12 eylül askeri darbesinin sonrasında sosyal hayatta yaşanan korku, panik, sindirilmişlik hissinin çok yakın bir benzerinin yaşandığı günümüz insanında görülmesinin düşündürdüklerindendir.
akşam seksenleri izlerken sindirilmişliğin verdiği umursamazlığın yarattığı aman bulaşma, aman düşünme, aman okuma durumu ee şimdikinin farkı ne diye düşündürmüştür.
malca bir karşılaştırmadır. zira bir tarafta şahsi menfaatlerle yapılan zorba bir darbe vardır ülkeyi geriye götüren diger tarafta her türlü engellemeye rağmen halk ile gelen bir iktidar vardır. her begenmedigimize darbeci diyemeyiz.
yalanlarla, korkularla, zayıflıklarıyla oynanan halkın sözde(!) iradesinin gerçek irade olmadığını bilenlerin, sözde demokrasinin farkında olanlarca inanılmayıp, asıl mallığın bu hikayeye inanmak olduğunu bilirler.
bu yüzdendir ki demokrasi makyajlı padişahlık oyununu onlar görür kuzuların sessizliğinde...
şimdi öncelikle dürüst olunacak manipülasyon ile rakamları çarptırarak konuşulamaz. hele çarptırma rakamlarla akp nin darbe yaptığından söz edilemez. kaldıki demokrasinin gereği oy fazlalığıdır. oy fazlası olan hükmeder. kaldıki türkiye de oy fazlalığı oranı hayli ezicidir. meşriiyeti tartışılamaz bile. üç beş generalin keyfiyle gelinmedi başa. neyse 73 milyon denilmiş ama seçmen sayısı hesap edilemmemiş
KAYITLI SEÇMEN SAYISI (Cezaevi Dahil):50.237.343
OY KULLANAN SEÇMEN SAYISI:43.785.665
GEÇERLi OY SAYISI:42.813.896
yani 42 milyon oy var.
akp: 21.399.082
chp:11.122.420
mhp: 5.575.01
birde bağımsızlar verilenler var.
ayrıca chp ile mhp yi toplayarak bir argüman oluşturmak da zihniyetin ne boyutta olduğunu gösteriyor. zaten akp karşıtları böyle mal oldukları için akp hala güçlü hala arkasında halk var.
dünyanın kaç yerinde zorla bir kesime oy verilmediği süreçte böyle bir oran vardır. gidin bakın bakalım.
dağdaki çobanla benim oyum bir mi diyen birini haklı çıkaracak bir sürü anlayış defosu olan insanların oylarıyla gelinen nokta eğer azımsanamaz bir çoğunluğu rahatsız ediyorsa orada demokrasiden bahsedilemez.
13 Nisan 1994 te Refah Partisi Meclis Grubunda yaptığı konuşmada; "Şimdi ikinci bir önemli nokta, Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak, kanlı mı olacak, kansız mı olacak, bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum amma, bunların terörizmi karşısında herkes gerçeği açıkça görsün diye bu kelimeleri kullanma mecburiyetini duyuyorum. Türkiye nin şu anda bir şeye karar vermesi lazım, Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin şart, geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi olacak, tatlı mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek" diyen rahmetli erbakanın öğrencileri olunca söz konusu muhatap kişi kansız darbeyi düşünmek kaçınılmaz oluyor.
kimse deokrasi, halkın iradesiyle seçildi bik bik yapmasın şimdi.
bu karşılaştırmayı haklı çıkartmaya çalışırken kullanılan argümanlara verilecek tek tepki vardır. ''asgdff''
başka da yoktur. sahi gerçekten bunları yazarken ''yahu ne alaka bunları yazıyorum. yazdığımı ben bile konuyla alakasız görüyorum. aman boşver laf ebesi olsun işte. fakat bu konuyu açtığıma pişmanım.'' diyorlar mı acaba. adgdfg
birinde hapse atılan ve düşündüğü için anarşistlikle yaftalanan gençlik vardır diğerindeyse yasalara uygunsuz şekilde gözaltılarla ne kadar hapiste yatacağı ve suçu meçhul askerler.
mevcut iktidarın varlığını 12 eylül'e borçlu olduğunu bilmeyenleri ve her türlü manipülasyona maruz kalıp sözde şekilde darbelerle hesaplaşıldığı kanısına kapılanları üzmüştür.