utanc duyulasi sistemdir.
turk gencligini magdur etmistir bu sistem turistlere karsi.
o degil de ruyamda ispanya'ya gidiyodum ve ingilizce konusamiyordum bana guluyolardi, ne kadar aci.
yine aptal saptal entryler dolmuş. eğer sizde dil öğrenme yeteneği yoksa ve artı bir de 'ingilizce mi öğğğğğ' diye yaklaştıysanız şimdi bik bik ötmeye hakkınız yok. doğduğunuzdan beri, hatta daha anne karnındayken ana dilinize maruz kaldınız da çok mu öğrenebildiniz sanki? peh.
öğrencilere değil velilere ev ödevi, performans ödevi veren eğitimdir aynı zamanda.
öğretmenlerin tamamı da bu ödevlerin büyük kısmının veliler tarafından yapıldığını biliyorlar.
dil eğitimi yetenekle de alakalı bir hadise ama türkiye'de devlet okullarında sistem gereği eskisi gibi iyi öğretmenler zaman içerisinde kalmadı ve tabi öncesinde dil eğitimi üzerine kimse ciddi bir fikir, düşünce ve yapılanma gerçekleştiremedi. hasbelkader gitti yani, neredeyse 30-35 yıldır böyle.
sonra da bu dershaneler çıktı başımıza, ki onlar da 80'lerin sonunda bile vardı.
ne oldu?
devlet öğretmenine iyi bir ücret vermeyince, iyi öğretmenler dershanelere dağıldı. ve sistem kısır döngüde devam etti.
yoksa iyi bir sistem dil öğretir. hatta öğrenci mal bile olsa.
dil öğrenmek için pratik lazım kaldı ki hafta da kaç saat ders görüyorlar ve nasıl ders işliyorlar?bu durum hocanın kalitesine göre ve öğrencinin ilgisine göre de değişir.yani bence pek suçu olmayan eğitimdir.
bizim sistemdir bu. yemin ediyorum ingilizce derslerim hep çok iyiydi. ne öğrettilerse öğrendim. daha orta birdeyken relative clauseları öğrendim. ama konuşamıyorum arkadaş. ingilizce makaleler, romanlar okuyorum. konuşmaya gelince, ay....ııııı... tink det....ıııııı diye gidiyor işte.
lisede fizik, matematik, kimya gi.bi derslerle uğraşmaktan vakit kalmadığı için önem verilemeyen ve çalışılamayan derstir. üniversitede hazırlık okuyup telafi edebilirsiniz ( gerçekten öğrenmek istiyorsanız).
öğretmenler adı üstünde öğretmek için vardır. herhalde derslerde hayaller kurmuyor öğretmen. öğretmek için uğraşıyor. ama öğenci öğrenmek istemiyorsa, ödevlerini gerekli ilgiyi göstermiyorsa; öğretmen ne yapsın.muhabbet kuşlarına bile sürekli aynı cümleyi üç gün üst üste tekrara ede ede birşeyler öğretebiliyoruz da, niçin gençlere öğretemiyoruz. kaldı ki kuş beyinli diye de bir sözümüz de vardır.
hem ödevleri yapma, hem öğretmeni dinleme, derste dalganı geç, sonra da bas bas bağır: bu ne biçim sistem.....
Neresinden tutsan elinde kalacak olan bu döngünün içinde, bırakın ingilizceyi, çocuklar kendilerini bilerek mezun oluyorlarsa öpüp başınıza koyun.
Çocukların okurken mayası yaştı, bu sistem onu da kuruttu. Iflah olmayan çocuğu eskiden tornaya ya da tamirhaneye verirlermiş şimdi bu sistemden gidenleri oralar bile almıyor; "Bu eğilmez, bükülmez bundan artık bir şey olmaz" diye.