galatasaray ın bileğinin hakkıyla aldığı maçtır. aksini söylemek mallıktır arkadaş. yok ofsayt değilmiş, buz gibi golmüş. hem fenerlisin, hem de futboldan anlamıyorsun.
galatasaray'ın takım halinde iyi oynadığı maç olmuştur. maçın başlamasıyla birlikte yapılan baskı birçok gol pozisyonuna girmesini sağladı galatasaray'ın. oyuna hakim olan, rakibe pozisyon vermeyen bir galatasaray vardı sahada. lincoln'ün olmadığı bir galatasaray orta sahasında ayhan mehmet topal'a yakın oynuyor, klasik 4-4-2 dizilişiyle izliyorduk galatasaray'ı. ayhan'ın performansı son haftalara göre gayet olumluyken, mehmet topal kendisinin her maçta sergilemiş olduğu performansı yine sergileyerek orta saha üstünlüğünün galatasaray'da olmasını sağladı. bunu yaparken de oyunu tek toplarla açması, dikine oynaması da mehmet topal'ın galatasaray için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. ikinci yarı ise golü bulan galatasaray ilk yarıdaki yüksek tempo yüzünden ve de skoru koruma güdüsüyle daha kontrollü oynamış ve de galip gelmeyi bilmiştir. her zaman iddia ettiğimiz bir şey vardır ki o da bu takımın kadro yapısının şampiyon olabilecek potansiyele sahip olduğudur. yeter ki oyuncular rahat kafayla maçlara çıksınlar.
bir de sabri sarıoğlu için bir iki kelam etmek istiyorum. maçtan önce ısınmak için sahaya çıkan futbolcuları taraftarlar tribüne çağırırken sabri'yi de es geçmediler. sabri de tribünlere gitti. yanlız daha önceleri sabri tribünlere giderken kendinden geçmiş bir halde, sanki tribünlere çıkacakmış gibi oley çektirirken bu maçta sakin sakin tribünlere gidip, taraftarı alkışladı. maçta da hakemle pek fazla oynamadı. alıştığımız sabri bir tek numaralının önünde bir pozisyonda rakiple itişti ama o kadarı da olur. bunun yanında maçın genelinde ben çok iyi gördüm sabri'yi. ileri çıkışları çok iyiydi ve iki pozisyon da defansta kademeye girdi ki bu pozisyonlar tehlikeli olabilecek pozisyonlardı. çok iyi bir sabri seyrettik bu maçta. umarım kendini bu şekilde dizginlemeye devam eder ve sadece futbolunu oynamaya çalışır.
fenerlilerin hazmedemeyip trabzonspor klübüne iftira attıkları maç. o zaman aziz yıldırım da abromoviçe yalvarıp ''abromoviç abi ilk maçı biz alalım da; 2. maç zaten siz halledersiniz bizi'' diyerekten chelsea de fenere yatmıs desek güzel bir iftira olur ve bunun trabzonspora atılan iftiradan hiçbir farkı yoktur...
bazı saygıdeğer futbol müneccimlerinin daha 15. dakikada 3 farklı galibiyeti yakalayabilecek galatasaray ve iyi niyetle mücadele etmiş trabzonspor' a çamur atmadan duramadığı maç. galatasaray çatır çatır oynadı ve bileğinin hakkıyla kazandı, başka söz söyleyen ya italya, ingiltere ya da almanya liginden bir maçı izlemiştir ya da tenisi futbol zannetmektedir.
hadi şeytanın avukatlığını yapalım, fenerbahçe' nin trabzonspor' u 3 - 2 yendiği maçta hüseyin' in geri pası bilinçli miydi o zaman? hani semih' in gole çevirdiği! ne kadar kolay değil mi ekmeklerini futboldan çıkaranlara laf atabilmek. tek kelimeyle yazıklar olsun.
bari futbolu ellemeyelim de biraz zevk verebilsin!
dünyanın en antipatik takımının dünyanın en antipatik taraftarlarının laf olsun diye polemik yarattığı karşılaşmadır. ulan bari maçı izleyin 90 dakikada sonra yorum yazın, bu adamlara her şike lafı açıldığında anelkanın eli hatırlatılsa o bile yeter aslında da, anlayacak adam lazım onada.
trabzonspor'un fenerbahçeliler tarafından suçlandığı karşılaşma.
fenerbahçe'yi neden sevmiyor bu kulupler diye düşünüp duranlar, her takımın maç sattığını idda ederek kuluplerin şerefine hakaret etme cüretinde bulunanlar, koyun şapkanızı önünüze düşünün.
