe güvenle bakarken büyük bir çoğunluk üniversite diplomasının hiç bir şeye yaramadığını gördüğü için gelecekten beklentisi azalmaya başlıyor ve depresyone giriyor.
Yani sözün özü Üniversite ile birlikte 16-17 sene okumuş hiç bir işe girememiş milyonlar yaratılıyor bu sistemle..
tamam öyle di böyley di demeyi bir kenera bırakıyorum. japonya 1880 yılında lise eğitimini mecburi kıldı. liseyi okuyup üniversiteye gittiğini düşünüce. bilmiyorum belki siz düşünün babanne ve dedenizin, savcı doctor mühendis öğretmen olduğunu düşünün. adamların bu kadar gelişmesi mucize değil. japonyada bir mühendis olmak için lisans eğitimini bitirmek yetmiyor. dünyanın herhangi bir yerindeki fabrikanın yada firmanın birinde bir sorun bulacaksın ve o sorunu cözeceksin. sonra gidip ben buraya gittim bu sorun vardı su kadar yıl içinde çözdüm diyeceksn ondan sonra mühendis sıfatına layık olabiliyorsun.
düz liseler kaldırıldı, yani bi puan tutturup en düşük liseye bile gidemiyorsan açıkta kalıyorsun. bu uygulama bu sene başladı ardından böyle bir yasa gelıyor. e türkiyede en önemli özelliğin tembellik oldugunu dusunursek, bu düz lise sistemi geri gelebilir. ki gelmesi lazım yoksa açık öğretimin mecburi oldugunu düşünsenize..
hikaye eğitimdir. iddia ediyorum bugünün teknolojik imkanlarıyla bile (bilgiye ulaşma anlamında söylüyorum), bundan 20-25 sene evvel ki bir aralıkta liseden mezun olmuş adamın yarısı kadar bir bilgi donanımı veremez, vermeyecektir bu sistem. dediğim zaman aralığında lise bitirmiş insanlar kesinlikle bugünün gençlerinden daha bilgiliydiler. öğretmenler de daha fazla idealist ve daha iyi birer eğitimciydiler ya da en azından ellerinden geleni yapıyorlardı bilgiyi/donanımı öğrencisine ulaştırmak için, hem de kısıtlı imkanlara rağmen.
buradan eğitimcileri eleştirmiyorum, ki ben de eğitimcilik yapmayan, özel sektörde çalışan ama eğitim fakültesi mezunu biri olarak söylüyorum bunu. bu devletin ve sistemin ayıbıdır. o eğitimcileri devlet okullarından özel dershanelere kaçırmak ve onların gözünde eğitimin karşılığını 1 öğrenci = yılda 2,5-3 bin türk lirası demek vicdansızlığına bıraktıkları için.
(bkz: dershaneler eğitim sisteminin ayıbıdır/#8131391)
not1: bu bir mesleki eğitim yönlendirmesi değildir asla da olamaz, bunun örneğini gidin almanya'nın herhangi bir eyaletindeki devlet okulundan alın, bakın, sorun, öğrenin! aradaki farkı göreceksiniz!
not2: idealist eğitimcilerin tamamının önünde de saygıyla eğiliyorum.
haa bir de 80'lerle ülkeye giren bir meslek okulları projesi vardı? hakikaten adını duyan, bilen var mı şu anda!
bence pek yararı olmayacak bir işlem. yani ülkede bilimsel, tarafsız, ideolojisi olmayan, kaliteli bir eğitim verilse neyse. ama böyle bir şey yok. bu çocuk 4 yıl daha fazla okuyacağına bir işe girse çalışsa, gezse, okusa, hayatı yaşasa ve hayatı öğrense her 40 dk bir tenefüsün gelmesini, her hafta, hafta sonunun gelmesini beklemesinden daha iyi değil midir? okulda çocuklar doğru dürüst sanata yönlendirilmiyor, spora yönlendirilmiyor, bilimsel özgürce düşünmeleri sağlanamıyor, önlük kravat giydirip her sabah koyun gibi dizip tırnak kontrolü yaparak disiplin kirliliği yaratılıyor. bu mu eğitim? bu mu öğretim? yani belki dört yılı boşa gidecek, giden çok kişi var.
ilköğretim 8 sene zorunlu hale geldiğinde liseye devam etmeyenlerin durumu göz önüne alındığında doğacak sonuçtan korkutandır. düşünün sınıfta kalma derdi yok, şu yok bu yok, illa ki geçircekler. o zaman niye çalışıp birşeyler öğrenmeyi dert edesiniz ki?
eğer okuduğum şeyler doğruysa bu tasarı kapsamında okul öncesi eğitim zorunlu eğitim olmaktan çıkarılacakmış. her alanda binlerce açıkta öğretmen var. son yıllarda okul öncesi eğitim zorunlu olacak diye nerdeyse bütün üniversiteler bu bölümü eğitim fakültelerinin bünyesinde açtılar. zaten olan üniversiteler de 2. öğretimini açmaya başladı. yani her yıl 3 kişi mezun oluyorsa şimdi 6-7 kişi mezun oluyor. her alanda binlerce açıkta öğretmen var. her alanda olan fazlalık artık bu alanda da olur siz de rahatlarsınız. bi de pdrcilerin önünü kapatın tam olsun. bütün öğretmenleri öldürün hatta telef edin falan. valla ne gerek var ya!!!!