yapılan referandum sürecinin bizzat kendisi demokratik bir referandum olduğunun kanıtıdır.
herkes eteğindeki taşı dökmüştür. evet çıkması cumhuriyetçi derebeylerinin sonu olacaktır.
kayıp büyük olunca feryad-ı figan da şiddetli oluyor.
bugüne kadar hep solcuların elinde olduğu için sözde "tarafsız" olan yargı kurumlarının artık sağcıların da girebileceği bir kurum olmasını sağlayacak gelişmedir.
aman allahım ne büyük bir felaket. şaka değil benimde elimden alsalar oyuncağımı bende böyle ağlarım yani.
asıl tanım: şuan için birbirine yakın olan 2 ihtimalden "evet" olanının gerçekleşmesi durumudur.
son kalenin (bkz: yargı) de akp ve yardakçılarının ele geçirmesi demektir. yüce divanda yargılanacaklarını anlayan akp son bir hamle ile yüce divanda kendilerini yargılacak hakimleri baskı altına almaya çalışmaktadır...
bazı cahil kesimi içine çekebilmek için göstermelik maddeleri koyan bir hükümetin çalışmalara başlaması sonucu gerçekleşecek durum olma ihtimali yüksek durum.
hakikaten sadece memurlara toplu sözleşme hakkı tanınması nedeniyle bu maddelere evet diyecek gerizekalı var mı? peki hayır deyip, böylesi demokratik hakları siyasilere dayatıp yeni düzenlemelerle yaptırabileceğini bilmiyorlar mı? pire için yorgan mı yakılacak, yo yo hayır bu kadar gerizekalı olamaz bir insan. inanıyorum ki bu kadar salak olamaz!
devlet düşmanlarının göbek atacağı, pkk yanlılarının halay çekeceği, amerikan mandacılarının kolbastı oynayacağı çıkıştır.
arada da iyi bir şey yaptım zanneden hala daha bdp nin bile ağzından düşürmediği barış ve demokrasi laflarına kanan ve sevinen saflarda olacaktır pek tabi.
darbecilere kapak olacak durumdur, kenan evrenin intihar haberi ile birlikte servis edilirse ekmek kadıyıfının üzerindeki kaymak kadar müthiş olacaktır.
hayır diyeceğim; akp karşıtı olduğum için değil, taslağı bir defa bile okumadım tek bildiğim; iktidarın ve muhalefetin kendilerince yorum yaptığı birkaç madde. anayasa hukukçuların işidir. o yüzden halka sunulmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. halk okumamıştır zaten taslağı okusalar da anladıklarını, neler getirdiğini, neler götürdüğünü bilmediklerini düşünüyorum. bilmediğim şeye de evet demedim bugüne kadar bundan sonra da demem.
aklı selim hiçkimse de bilmediği şeye partim istiyor diye evet yada hayır demez.
ülkeyi satan rejimin savunucuları çıkmış 53. eyalet olmaya karşı gelin diyorlar. şimdi bana geçmişi açtıracaksınız. bu ülke 1939-1945 yılından berri 53. eyalet olarak görev yaptı.
şimdi 53. eyaletten çıkma çabası içinde halk bir devrim yapıp statükoyu yerinden indirip egemenliğini kullanmaya kalkıyor birileri kendi yaptıklarını "aman yapmayın" diye bahane ediyor. başlangıçta yazılı ilkeleri savunuyor. ama o ilkeleri o statükonun tek tek yıktığının farkında bile değil.
"Büyük Amerika Cumhuriyetinin; memleketimiz ve milletimiz hakkında beslemekte olduğu yakın dostluk duygularının yeni bir misalini teşkil eden bu sevinçli olayı her Türk'ün candan alkışlaması gerekir. 2.cihan savaşı sırasında ve savaşın fiilen sona ermesinden sonra, Milletimizin ispat ettiği yüksek meziyet ve ideallerinin dünya efkar-ı umumiyesi tarafından takdir edildiğini gösteren bu yardım Türkiye ye zaruri ve normal savaş malzemesinin bir kısmını temin etmek maksadıyla savaş sonunda Türkiye'nin düştüğü iktisadi güçlüklerde çok ferahlatıcı olacak ve Amerikan Hükümeti cihan barışının korunması uğruna çok büyük fedakarlık etmiştir" alıntı:inönü
yapılan antlaşmayla karşılıklı yardım deyip borç para alacağımız söylendi. ama para falan almadık. amerika'nın 2. dünya savaşı bittikten sonra elinde kalan hurdaya ayrılacak gemiler, silahler bize borç karşılığı verildi. savaş bitmiş, silah ihtiyacı kalmamış ne demeye olmayan paranla silah alıp borçlanıyorsun. zaten almasan o gemiler amerika'ya gitmeye kalksa yol masrafı gemiden pahalıya mal olurdu.
neyse bu konuları deşmeyelim. kimin türkiye'yi amerikan egemenliğe teslim ettiğini inönü çok güzel açıklamış. uzun lafın kısası aym, anayasa değişikliğinin içeriğine girip ilk 3 maddeyi 4. maddeye dayanarak incelemiş ve bir sorun bulamamışken ben daha iyi bilirim demek gerizekalılık olur. statükonun savunucusu aym bile kabul etmişse benim fazla bir şey yazmama gerek yok.