TRaBZONspor ve kayserispor gibi takımların samiyendeki klasik maçlarından biri olmuştur, mücadeleye hayır, savaşma seviş, şut çekersen adalelerin çeker, koşmak yok yatmaya devam ! aferin
galatasaray taraftarının da "fener samiyene nasıl gelecek" tezahüratıyla tebessüm ettirdiği maçtır, ulan her sene nasıl geliyorsak öyle geleceğiz, fulya yokuşunu bilir misiniz canlar, her sene aynı terane be, "fener nasıl gelecek de nasıl gelecek", uçarak gelecez bu sefer anasını satayım !
galatasaray'ın yerli onbirle sahaya çıkıp trabzonspor'a özellikle ilk yarı top göstermeden 3 puan aldığı karşılaşma.
galatasaray bu maçta gerçekten çok iyi oynadı. özellikle ortasahada okan, mehmet topal, ayhan ve arda turan; gerek defansif gerek ise ofansif olarak üzerlerine düşeni çok iyi yaptılar. forvetlerin formsuz olması ve biraz şans faktörünün galatasaray'dan uzak olması skorun daha da farklı olmasına imkan tanımadı.
trabzonspor ise galatasaray'ın etkili presine pas yaparak karşılık veremeyince 41 dakika boyunca tek bir organize atak yapamadı. gökdeniz karadeniz'in takımdan ayrılması ile trabzonspor eski günlerinden oldukça uzaklaşmış.
maçın hakemi bazı yerlerde gereksiz düdüklerle oyunu kesse de, cezasahası içinde trabzonsporlu defans oyuncusunun elle topa mudahale etme pozisyonu dışında çok fazla hata yapmadan maçı bitirdi. ayrıca trabzonspor'un sayılmayan iki golu de, ağır çekimde izlendiğinde bariz ofsayt olduğu rahatlıkla görülmektedir.
trabzonspor gibi büyük bir camiaya "galatasaray'a yattılar." gibi iftira atmak, camianın şerefine dil uzatmak en hafif tabirle ahlaksızlıktır, şuursuzluktur, ayıptır. şunu hatırlatmakta fayda var; 2003-2004 sezonunun 33. haftasına girilirken lider fenerbahçe'nin 73 puanı, ikinci sıradaki trabzonspor'un ise 71 puanı vardı. 33. hafta trabzonspor, ligde herhangi bir iddası bulunmayan galatasaray'ı evinde ağırlamıştır. bu maçtan önce de bazı yöneticiler çıkıp "galatasaray yatacak, uefa'ya şikayet edelim" gibi söylemlerde bulunmuşlardı. fakat galatasaray o maçtan 2-4 galip ayrılırken trabzonspor'un bütün hayallerini yıkmıştı avni aker'de. şimdi o trabzonspor galatasaray'a hangi mantığa dayanarak yatsın? biraz zeka kırıntısı görmek isteriz, lütfen!
sözlüğe son haftalarda maç yorumları yapılmamasını teklif etmeyi düşündürebilecek maçtır. zira yakında basit laf atışlarıyla başlayan yorumların ana avrat küfürlere kadar gidebileceğini göstermektedir. sözlüğün seviyesini tamamen düşüren bu atışmalar kabak tadı vermeye başlamıştır. **
1995-1996 trabzonspor 4-1 galatasaray
1997-1998 galatasaray 2-2 trabzonspor (hami mandıralı hiç acımadan 2 tane atmış, durum 2-0 olduktan sonra galatasaray son 20 dakikada hakan ünsal ve osman coşkun'un golleriyle zar zor beraberliği kurtarmıştır. trabzonspor bu maçta bizimkileri kendi sahasına hapsetmiş ve bir araba dolusu gol kaçırmıştır)
1998-1999 galatasaray 3-5 trabzonspor
2003-2004 galatasaray 1-2 trabzonspor
2004-2005 galatasaray 0-2 trabzonspor (öyle dandirik 5-10. hafta maçı değildi bu son haftalara doğru oynanmıştı ve galatasaray'ın şampiyonluk şansını doğrudan etkileyen bir maçtı. bu maç sonucunda, fenerbahçe %99 oranında şampiyonluğu garantilemiştir, hani o trabzonluların hiç sevmediği fener var ya o takım)
ve daha hatırlayamadığım sayısız miktarda trabzonspor galibiyeti var...
