gunumuzle kiyaslayinca bizim gonullu koleler oldugumuzu gosteren film. o zamanlar insanlari(afrolari) zorla karin tokluguna calistirip iskence ediyorlarmis. gunumuzde asgari ucrete gonullu calistirip mobbing v.b. iskence ediyorlar.
empati yaparak izlendiginde insanlarin ne kadar irkci, vahsi , lanet olabilecegini tam anlamiyla hissettiren ayrica michael fassbender'in izleyicisini kendisine nefret beslettiren sahane bir performas sergiledigi dram filmidir.
siyahilerin, lanet beyaz ırk tarafından nasıl ezildiğini, hayatlarının nasıl da çalındığını anlatan güzel bir yapım. ama şu da var filmde geçen ve gerçek olmayan; kaçırılan siyahi abimiz, aslında kendisi kaçıyor; o iyi niyetli beyaz adamın ( (bkz: Brad pitt)) yardımıyla değil. bu da, zamanında yapmış oldukları o kadar zalimliği kabul edemeyen beyaz insanın sinsi mesajı ; "güzel kalpli beyazlar da vardı." yedik mi? yemedik.. geçmişiniz vampirlerden oluşuyor efendiler; barbarlıktan, katillerden ve zalimlerden. bu arada barbar olanlar ise, hala biz türkler.
abd'de 2013 ağustos sonunda galasını yapmış, türkiye'de 2014 ocak sonunda gösterime girecek film. 1850'lerde köle ticaretinin yasal olduğu yıllarda siyahi bir müzisyenin başına gelen olayları anlatarak abd'nin ırkçı ve faşist tutumunu yansıtmaktadır. gayet hoş film.
(bkz: serbest çağrışım)
evinden iyi vaatlerle başka şehre götürülen solomon'un ertesi gün elleri kolları zincirli bir şekilde köle pazarına gitmesiyle uyanır. sahip diye seslendikleri adamın onu satın almasıyla bir grup siyahiyle tarlaya gider. orada geçirdiği zaman, yaşadığı işkenceler, tutsaklık, insan haklarının hiçe sayılması insanı en derin yerinden vuruyor.
özgürlüğün ne kadar değerli bir şey olduğunu anlıyor insan.
siyahilerin kölelik dönemini anlatan hatta bu konuda başyapıt olabilecek bir film diyebilirim. chiwetel ejiofor oyunculuğunu konuşturmuş. ayakta alkışlanası.
abd'de geçen yılın 25 ekiminde vizyona giren, Türkiye'de ise 24 ocak'ta vizyona girecek olan film.
sabırsızlıkla bekliyoruz efenim. güzel bir filme benziyor.
izlendikten sonra gelen edit: hem hastalıklı geçmişine lanet ettiğiniz bu gezegende yaşıyor olmaktan, hem de muhtemelen kainatın en pislik canlısı olan insan türüne mensup olmaktan utanç duyacağınız; içinizi -bir siyahi olmasanız dahi- cızım cızım cızlatacak olan kölelik sisteminin 19.yy'daki durumunu gözler önüne seren biyografik * bir film.
an itibariyle bitirdiğim ve muhteşem dediğim filmdir efendim. Bir kere inanılmaz akıcı film,Michael Fassbender da başrolde ki abimizde döktürmüş, bu film varken gidip gravity e en iyi film ödülünü vermezler inş.
amistad'ı izlemesek hepimize başyapıt olarak yedirilecek film. Steve Mcqueen'in önceki işlerinden dolayı büyük beklenti içindeydim ancak beni pek bir sükut-u hayale uğratmıştır. michael fassbender abimize yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazandırmasını beklediğim yapım olmuştur aynı zamanda.
--spoiler--
kimse deyinmemiş ama ben özellikle dile getirmek istiyorum. arkadaş, 12 yıl nasıl geçti ben anlamadım. iyi niyetli ilk sahip yanında baş marangozu dövene kadar birkaç ay, ekinler yanlara gelene kadar birkaç ayda esas kötü adamımız yanında, sonra bir sezon yargıç yanında, sonra tekrar esas kötü adamımız yanına dönmesinin, yan karakterlerin sağlık ve yaş durumuyla karşılaştırılarak düşünürsek, tüm bu olayların en fazla 8-10 ay geçtiği gibi bir zaman dilimi oluşuyor. en komik bulduğum da 12 yılda yaşlanmayan adam tarladan arabaya yürüyene kadar bir miktar, yolculukla eve dönene; at arabasından inene kadar bir miktar, eve girene kadar da bir miktar daha yaşlanarak 4.5 dk içinde 12 yılda yaşlanmadığı kadar yaşlanmıştır. vay anasını.
--spoiler--
michael fassbender ve steve mcqueen ikilisini tekrar araya getiren,sinemada izlemek için sabırsızlandığım filmlerden biri.ayrıca kesin oscar'da aday veya adaylıklar kazanacak.