eğer çek'leri geçtiğimiz takdirde çeyrek finaldeki rakibimizi büyük oranda belli edecek olan maç. burdan almanya'nın galibiyetle ayrılması kuvvetle muhtemeldir. yani çeyrek finaldeki rakibimiz almanya.*
günler sonra gelen düzeltme : finaliyle beraber almanya'yı tutturduk. bir yarı'sını tutturamamışız.
sırna'nın attığı golden sonra hırvatistan'ın karizmatik teknik direktörü slaven bilic'in amı götü dağıttığı ve karizmayı birazcık sarstığı karşılaşmadır.
bülent tulun tarafından konsantrasyon ve tayming*'in oyuncular açısından büyük önem teşkil ettiğini öğrendiğimiz maçtır. ayrıca maçı izlerken elimizde mezura olması gerektiğini de bize öğretmiştir kendisi. kurulan baraja çat diye "9.15ten uzun bu baraj" diye yorum yapabiliyor kendisi çünkü, helal olsun.
ayrıca, almanya'nın "turnuva takımı" kimliğinin bu maçın sonucu ne olursa olsun biraz yara alacağını görüyoruz. polonya'nın savunmasında verdiği büyük açıklardan yararlanıp rahat kazanmış gibi gözüken almanya, biraz derli toplu oynayan hırvatlara karşı çok zorlanıyor. hırvatlara da haykırmak istiyorum buradan ilk yarım saatte oynadıkları futboldan sonra : "madem böyle oynayabiliyordunuz avusturya karşısında nerelerdeydiniz be?!"
niko kranjcar'ın acaip goller kaçırdığı maçtır bu. hırvatistan bu pozisyonları ikinci yarı arayacaktır tahmin ediyorum.
bu arada bu maçla ilgili bülen tulun hakkında daha fazla yorum yapmamaya karar verdim, en son "srna, janseni çok fena yaptı" demesi son nokta oldu.
o değil de, bu kranjcar fm*'de de süper adamdır bilir misiniz?
hırvatistan'ın almanya'yı evire çevire yendiği maç olmuştur.
ayrıca bastian schweinsteiger 92. dakikada kırmızı kart görerek oyun dışında kalmıştır.
hırvatları tebrik ediyoruz buradan gönülden..
hırvatistan'ın hakederek aldığı, turnuva için ne kadar hazır bir takım olduklarını ortaya koyan; almanya'nın ise pek varlık gösteremediği maç olmuştur.
ayrıca belirtmekte fayda var ki, luka modric gerçekten müthiş bir oyuncu.
oyuna katılımı çok iyi olan, daha da önemlisi topsuz oyunu mükemmel oynayan bir oyuncu.
şu ana kadar euro 2008'de izlediğim en iyi oyunculardan. tam aurelio'nun yanına konabilecek bir tip. dinamo zagreb forması giyiyormuş. herhalde turnuva sonrası takım değiştirir.
edit: back 2 dark side'in uyarısı; tottenham'a transfer olmuş.
hırvatların maç başından sonuna kadar iyi oynayarak hakettikleri karşılaşma. *. eğer çekleri yenersek rakibimiz hırvatistan olacak. çok iyi oynuyorlar. tırsmadım değil.
almanların hırvatlardan sağlam bi tokat ve uyarı yediği maç. resmen dedi adamlar sen eğer podolski'yi sol açık oynatıp schweinsteiger'i de yanında oturtursan yenemezsin de, pozisyon bulamazsın da! son zamanlarda izlediğim en komple takım hırvatlar. ingilizlerin neden gelemediği belli oldu. dakika 78 di 4 kişiyle pozisyona girip, dönüp ballack'a basıyolardı. müthiştiler gerçekten. nereye kadar giderler bilemem ama benim gönlümün şampiyonu kesinlikle.
hirvatlarin zehir gibi top oynayabilecegini ogrenmis olduk bu mac sayesinde. avusturya ile oynadiklari ilk macta farkedememistik bu cevheri. ozellikle rakitic ve modric ikilisine dikkatlari cekmek isterim, takimlarini finale kadar tasiyabilecek kapasiteye sahipler, şiir gibiler adeta. olur da tur atlarsak kuvvetle muhtemel hirvatistan ile eslesecegimizden isimizin ne kadar zor oldugunu da gormus olduk. hoş, o noktadan sonra kim gelse işimiz zor olacak.
eduardo da silva'sız oynamalarına rağmen hiç bir şey kaybetmemiş gibi görünen hırvatistan'ın ders verdiği maçtır. ah bi de o çocukcağızın ayağını eline vermeselerdi ne maçlar izleyecektik...