Her sene ayni ingilizce'yi ogreten egitimdir. Matematikte edebiyatta falan her seneye ayri mufredat var, ogrenci 6. Sinifta en son ne ogrendiyse 7. Sinifta devam ediyor kaldigi yerden...
Ama ingilizce her sene "what is your name" ile baslar, simple present tense ile biter... her sene ayni ama... universitede bile!
Çok acaiptir. Ayrıca ingilizce bilmekle ingilizce konuşabilmek çok farklı şeyler. Bütün grameri ezbere bilsen de pratiğin yoksa simple da kalırsın. tecrübeyle sabit.
iş öğrenci de bitiyor dediğim eğitim sistemi. hangimiz hocanın yanına gidipte bir soru sorduk ya da hangimiz sınıflara derslere katıldık o yüzden eğitim sistemine bahane bulmayalım.
Ülkenizden soğuma sebebidir. Yurtdışına çıktığınız zaman anlarsınız ne demek istediğimi. Millet ana dili gibi konuşurken neden Türkiye'de kalburüstü kabul edilen ben konuşamıyorum, anlayamıyorum diye kendinizi yersiniz. 4. Sınıfta eye kelimesini 'iyı' diye okumadım diye kafama vuran hocam kendiyle gurur duyuyordur umarım. Ama sorun onda değil direk sistemin kendisinde. Neden Türkçe dublaj yapıyorsun koy altyazıyı ingilizce ver. Ama olur mu milletin gözü ağrır. Yurtdışında altyazıyla izleniyor normal tv kanallarında bile. Basit gibi görünüyor ama ülkemizde ingilizce anadili olan kişilerce nasıl konuşulur O bile bilinmiyor ingilizce bildiğini zannedenlerce. Adam öyle bi what is your name diyor ki Türkçe küfür ediyo sanırsın. Bizde o dile alışkanlık yok bi kere.
Velhasıl millet yurtdışına okumaya gidiyor biz dil öğrenmeye.
burası Türkiye demenin bir değişik versiyonudur. öğrenciye grammer yüklenir, yüklenir, yüklenir, öğrenci bunu ezberler ve sınavda yapar.sonra bu bilgiler pratikte her sene tekrar edilir, ona laf yok zaten. yanlış olan öğrencinin speaking yapmamasıdır. Sen tamamen yabancısı olunan bir dili konuşmayı ona katmadan nasıl öğretebilirsin ki? gel gelelim bir turist Türkiye'de birine yer sorduğunda 'ben şuna öğrendiklerimi bir sayayım da' diyerek gramer içinde yüzen kaç kişi vardır ki? Yollarda görürsünüz o beden diliyle yabancının karşısında bocalayan tipleri. He bir de şu vardır çocuğunun bilmem kaç yıldır ingilizce eğitimi aldığını düşünen aile tatile çıkınca hemen 'gidip turistle konuşsana oğlum' der, çocuk da ya konuşamaz ya da 'where are you from'dan öteye geçemez.
evvela türkçe ogretsin o sistem. ankara'dan oteye gittiginden turkce bile doğru düzgün ogretilemiyorken ingilizce ogretilmemis de dert bu oldu mnkskym.
bir de su var, liseden sonra paraya kiyip bir kursa gittim dil yeterliliği belgelemek icin az da olsa. maksat elde bi sertifika olsun. kanada'li bir hatun var hos bisey. kim ne biliyir ogrenmek icn ilk derste tanisma maksarli muhabbete giristi. aradan biri cikti bunla bayaa muhabbete daldi. iki hatun karsilikli geyige daldilar. biz de sira gelecek de ay em from diye baslayan cumleyi kuracagiz diye bekliyoruz. arkadan bir abla, " cnn de ne zaman kadin programı yapmaya basladilar, kapasin cnn' i kim actiysa" deyu tepki vermisti. butun bir donem de o sufer konusan kiza uyuz oldu gitti.
insanimiz gotu zora gelene degin umursamiyor, gotu tutussa dahi hamasetini bir kenara birakamiyor. haliyle de bi sik ogrenemiyor.
zall: mobili sik gibi yaptin halen de duzeltmiyorsun lan allahsiz tosbaa.
tek taraflı bir değerlendirme olması sebebiyle yetersiz bir eleştiri. sistem boktan amenna fakat sen çocuğun kalsiyumunu eksik koy sonra da eğitim sistemine söv bu da yanlış.
12 senede öğretilemeyen ingilizce'yi üniversitede 1 senede öğretmeye çalışan eğitimdir. olan üniversiteliye olur, altın değerindeki 1 yıl hazırlık zırvasıyla ziyan edilir.
her sene aynı şeyler anlatılır ama sınavları geçmekten başka hiçbir işe yaramaz. sorun öğrencilerin öğrenememesinde değil dersin sadece sınava yönelik anlatılmasında.