daha altı ilke ne onu sayamayacak ne zaman yürürlükten kaldırıldı bilmeyecek cahillere birşeyler anlatmaya gerek yok. nasılsa anlamayacaklar. 1947'den sonra amerika'ya türkiye'yi satanlarca atatürk ilkelerinin sadece adı kaldı. o da inönü'ye muhalefet edenleri sindirmek için bahane olarak kullanmak için... ilk üç madde değiştirilemez ama içeriğinde bulunan altı ok yürürlükte olsaydı diğer anayasa maddeleri bunu sağlayacak şekilde düzenlenirdi. hangi anayasa maddesi devletçiliği, halkçılığı, laikliği, milliyetçiliği, devrimciliği, cumhuriyertçiliği tanımlayıp içeriğini belirleyerek insanları uymaya zornulu kılıyor. aym'nin muallak olarak kafasındakilere göre kurguladığı yazılı olmayan bir şekilde belirsizlik içeren uygulamaları var.
devletçilik dediğinizi 1948'de yapılan iktisat kongresiyle bizzat chp yıkıyor. inönü çıkıp "altı ok anayasadan kaldırılmalıdır, cumhuriyetin ilk dönemlerinde gerekliydi ama artık gereklilik kalktı" diyor. imam hatipler, kuran kursları açıyor, milliyetçilik tanımı değiştiriliyor. devrimcilik ise demokrasi ile kaldırılıyor. milliyetçilik ve halkçılık ise turancılığın yasaklanmasıyla 1944'de kaldırılıyor. neyse gerisini siz araştırın. bilmeyenlere atatürk ilkelerinin sadece adının kaldığını yazmaktan bıktım...
ulusalcı takımına güzel bir kapak olacaktır. ayrıca hayırcı gandi kemal de genel seçimlerden önce bir ön boy olçüsünü alacak ulusalcılar da yine halk cahil zırvaları ile kafa sikmeye başlayacaktır.
memleketin battığının, 53 üncü eyalet olma yolunda bir adım daha atıldığının göstergesidir.
çok önemli bir referandum 12 eylüldeki. eğer evet çıkarsa; anayasa mahkemesi üyelerini akp seçecek. yaş kararlarına akp müdahale edecek. asker içerisinde askeri suç işlemiş olanlar aklanabilecek. hsyk kalkacak ve hukuki kontrol çökecek.
zaten yaklaşık 5 senedir sürekli bunun hazırlığını yapıyor akp hükümeti. devlet içerisine yerleştirdiği çetelerle sürekli olarak ortaya çıkmaması gereken istihbaratları ortaya yayıyor ve sürekli olarak kendisine karşı çıkabilecek kurumları baskı altında tutuyor; terör uyguluyor resmen.
akp hükümeti başa geldikten sonra çıkan ali kırcanın vidyosundan baykal vidyosuna, bir takım sahte belgelerden; gerçek konuşmalara kadar akp nin esasında devlet içerisinde nasıl çeteleştiğini biliyoruz, gördük. diyorlar ki; "akp hükümeti bir çok şeyi deşifre etti".
evet; vatan işgale uğradığında lağvedilen ordunun direniş görevinin yerini alacak bütün gizli yapılanmalar ortadan kaldırıldı. herkes biliyor ki; 40 tane el bombası 10 tane tabancayla hükümete darbe yapamazsın ama direniş başlatabilirsin, direnebilirsin. işte bu gizli depolar, işte bu gizli yapılanmalar artık yok.
aynen iletişim, banka, liman vesair gibi şeylerimizin olmadığı gibi.
engel var mı? tabii ki var; ilk 3 madde. nedir onlar?
1. maddesi : devletin şekli : türkiye devleti bir cumhuriyettir.
2. maddesi : cumhuriyetin nitelikleri : türkiye cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
3. maddesi : türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. dili türkçedir. bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. milli marşı "istiklal marşı" dır. başkenti ankara'dır
bu engeli kaldırmak lazım geldiğine inanıyor akp. çünkü türkiye cumhuriyetinin milletiyle bölünmez bir bütün olması ve dilinin türkçe olması akp yi rahatsız ediyor. "atatürk milliyetçiliğine bağlı" ibaresi sabahlara kadar kaşınmalarına sebep oluyor. hastalar resmen bu 3 maddeye. rahatsızlar.
ama kaldıramazlar çünkü aslanlar gibi 4ncü madde var, diyor ki;
4. anayasanın 1 inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
ama kendi yayın organlarında; samanyolu haber de, kanal 7 de, zaman gazetesinde, taraf gazetesinde laf arasında, satır arasında niyetlerini belli ediyorlar; 4ncü madde kaldırılabilir. onun için ibare yok. ve 4.madde kaldırılırsa, ilk 3 madde düzenlenebilir.
işte türkiyeyi bekleyen tehlike.
eğer o referandumdan evet oyu çıkarsa ey halkım! yüce türk milleti! o referandumdan "evet" çıkarsa; anayasayı koruyan organların hepsi akp nin eline geçecek.
o referandumdan evet çıkarsa, askeri yapılanmanın tümü "uzaklaştırılan askerlerin" affıyla beraber akp hükümetine geçecek.
4ncü madde güle oynaya kaldırılacak ve artık "türkiye cumhuriyeti" türklerin olmayacak.
tehlikeyi görün, ona göre hareket edin. 53 üncü eyalet olmaya hayır! deyin.
