Filmin yönetmenliği steve mcqueen'e , senaryosu john ridley'e ait. Yapımcılarından biri brad pitt (ki kendisinin de küçük ama önemli bir rolü var), ve gerçek bir hikayenin senaryolaştırılmış hali.
Film kendini adım adım, emin bir şekilde ve acele etmeden işliyor, ve her ayrıntı ile ağzınıza sıçıyor.
Oyunculuklar ayrı ayrı çok başarılı ve karakterlerle sevgi-üzüntü-acıma-nefret ilişkisini çok iyi kuruyorsunuz. Kötü karakterler bile bağ kurulabilir. Bu yüzden zaten o korkutucu hissi verebiliyor.
Film sizi düşünmeye itiyor, sınıf farkı - kölelik - dibe batış - ve kurtuluş konularında bir çok noktayı düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Ve dehşete düşüyorsunuz;
"Ulan... Bir zamanlar dünya böyleydi. Düzen buydu." diye.
Sizden güçlü bir kötülüğün karşısında acizsiniz, evet. Ama bunun asıl dehşete düşürücü tarafı, bu kötülüğün "normal" olarak algılanması.
Ben şunu sordum mesela; "ben bu filmi neden 2020 senesine kadar izlememişim?"
güzel bir filmdir. patsy nin solomon a beni öldür diye yalvarmasından sonra işkence gördüğü yerde çok üzüldüm. bi insanın ölümü daha güzel bulması çok korkunç.
Ağır giden hiç hızlanmayan bir film olmasına rağmen insandaki " lan bunlar gerçekten yaşanmış he " duygusu ile hiç sıkmayan film...
Bunca çaresizliğe rağmen umudunu korumak , ayakta kalmak...
insanlığın biz iyi günlerini görüyoruz.Film çok uzak değil 1800'lü yılların ortası...zenci insanların doğuştan günahkar ilan edildiği ve toplumların genelinin bunun böyle olduğunu düşündüğü yıllar çok değil 150 yıl önce bir dünya gerçeğiymiş.
django'ya kıyasla birazcık yavan kalmış filmdir. ama django'da ilginç bir şekilde tüm siyahiler melezdi. gerçek siyahi karakterlerin sayısı çok azdı. 12 years a slave'de harbi harbi siyahi oyuncular kullanılmış, iyi olmuş.
hikayenin sonu ya iyi bağlanamadı; ya da çok uzayacağından korkularak kısa kesildi. patsy'e noldu mesela? ya da çocuklarını kaybeden kadın tekrar kavuşabildi mi? filmin sonunda sadece "aha bakın la solomon northup kurtuldu" diyerek bitirmek saygısızlık olmuş.
ayrıca patsy rolünü acayip güzel oynayarak oscar almış oyuncu lupita n'yongo'yu burdan ısırıyorum, canım benim.
son bir cümle, brad pitt burda da yapımcı ve burda da kendine iyi rol yazdırmış iyilik meleği mübarek. michael fessbander'ı, benedict cumberbatch'ı at tabi seyircinin önüne. hıyar herif.
amerikada zencilerin köle yapılmasını anlatan filmler içinde django unchainedden sonra izlediğim ikinci güzel filmdir. django unchained'in tadını vermedi açıkçası. biraz durgun ilerlediğinden olsa gerek. ama amerikanın kara geçmişini anlatan bu tarz filmleri her daim destekliyorum. aynı zamanda kendi ülkesinin pis geçmişini kabullenen amerikalıları da takdir ediyorum.
bu ve bunun gibi filmleri izleyince sürekli aklıma "adalet dediğiniz o kadar adil bir şey değilmiş" repliği geliyor. tabiki pardon filmiyle karşılaştırmıyorum ama bu söz buraya cuk oturuyor.
düşünsene abi. ülkenin kanunları zencilerin köle olarak alınıp satılabileceğini, sahiplenilebileceğini, insan değil mal olduğunu kabul ediyor. bu hususta beyaz insanlara hak tanıyor. ve bunun sona ermesi de pek uzak değil. daha yüz sene gerimizde. o yılları görmüş yaşamış insanlardan bazıları yaşıyor halen belki de. hele hele o adalet sistemi solomonu özgür bilip siyah olduğu için haksız görmesiyse... (bkz: adaletini sikeyim dünya)
filmi eleştirmek gerekirse, biraz durgun ilerliyor ve yavan geldi bana. solomonun marangozu dövdüğü sahne haricinde izleyiciyi kendine bağlayacak hiç bir sahnesi yoktu. hele hele solomonun özgürlüğüne kavuşması ve ailesine dönmesi kısımlarının son on(hatta 7) dakikaya sıkıştırılması saçma olmuş. hatta filmin sonunda solomonun özgürlüğüne kavuştuktan sonra adaletin adaletsizliğiyle tekrar yüzleşmesi, köleliğin kaldırılmasında aktif rol alması, birçok yerde konferanslar vermesi, yeraltı tren yolundan kaçan zencilere yardım etmesi falan anlatılıyor. ki solomonun hikayesi de asıl özgürlüğüne kavuşmasıyla başlıyor bence. filmi gereksiz uzatacağına(bazı sahneleri gereksiz yere 1 dakikadan uzun tutmuş. hatta solomonun yüzü anlamsız bir şekilde uzun uzun gösteriliyor bir fotoğraf gibi) tüm bu olayları da çekip filmi 2saat 30 dakikada tamamlayabilirlerdi. sonuna da solomonun nerede nasıl öldüğü bilinmiyor yazar bitirirdi. bu şekilde film solomonun 12 yıllık esaretinden sözetmekten öte gidememiş ancak solomon aslında zenci köleliğinin kaldırılmasında rol alan isimsiz "kahraman"lardan yalnızca birisi ve bu film onun kahramanlığını tanıtma açısından güzel bir araç olabilirdi. hele hele filmin türü biyografi olsa da benim gözümde biyografi değil sadece dram filmiydi. çünkü köleliğin başlayıp bitmesine kadar işlenen kısım tüm zenci kölelerin başından geçebilirdi. bence solomonun hayatını özel kılan sonda anlatılanlardı.
