bir kaç saat sonra 32. yıldönümüne gireceğimiz 12 eylül faşist darbesinin gerçekleştirmek istediği tüm hedeflerine akp iktidarında (vahşi kapitalizm, tam amerikancılık, muzaffer gericilik) ulaşmış olması ve ikinci cumhuriyet'in kurulmasıyla kanıtlanan, somutlanan gerçek.
yarın ülkemizin bu gerçeğe karşı mücadeleyi yükseltmeye çalışan örgütlerinden tkp, taksim'de düzenlenecek yürüyüşe katılacak. parti, yürüyüş için şöyle bir açıklama ve çağrı yapmış:
"12 Eylül'le davamız dünün değil, bugünün davasıdır
AKP'ye bakan 12 Eylül'ü görmelidir
12 Eylül günü, faşist darbeye ve onun uzantısı olan yeni Osmanlıcı rejime kafa tutmak için Taksim'deyiz.
12 Eylül günü, Sen Türkiye değilsin dediğimiz AKP'ye, "Uzantısı olduğun faşist darbe ile birlikte tarihin çöplüğüne gideceksin" demek için Taksimdeyiz.
12 Eylül darbesinin 32. yılında, AKP iktidarının on yılı hakkında da bir şeyler söylenmelidir.
12 Eylül karanlığının neleri gizlemeye çalıştığını bu ülkenin devrimcileri görüyorlar diye düşünüyoruz: Daha piyasacı bir rejim ve işçi sınıfına düşmanlık, islamcı-gerici ideolojinin siyasi iktidarın bir parçası olması ve buradan bütün topluma yayılması, sınır tanımayan bir emperyalizm işbirlikçiliği ve emekçilere boyun eğdirilmesi...
Türkiye, otuz yılı geçen bir süredir bunları yaşamaya devam ediyor. AKP iktidarı ise, her zaman dile getirdiğimiz şekliyle, 12 Eylülün çocuğu olarak, yukarıda saydığımız zihniyetin bu topraklara kazık çakması için amansız bir mücadele vermektedir.
Ancak AKPnin gerici, piyasacı ve işbirlikçi ikinci Cumhuriyeti, 12 Eylül mantığı ile birlikte duvara toslamaya adaydır.
Bugün, AKPnin kurduğu sahnede oynayan sahte 12 Eylül yargılamasına kanmak değil, AKPnin karşına emekçiler tarafından örülecek Sen Türkiye Değilsin duvarına omuz vermek temel görevdir.
Türkiye Komünist Partisi istanbul il Örgütü, bu temel görevi hayata geçirmek için, 12 Eylül 2012 tarihinde saat 19:30 Taksimden başlayacak yürüyüşe katılma kararı almıştır.
Bütün üye ve dostlarımızı Türkiye Komünist Partisi ile birlikte olmaya AKPye Sen Türkiye değilsin demeye çağırıyoruz."
(Yürüyüşe katılmak amacıyla saat 19:00da TKP Beyoğlu ilçe binası önünde buluşulacaktır.)
doğruluğu su götürmeyecek önermedir. Hatalarıyla, farklılıklarıyla TKP'nin dillendirmiş olması da değerinden hiçbir şey götürmez bu önermenin ( Bizim milletin kafası karşıtlıklar üzerinden çalıştığından haliyle TKPliler söylüyorsa yanlıştır diye düşüneceğinden bu tümceyi kurdum, yoksa TKPnin bu önermeyi dillendirmesinden rahatsız değilim, doğruyu TKPli de söylese doğrudur, Saadet partili de) Bununla beraber TKP veya bu önermeye katılan diğer siyasi gruplar sağcı olsun solcu olsun böyle bir savla milleti ikna etmek istiyorlarsa, milleti ikna edebilecek şekilde davranmaları milletin gerçekleri görebilmeleri açısından yardımcı olacaktır.
80 darbesi ve öncesinde yaşanan ortam Türk Ulusunun ortak travmalarıdır. Gün, 80 öncesinin yapay bölünmüşlüklerini bir kenara bırakıp birlik olma günüdür. Bu birlik de 80 öncesinin sağcısında da solcusunda da kalan marazlarını silip, Türkiye'nin geleceğine el ele gitme isteğiyle sağlanabilir. Bu açıdan da Türkiye'nin geleceğinin selahiyetini isteyen samimi insanlar her noktada ortaklaşamasa bile ortak sevda üzerinde buluşmak zorundadırlar. "Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır" sözü, "mevzu vatansa her şey mübahtır" manasında algılansa da bugün esas algılanması gereken temeli "mevzu vatansa ayrılıkların ayrıntıları teferruattır" esasında. Bu açıdan bu ve benzeri doğru söylemleri içleri farklı farklı doldurulsa da taraflar tarafından ister TKP tarafından söylensin, ister Milli görüşçüler tarafından (ki örnek oğuzhan asiltürk) her kesimden destek alması gereklidir. TKP'nin de Milli görüşçülerin de içerisinde 80 öncesinin marazlarını akıllarından silememiş, hatta 80 öncesi romantizmiyle daha da arttırmış insanlar olabilir, lakin bu milletin evlatlarının akil insanları (hani kürt sorunu teranesine akil adamlar diyorlar ya asıl akil adamlar bu milletin içerisindedir, ısmarlama değil) bu marazları çevrelerindekine anlatarak giderecek ve geleceğe bu millet el ele ulaşacaktır. Bu el ele ulaşmak istemeyen kimi azınlıklar da giderek marjinalleşip zaten içerisinde bulundukları gruplardan kopup saflarını doğrudan kimileri kendileri kabul etmese de emperyalistlerin yanında bulacaktır (örneğin ertuğrul kürkçü).
Bu Milletin birleştirici unsuru kuvva-i Milliyedir. Kuvva'ya saygı duyan, seven, bir olan, gelenek olarak bakan herkes bu ulusun has evladıdır.