kalede rüştü olmasa bile rüştü nün eksikliğini hissettirmeyen biri var beşiktaş ta. böyle giderse puan durumunu bilmiyorum ama beşiktaş kupa dışında kalacak gibi.
beşiktaş taraftarının kaleci ramazanla yeni yine yeniden "bana yine hüsran bana yine hasret var" şarkısını söylemesi muhtemel olduğunu gösteren mücadele, öyle çıkış olur lan? kankanla buluşmaya mı gidiyorsun?
cenk işler hala oynuyormu yahu dediğim maç olmuştur. adam atıyor abi hala. 3 büyüklere en çok atan anadolu topçusu ödülü verilse birgün bu arkadaş ilk üçe girer sanırım.
mustafa denizli'ye kapak olması gereken karşılaşmadır!
neden derseniz?
bu takımın a2 takımının 1. kalecisi umut kaya!
umut kaya'yı alibeyköyspor'dan alıyor bu kulüp ancak 25.000 liralık bedeli ödemiyor! haliyle, profesyonel sözleşmeye de imza attıramıyor bu çocuğa ve lisans çıkarılamıyor. rüştü ve hakan sakatlanınca, elindeki tek profesyonel sözleşmeli kaleci a2'nin 2. kalecisi -yani normalde adam 4. kaleci- korcan'a emanet ediliyor kale. korcan hatalı gol yiyince "korcan harcanmayacak" deyip, tek maçta harcayıp, 25.000 lirayı ödeyemeyen yönetim 150.000 euro vererek kaleci kiralıyor! hem de almanya'nın 3. sınıf bir takımının 3. kalecisi! neden? çünkü "korcan harcanmayacak" diyen denizli iki yüzlülüğünü göstermiştir yine ve kaleci istemiştir.
ya korcan ile devam edecektin o çocuğu bitirmeyecektin ya da umut'un 25.000 liralık bedelini ödeyip, sözleşme imzalattıracaktınız efendiler!
ha diğer yandan, sorarım arkadaş, bu rıdvan şimşek'in ekrem dağ'dan, necip uysal'ın uğur inceman'dan ne eksiği vardır?
nihat adlı bencil eleman da yine başlamıştır neymiş "1 tane atarsam rahatlarım" mevzusuymuş, hede lan!
hadi yönetimin allah belasını versin denizli de, senin anlayışın nedir allah aşkına? bu rıdvan nerede? bu necip nerede?
ha bir de beyzademiz ötüyordu "antalya kampını çok iyi geçirdik" diye. allah'tan çok iyi geçirmişsin be denizli!
murat aksu'nun futbolcuları satın aldığı maç. başka bir açıklaması olamaz. kaç yıllık insanım bu kadar kötü oynayan bir beşiktaş izlemedim. liverpool maçı dahil.
9 mayıs 2004 Beşiktaş Akçaabat Sebatspor maçında 0-2 gerideyken Bursa kümeye diye bağıran Çarşı güruhunun, bu sefer 0-3 gerideyken Yeter Yıldırım Demirören diyerek bağırdığı maçtır. Demek ki skor önemliymiş.
mustafa denizli ile uğur inceman arasında nasıl bir ilişki var gün geçtikçe merağım artıyor. elinde fink var, hadi olmadı necip var gül gibi, nedir kardeşim bu uğur ısrarı. bunca adam görmedi de bir sen mi gördün ondaki cevheri. her maç her maç yeter artık görmek istemiyoruz, uğur gibi ekrem gibi çapsız adamları ilk onbirde. ha bir de şöyle birşey var sayın hocam: (bkz: tecrübeyi tecrübe etmek aptallıktır)
ben yılmaz vural'ın takımlarını zerre tanıyorsam bu maç en kötü ihtimalle 3-3 biter beşiktaş açısından. adamın huyudur, ilk yarıda takımını öyle bir oynatır ki, ikinci yarının son yarım saati yirmi dakikası takımın koşmaya mecali kalmaz. son 10 dakikada da mağlup olur giderler. sonra yılmaz vural çıkıp "şanssızlık, hep böyle kaybediyoruz." der.
bakalım, ilk yarı başında kasımpaşa atarsa maç kopar. 55. 60. dakikaya kadar beşiktaş bir tane atarsa beşiktaş alır, yoksa berabere biter.
ilk yarısının özeti tribünler tarafından mükemmel yapılmış maçtır...
"yıldırım demirören yeter"
"başkan olsana başkan olsana gaziantep'e başkan olsana"
"ne zaman şampiyonluk diye bağırsak, kursağımızda kalıyor; söylesene hoca bize, takım niye oynamıyor"*