ve hala bazı angut+angut'lar trabzonspor'un galatasaray'a yattığını düşünmekte... madem bu kadar cesursun ey genç, git de bunu trabzon'da bi kahvehanede söyle bakayım... "cimbom'a yatıonz siz uşaklar" de adamlara, bakalım kaç şarjör dolusu mermi yiyon arkasından...
gereksiz, saçma sapan, provokatif şeyler yazacağınıza biraz da bunları düşünün di mi çürük domatesler sizi...
galatasarayımız özellikle son haftalarla kıyaslarsak muhteşem futbol oynamıştır, hele ilk yarıda rahat 4-5 tane sallıyorduk... servet çetin arkadaşımızın heralde bileğini kessek sarı kırmızı akar, hangi takımlı bilmiyorum ama bu sezon galatasaray için kendini en çok yırtan adamlardan birisi kesinlikle... ilk yarıda kafayı vurdu direkten döndü, sonra röveşata salladı bir tane ve az daha golü attırıyordu takım arkadaşına, hakikaten helal olsun... şu takım halinde güzel futbol ve dibine kadar haklı galibiyette bile sabri sarıoğlu yaptığı garip işlerle kendini göstermiştir.
sonuçta bileğimizin hakkıyla net bir galibiyet aldık, çok daha farklı bir skor ortaya çıkabilirdi ama 3 puan bize yeterli, canları sağolsun...
şimdi gelelim madalyonun öbür yüzüne, trabzonspor galatasaray'a yatıyor diyen angutlar gene türemiş buralarda... (bkz: buralar eskiden dutluktu)
şimdi en kibar dilimle bu arkadaşlara söylemek istiyorum ki, trabzonspor'un gücü bu. ister anlayın ister anlamayın, yattara dışında varlık gösterebilecek bir oyuncuya sahip olmayan sıradan bir anadolu takımı hüviyetinde kendileri. memnun değilim trabzonspor'un bu hallerde olmasından ama gerçek bu. yattara bile bu maçta sıçtı batırdı resmen. siz sahada real madrid gibi top yapan bir trabzonspor mu bekliyordunuz a canlarım benim?
kadıköydeki maçta fenerbahçe haketmeden, hüseyin cimşir'in asistleriyle yenmiştir trabzonspor'u ve trabzonspor orada hakkaten güzel top oynamıştır hatta gökdeniz karadeniz boş kaleye de atamamıştı bir tane pozisyonda, buraya kadar doğru... evet şimdi o maçtaki trabzonspor'a bakıyoruz: 2 golü de atan ceyhun eriş nerede? (bkz: konyaspor)
fenerbahçe defansını folloş eden gökdeniz karadeniz nerede? (bkz: rubin kazan)
peki bu adamlar galatasaray'a karşı yoksa bizim suçumuz ne? galatasaray'ı boğabilecek hangi oyuncu var trabzonspor'da yattara dışında? cevap: (bkz: boş küme)
bize yatmışlar ya vah vah boyunları tutulacak yahu kalksın yerine yatsınlar bari...
