türkiye tarihinin kara deliklerinden biridir. darbe sonrasında yapılan işkenceler ve idamlar lekedir. sırf ibret olsun diye asılanlar ** utanç kaynağıdır.
darbe marbe değildir. burdan esip gürleyenler ana babalarına müdahale öncesi durumu bir anlattırsınlar da feyz alsınlar. köşe baslarında adam vuruldugu sagın solunun bokunun cıktıgı durumdur. ordu müdahale etmese iç savas cıkabilicek durum varmış. bekara karı boşamak kolay
12 eylül vodvili, türkiyenin seyrettiği en korkunç vodvil değildi. vodvildi. belki vodvili ilk seyredenler için korkunç bir oyun gelmiş olabilir. ben üçüncü defa seyrediyordum, yine mi aynı oyun dedim. yaratıcı olun dedim biraz.
12 eylüle bir kala insan ölüyordu, çatışma diyorlardı, 12 eylülü bir geçe yine insanlar ölüyordu, hukuk diyorlardı. yani insanlar ölüyordu yine, ölümün kaynağı değişmişti. hep böyle oynadılar oyunu. reji de senaryoda kokmuş bayat.
ama gaddar, ama acımasız, ama devlet işte, ne yapar başka. eskinin bakkal amcası misali, şeker verip kalçamıza çimdik atmayacaktı her halde. vur gitsin, vuramadın mı, yanlışlıkla göz altına aldın, yanlışlıkla göz altında kayıp mı edemedin, boş ver çakı gibi hakimimiz var, astırırız olur biter. değil mi ya, işimiz var gücümüz hem de nasıl. asmayıp ta beslemek yakışır mı bize.
çocuk: anne bana ne oldu? ateş böceği mi soktu beni canım çok yanıyor anne.
anne: oğlumm... bak bak küçük uçağın yanımızda oğlum. binip ateş böceksiz yerlere gideceğiz. bembeyaz yerlere...
çocuk: anne ateş böceğini yakından gördüm çok korkunçmuş. kov onu gözümün önünden geçti.
anne: beni de soktu oğlum hadi bin uçağa.gidi...
çocuk:...
yazar: selin küçükkatırcı
türkiye'nin, başına gelen en büyük felakettir. 30 senedir olumsuz etkilerini yaşayan türkiye'nin, kaba tahmin en az bir 50 sene daha bu felaketin, olumsuzluklarından beslenen düzenle yönetileceği acı gerçektir.
bana "12 eylül'ü anlat" deseler... onlara çanakkale savaşı ve kurtuluş savaşı'nı hatırlatırım. bu savaşlarda osmanlı'nın gözü gibi baktığı, yıkılma sürecinde bütün imkanlarını kullanarak yetiştirdiği bir nesil şehit olmuştu. sonuç: küllerinden doğarak kurulan türkiye cumhuriyeti'ni yönetecek beyinler... bilimde, teknikte, ticarette, siyasette bu genç ülkeyi kalkındıracak beyinler, şehit olmuştu.
yani artık yeni türkiye cumhuriyeti'nin, işi daha zordu. 1938'de atatürk'ün ölmesiyle de... bu zorluk, bu boşluk daha da hissettirdi kendini. rüzgarda savrulan kuru bir yaprak gibi... nereye gideceğini, ilerlemeye giden yolda ne yapacağını kestiremeyince... 1940'lardan itibaren abd'nin kanatlarının altına giren bir ülke oldu türkiye! tabi bunun vebali; atatürk'ten sonraki beceriksiz siyasetçilere, yöneticilere ait.
12 eylül, küresel açıdan değerlendirilmesi gereken bir olay. 1945-1991 arası, yaşanan soğuk savaş nedeni ile abd ile sscb arasında dünya'nın her ülkesinde bir çekişme vardı: o ülkeyi kendi safhına çekmek için! türkiye iki tarafa da gitmemek için ne gerekiyosa yaptı. bunun en büyük kanıtı: 2. dünya savaşıdır. bazılarının bilip bilmeden türlü saygısızlığı yaptığı; ismet inönü liderliğinde türkiye sonuna kadar tarafsız kaldığı savaşta, müthiş bir siyasi başarıyla galipler tarafında yer aldı.
ancak ilerleyen yıllarda, özellikle menderes'in dp döneminden itibaren türkiye amerikancı siyaset izledi. bu da soğuk savaş'ta, abd'nin türkiye'de sscb'yi mağlup etmesini kolaylaştırdı. bu mağlubiyet 12 eylül 1980'de amerikancı darbeyle tescillendi. 10 sene sonra da, biten soğuk savaş ile sscb'nin tüm dünya üzerindeki mağlubiyeti...
yazımın ikinci paragrafında, bana "12 eylül'ü anlat" deseler... onlara çanakkale savaşı ve kurtuluş savaşı'nı hatırlatırım, demiştim. işte 1900'lerin başında, nasıl osmanlı'nın yetiştirdiği genç aydın nüfus cephelerde şehit olduysa... 12 eylül'de de sağcı-solcu ayırmadan, bu ülkenin geleceğini düşünen, okuyan, tartışan, sorumluluk hisseden genç aydın nüfus, ülkenin bütün hapishanelerinde işkencelerle tasviye edildi.
sonuç: bugün ülkeyi kimlerin yönettiği ortada!
sonuç: bugün korkak toplumumuzdaki, tartışmayan, okumayan, düşünmeyen, üretmeyen, sorumluluk almayan, haksızlıklara tepki bile vermeyen!.. gençliği kimin meydana getirdiği ortada!**
aslında 12 eylül'ü, abd'nin bugünkü orta doğu projesi'nin bir adımı olarak görmek... ve türkiye'yi bugünkü istediği kıvama getirmek için, yaptığı girişimlerden biri olarak göstermekte mümkün.
ha bir de... 12 eylül darbesi'ni savunan, bu ülkedeki salaklar için de bir iki kelam karalamadan geçemem! "darbe oldu. anarşi bitti. terör bitti." diye gevelerken... o anarşiyi, terörü meydana getirenlerin, darbeyi yapanlarla aynı olduğunu düşünecek kadar hiç mi mantığınız yok?
ideolojisine ve bu ideolojinin yaşadığı ülkeyi rahata kavuşturacağına inancı tam olan insanların inandıkları değerlerle dalga geçilmesi ve sonuçta da teker teker toplatılıp türlü işkencelere maruz bırakılmasıdır.12 eylül darbesinin akıl sahiplerine öğretmesi gereken en önemli husus; bu ülkede yaşayanlara "göbeğini kaşıyan adam", "bidon kafalı", "cahil" "doğru olanı bilemez" diyen zihniyetin, aynı hisleri köylü, esnaf, aydın, iş adamı, sağcı, solcu ayırt etmeden herkes için de beslediğidir. verilen ile yetinmesini öğrenecek, buna itaat edecek bir toplum hedefidir, 12 eylül.