Çok afedersiniz ama bir sikime yaramayan eğitimdir. Ezberci öğrenciler yetiştir, amına koyduğumun eğitim sistemini kafan bozuldukça değiştir, sistemi değiştirirken hiçbir eğitimciye sorma; sonra da de ki eğitimimiz iyi. Sikeyim öyle eğitimi.
Ulan davar, önce getirdiğin sistemin çıktılarına (o sistemde okuyan bireylerin nasıl bireyler haline geldiğine) bir bak, sonra sistemi ona göre değiştir. Ama nerde, canı sıkılan sistem değiştiriyor siktiğimin yerinde.
Git bir Finlandiya'ya bak nasıl bir sistem uyguluyor. Sonra ülkemizde bunu nasıl yapabiliriz ona bir bak. Gidip Finlandiya eğitim sistemini kâğıt üstünde ülkede uygulamaya çalışmak bir boka yaramıyor.
Ahırdan hallice olan okullarını bir düzenle önce, kaliteli hale getir. Eksik malzemelerini bir tamamla önce, spor salonlarını vs. yaptır.
Sonra her kpss'den geçeni öğretmen diye yollama okullarına. Mülakat sistemini muhalif insanları elemek, torpil yapmak için değil hak eden öğretmenleri belirlemek için kullan.
Öğretmenlerin refah seviyelerini arttır ve işlerini daha rahat ve güzel bir şekilde yapabilmesini sağla.
Müzik dersi koy ama enstrümanların olduğu bir sınıf da yap o okula. Beden dersi boş ders anlamına gelmesin mk yerinde.
Sikindirik ders kitapları hazırlamayı bırak, adam akıllı kitaplar hazırla öğrencilerine. Öğrencilerin ders kitapları ücretsiz artık diye goygoy yapacağına git bir bak öğrencilerin bir tanesi de o kitabı kullanıyor mu diye.
Yeni atanan öğretmenini sikindirik, ahırdan bozma bir okula gönderip hem öğretmenin meslek hevesini kaçırma, hem de öğrencilerin o boktan yerde mahvolmasına izin verme. Sen devletsin. Git ve oraya adam gibi okulunu yap. Hem her yerde olduğunu göster, hem de adam gibi öğrenciler yetişsin orda.
Bu memleketin evlatlarını sadece oy vermeye, askerlik yapmaya yarayan koyunlar olarak görmeyi bırak artık. Devletin elini uzat ülkenin dört yanına. Köylere bile kütüphaneler aç, okusun diye teşvik et halkı.
Her yeri üniversitelerle dolduracağına üniversitelerin kalitesi için uğraş biraz da.
Topla büyük bir eğitim şurası, getir dışardan da büyük eğitimcilerden; bu ülke için nasıl bir eğitim sistemi yeterli olur onlara sor. Her işin iyisini kendin bilemezsin. işi bir bilene sor. Milli eğitim bakanlığı'nın başına eğitimle alakası olmayan insanları dikme.
burada hepimiz yazarız. dürsütçe söyleyin kaç tanemiz lisede anlatılan derslerin üzerine bir şey koymaya çalıştı. liseyi geçtim üniversitede bile her şey dersi geçmeye yönelik. kimsenin öğrenmek giibi bir arzusu olmazsa sistem ne yapacak. evet bu sistem kötü ama öğrenciler isteksizken daha iyi bir sistem getirmek bile çözüm olmaz.
iki ay boyunca html+css anlattım. 5-6 tane uygulama yaptırdım derslerde. haftalık ödev verdim. her sorunla tek tek ilgilendim. çocuklar oyın oynayalım diye diretti ben uygulama yapmazsanız öğrenemezsiniz uygulama yapacağız diye direttim. geçen hafta sınav yaptım. uygulama olarak verdiğim ödevin aynısını sınavda sordum. 18 kişinin 6-7 tanesi bir şeyler yapabildi. diğerleri boş boş bilgisayar ekranına baktı iki saat.
hatalı bensem lütfen söyleyin kendimiz düzelteyim. doğrusunu söyleyin öyle yapayım. öğretmenlere atıp tutarak, sistem kötü diyerek bir yere varılmıyor.
Okulda temelleri alcan sonra sen ekleme yapcan. Okuldaki hocalarımız kelime öğren sonra yabancı film izle arada yabancı dili halledersin. Zaten elinde internet var imkanlarını sonuna kadar kullan başkasını suçlamak insanı yerinde saydırır. Allah'ta emek harcıyana yardım eder boş durana yardım etmez.
öğretmene değil müfredata sorulması gereken sorudur. her sene "beginner" seviyesinde öteye gidemeyen, Amerikan aksanı mı ingiliz aksanı mı belli olmayan bir ingilizceyi konu olarak anlatıyorsa öğretmende mecburen bunu işler. daha A1 seviyesi ingilizceyi bile beceremeyen, ingilizceye merakı olmayan tipler gitsin bir kitap okusun bir film izlesin bir konu tekrarı yapsın please. öğretmenin misyonu dersi anlatmak, senin misyonu da anlamaya çalışmak.
üniversitede de aynı bok amk. Almancadan 95 almışım sor bakayım almanca hakkında ne biliyorum hepsini unuttum. belli başlı şeyleri tahtaya yazıp çalışın diyorlar öğrettikleri şeylerde günlük hayatta pek kullanmıyorlar. yıllarca baba father diye öğrettiler ingilizler çoğunlukla dad-daddy derler. yani işe yarayan şeyler öğretmiyorlar hep sistem.
Müfredat a2 seviyesinden öteye gitti de biz mi öğretmedik? Her sene a1 taş çatlasa a2 seviyesi olmasına rağmen hala cümle kuramayan öğrenciye de azimli tembel der sınav için hazırlar geçerim.
Dil yeteneği biraz da kişiye özel. Kişisel çaba şart. Dizi, film, kitap, müzik, oyun, sosyallik, merak şart.
ısrarla ben kültürlenmek istemiyorum diyen hazırbulunuşluğu sıfır öğrenciye kendini yırtsan öğretemezsin. Sistemin de zaten öğretme gibi bir derdi yok meb'e göre öğrenci Kendini, ailesini tanıtsın yeter.
Öğretmen mızmızlığı yapmak amacım değil ama burda sorunun kaynağına öğretmen demek yersiz. Türkiye'nin en donanımlı öğretmenleri ingilizce öğretmenleridir. Ben hiç ruhen ve fiziksel olarak genç olmayan, problem çözme yeteneği olmayan, pozitif ve donanımlı olmayan ingilizce öğretmeni görmedim ve benim öğrenciliğim zamanında da böyle olmasına rağmen okullar ingilizce öğretmemişti bize. Üniversite bile öğretmedi. Siz hayatınıza ingilizceyi entegre edeceksiniz tembelliği bırakıp. Haftada 4 saat görülecek ingilizce eğitimi zaten havada kalır.
Öğretmen sadece yol gösterir. Kimsenin beynini açıp zorla bilgi koymaz. Tembelliği bırakın.
sadece ingilizce öğretemeyen sistem değüldür. bir bok öğretemeyen sistemdir. ingilizceyi daha beter öğretemiyordur. yurdum üniversitelerinin salonlarında ingilizce dersi veriliyor ve 65 yaşındaki hocamız bağırıyor. ardımdan tekrar edin books on the table. ve üniversite çağındaki adamlara 4. sınıf çocuklarıyla aynı şeyi öğretmeye çalışıyorlar. lan öğret ilkokulda bunu adam gibi. adını söyleyemeyen davarlarda siktirsin okumasın üniversite falan.