not: zenci insanlara siyahi denmesinden tiksiniyorum. zenci demeyi hakaret olarak algılayanları da anlamıyorum. bir insana direk rengiyle hitap etmek kadar gerzekçe ve aşağılayıcı bir durum olamaz bence. bir insan bana beyazi dese "nerem beyaz amk" derim. bir insana siyahi demek onu ırkıyla ötekileştirmekten daha iğrenç bence.
not 2: zenci demeyi hakaret olarak görenlerin bunun mantığını bu cagal gardaşınıza anlatmalarını da rica ederim.
amerikalı beyazların zencilere yaptığı insan dışı muameleyi konu edinmiş film, başroldeki zenci kandırılarak bi adaya kaçırılır, 12 yıl türlü işkence çeker tabi tek değildir başka zenci köleler de vardır, sonunda brad pitten yardım isteyip arkadaşlarına mektup yazar, geri gitmeyi başarır , eve gittiğinde çocuklarının büyüdüğü kızının evlendiğini görür falan filan...
not : bu filmi üniversiteye ziyarete gelen amerikalı seksi bi bayan izletti, film bitince , amerikalıların yaptığı haksızlıklar hhakkında konuştu yarım yamalak türkçesi ile , keşke her abd li böyle olsa...
müthiş bir film.müthiş bir anlatım ve kurgu.gerçek hikayeden alıntı olarak filmi o duygu ile izlerseniz gözleriniz dolar artık bir süre sonra sabır dersiniz haykırmak istersiniz. sonra filmin son sahnesi gelir ki anlatmayacağım muhakkak izleyin görün kalkıp internetin başına zencilerin köleleştirilmesiyle ilgili yazıları araştırırsınız. biraz da saat satan zencileri anlarsınız. ekmek parası zor iş.
fetişist olanlar izlemesin. Felaket kırbaç sahneleri var. Film de brad pitt in olması hoş olmuş.
Irkçılığın köleliğin ne kadar kötü olduğunu anlarsınız.
+18 sahneleri var tenasül uzvu, ferc, mabad, anadan üryan siyah erkek ve kadın bedeni görmek istiyorsanız izleyin.
Hamiş; beni içine çeken bir film oldu. Imdb notum 9.
sıradan bir film. nasıl oskar aldığını anlayamadım. benzeri yüzlerce film yapılmış olması elbette bir filmi eleştiri kıstası değildir ancak yine de sıradan.
filme dair en garipsediğim durumsa, filmin bitimine müteakip ekranda beliren gerçek bilgilerden birisinin, ''solomon northup, kendisini kaçırıp pazarlayanlara karşı açtığı davayı kaybetti '' olmasıydı. filme baştan sona hep üzüldüm ama bittikten sonraki o bilgi tüylerimi gerçek anlamda ürpertti. çünkü kaçırılıp, pazarlanan bir köleye neler olabileceğini az çok hepimiz tahmin ediyoruz. ne kadar çok üzüleceğimizi ise oyunculuk kalitesi belirleyecekti ki mükemmeldi. davayı kaybetmesi... ne pis dünyada yaşadığımızı vurgulamak için sanki.
tamam film güzel falan ama bence abartılıyor. konu öyle bir konu ki el kamerasıyla çeksen millet izler yine ayılıp bayılır. oyunculuklara laf yok ama konu bakımından çok yeni yaratıcı bir durum yok ortada.
dün dvd'sinin çıktığını görüp alıp izlediğim film.
filmin başında adamımızın nasıl kaçırıldığını anlayamadan bir bakıyoruz kendisini bir hücrede zincirlenmiş olarak buluyoruz. akabinde olay anlatılıyor ama burası flashback ile değil olağan akışla verilseymiş daha iyiymiş. sonlarda brad pitt gözüküyor ama rolü çok az. bu arada abd'nin güneyindeki evlere hayran olmamak elde değil, sınırı duvarı olmayan yemyeşil bahçelerin ortasında verandalı büyük evler hep.
neticede kölelik yaşanan bir utanç ve filmin konusu da yaşanan bir hikayeden alınmış. izlerken sahnelerden etkilenerek beyaz olmaktan utanıp zenci gibi hissedebilirsiniz.
yilmaz ozdil'in iktidarin yasattiklarina ithafen bir kose yazisina baslik yaptigi cumle. oscar odul torenlerinden sonraki yazisi olmasi lazim. ulkenin ve iktidarin 12 yilda ne hale geldigini yazmıştır.
Harika müzikler ve harika oyunculukla siyahilere yapılan ıskenceleri, ırkçılığı anlatan harika bir film. Filmde en az 3 4 kez shazam i açtım ama sonuç elde var sıfır. Şimdi de o müzikleri bulmak için küçük çaplı bir araştırma yapıyorum güzel temennilerinizi eksik etmeyin efenim.