rıdvan dilmen dahil -ki şu anki yüzde 100 futbol'daki hal ve hareketlerinden de belli- bütün fenerli bünyelerin ''galatasaray puan kaybedecek'' hayallerinin, galatasaray'ımızın çoğunda sergilemiş olduğu güzel futbol ve aldığı hak edilmiş galibiyetinden mütevelli suya düşmüş olduğundan dolayı kursaklarında kalmış heveslerinin de etkisiyle takımımıza uygulamak istedikleri ammavelakin başaramadıkları ''çamur at izi kalsın'' politikasına malzeme edilmek istenen müsabakadır. yazıktır, bu kadar hazımsızlığa ne gerek vardır? nasılsa ali sami yen'de ligin şampiyonluğunu fenerbahçe maçıyla beraber alacağızdır. korkunun ecele faydası yoktur. *
benim için karışık duygularla başlayan bir maçtı. trabzonlu olan ben, önemli numaraları** hep 61 ile biten ben, trabzonspor yönetimi için seçme ve seçilme hakkı bulunan ben; galatasaray formamla her zamanki gibi ali sami yen'deki yerimi almıştım. içimden geçen trabzon'u rencide etmeden tek farklı bir galibiyetti ama oyun başladığında o kadar net pozisyonlar gördük ki maçın farklı biteceğini düşünmeye başladım. galatasaray'ın şanssızlığı yüzünden maç gönlümden geçen skorla bitti. trabzonspor adına sahada yattara'dan başka bir şey yoktu, bu adam takımın tek hücum gücü. trabzonspor'un iki ofsayt pozisyonuda doğru gözükmekteydi, zaten hakem ikisinde de vuruşlardan çok önce bayrağını kaldırmıştı. trabzonspor taraftarı ise bu sezon ali sami yen'e gelen en kalabalık rakip taraftar grubu oldu.
galatasaray bordeaux sayesinde uefa kupasında yoluna devam ederken "elalemin s.kiyle gerdeğe girdiler hehehe" diyenler heralde az buçuk yusuflamış olacaklar ki trabzonspor'dan bi galibiyet, olmadı bi beraberlik beklemişlerdir. lakin istediklerinin olmayışı mısır çarşısı'ndaki kına satan esnafın morallerini fena derecede bozmuştur.
(bkz: anladın sen onu)
Bazı kerkenezlerin gene ötmeye başladığı maçmış gene efendim.Neden Galatasaray hakkıyla oynadığı zaman oynatmadığı zaman bu fenerliler çıkar yok hakem de,yok trabzonn böyle oynar falan lafları eder anlamak güç?Ben hayatımda bu kadar büyük bir aşağılık kompleksi olan insan topluluğu görmedim arkadaş.Galatasaray bu maçı 5-0 alırdı arkadaşlar top oynatmadık adamlara bilmem anladınızmı.Yattara içeri girmeye nasıl çalıştı Umut içeri girmeye nasıl çalıştı?Galatasarayın emeğine kimse haksızlık edemez.Hem bu arkadaşlar geçen Fener-Kayseri maçındaki skandalı 90 dakika bütün takdir haklarının fenerden yana kullanan Hakem Hakan Sivriservi ile bu maçı nasıl hangi mantıkla bir arada tutuyorlar anlamıyorum.Niye kimse Çağdaş'ın elle kestiği penaltı pozisyonuna gıkını çıkarmıyor.Yapmayın arkadaşlar bu kadar hazımsız iseniz alın bir soda kendinize gelin.Yazık valla burdan çok acıyorum sizin halinize bir taraftar grubu bu kadar mı ezik bu kadarmı kıskanç,bu kadarmı at gözlüklü olur.Yazık!!!
galatasaray haftalardır istekli oynamasına rağmen bir türlü iyi futbol ortaya koyamıyordu. bugün ikisi birden sahada vardı. çok sayıda gol pozisyonundan yine yararlanamadık ama takımın gösterdiği performans şampiyonluk adına önemli bir işaret oldu.
her şey bir yana dikkatimi çeken nokta maçtan sonra fenerlilerin hala hakem muhabbeti yapıyor olmalarıydı. dayanamadım bi siktir git cay koy dedim, hiç alınmadılar hatta koşa koşa çay koymaya gittiler eve. ne kadar yüzsüz bunlar lan.
trabzon'un enerjisini ligin son haftasına sakladığını gösteren maç olmuştur. e nasıl olmasın 7. defa 1996'nın intikamını alacaklar... yahu mahalle takımı koysan şu gs karşısında iki pas yapar bir ceza sahasına top indirir, hadi gs'ye sempatiniz varda bu kadar belli etmeyin be kardeşim. golünüz verilmedi kimse de tık yok. fener maçında hatalı taç olsa ortalığı birbirine katarsınız... ah futbol sen nelere kadirsin...