eurobasket 2009'da ikinci turda oynayacağımız ilk maç.
kendi çapımızda bir şeyler karalayalım, yorum konusunda uzak kaldık malum şu ana kadar euro basket muhabbetinden.
- ispanya sağı solu belli olmayan bir takım hüviyeti çizmekte. slovenya'ya karşı öyle garip oynadılar ki her çeyrek farklı falan, enteresandı.
- bire bir kadro kalitesine baktığımızda tabii ki ispanya ağır basıyor. çılgın çocuk rubio, yaşlı ama hala çocuk juan carlos navarro, gasol kardeşler falan hepsi dünya çapında adamlar.
- bu maç savunma anlamında milli takım açısından ciddi bir test olacak. ilk 3 maçta fark açılmadığı sürece savunmada hemen hemen hiç kopukluk yaşamadık. ispanya karşısında da benzeri bir savunma konsantrasyonu gösterirsek, özellikle pota altında gasol kardeşleri dış şutlara zorlarsak(ki çok severler bu adamlar dış şut denemeyi) çok önemli bir adım atmış oluruz maçı alma konusunda. ayrıca guardlarımızın da çok dikkatli olması gerekiyor. ben tanjevic'ten sinan güler'i rubio'nun önüne dikmesini bekliyorum maçın ilerleyen zamanlarında yıldırmak için.
- hücumda pota altının kesinlikle işlemesi gerekiyor. polonya karşısında çılgın atan ömer aşık'ın, o olmazsa oğuz savaş'ın pota altında gasolgillere karşı sayı bulmaları şart.
- hidayet'e en çok iş bu maçta düşer. bu maçta sayılarından çok pota altına yapacağı düzgün asistler çok belirleyici olur. kaldı ki polonya maçında görüldüğü gibi, 4. çeyrekte tam maç kırılma anlarına gelmişken hido yine ne yapar eder imza üçlüklerinden bir kaç tane yollar. savunmada kendisini çok yormaması lazım yalnız, takımın geri kalanına bu konuda çok iş düşüyor.
- ender, ender, ender diyorum. bu takım bu kadar rahat maç kazandıysa bunun en önemli sorumlularından birisidir ender arslan. ilk maçı litvanyayla oynamamız anılarını canlandırdı herhalde(hatırla sevgili o eski günleri..), çılgın top oynuyor şu anda bu çocuk. eğer o ceza üçlüklerini sokmaya devam ederse müthiş olur, maçı kazanacak pozisyona bizi tek başına sokabilir.
- vatana ihanetle suçlanacağımı bile bile söylüyorum ki, bizim grup kolaydı arkadaş. tamam litvanya falan vardı da, o litvanya'nın bugün bulgarlara karşı oynadığı basketbolu da gördükten sonra hakikaten "biz az atmışız bunlara" dedim. oyun kurucusu olmadan streetball oynamaya gelmiş bir takım görüntüsündeydi adamlar. polonya hakkında yazılan "süper takım bık bık" lafları da ikinci turda iyice sönecek, gerçekten kolay bir gruptan geliyoruz.
- ancak yine de 3te 3 yapmak çok önemli bir moral kaynağıdır, bunu inkar etmiyorum. sırf bu yüzden diyorum ki, eğer bu galibiyetleri elde ederken yarattığımız rüzgarı arkamızda tutmayı başarırsak, ispanya'ya çok zor anlar yaşatabiliriz. eğer son dakikalara yakın skorlarla girersek, hido faktörünün de devreye girmesiyle bu turnuvadaki en mükemmel, en anlamlı galibiyetimizi alabiliriz.
millilerimize başarılar ve bol şans diliyorum. benim gözümde hala bu turnuvanın favorisi olan ispanya karşısında ihtiyacımız olacak.
edit: aldık vallahi de aldık hido'nun performansı hariç tam da beklediğim, istediğim gibi aldık. helal olsun olm size!
eğer bu hırsımızı, savunmamızı * ve kazanma arzumuzu sahaya yansıtırsak ispanya'nın karşımızda duramayacağı karşılaşma. bu konuda özellikle ömer onan, ömer aşık, ersan ilyasova, hidayet türkoğlu ve kerem tunçeri'ye çok büyük iş düşüyor. millilerimize canı gönülden başarılar diliyorum, alında gelin şu kupayı be!
50-50 ortada olan maç.
tamam ispanya ekoldür falan da filan ama bizim de kalite konusunda eksik kalır yanımız yok kesinlikle.
pivotlar azcık daha abansa gençlerin üstüne 51 bizim tarafımıza bile geçer.
çok orgazmik olacak yenersek. valla 3 gün sırıtık dolaşırım.
inşallah süpaneke dinimiz amin.
semih erden-pau gasol eşleşmesini merakla beklediğim karşılaşmadır. yok lan eşleşmez onlar. bir kere haksız rekabet.*
ispanya; britanya karşısındaki oyununu bizede sergilerse fark atarız yok o eski günlerine dönerlerse fark yeriz. çok acayip bir maç.
savunmamızla yeneceğimiz maç olacaktır. fakat şöyle ki dağılmamak, 20 sayı fark yesek bile dağılmamak en önemli marifetimiz olmalı. eğer ki karşı takımı 70 sayı civarında tutabilirsek kazanmamamız için hiçbir sebep yok. ispanya da eski ispanya değil korkmaya öldük biz demeye luzum yok.
ispanya'nın avrupa şampiyonasını fazla önemsemediği ortadadır. pau gasol'e güvenen bir tablo çizmektedir ki jose calderon'un yokluğu bir kopukluk oluşturmaktadır.2006 dünya şampiyonu olan bir takımın bu derece düşük oynaması bütün camiayı şaşırtmıştır. belki de planları 2. tura yükselene dek fazlaca zorlamamaktır..ender arslan'a iş düştüğü gibi uzunları da var olan bu takım savunmada sinirleri gerecektir.
buraya kadar çok güzel bir basketbolla turnuvayı götüren milli takımımızın, bana göre turnuvadaki geleceğini belirlemek adına çok önemli bir maç. ne kadar litvanya eski gücünde olmasa da bir basketbol ekolünü yenmek zordur ve ilk maçta bunu başardık. daha sonra turnuvaya nasıl katıldığı belli olmayan bulgaristan engelini çok kolay bir şekilde aştık. gruptaki son maçta ise bana göre insanların gözünde fazla büyüttüğü bir polonya'yı da rahat geçerek bu tarz takımların bizim ayarımızda olmadığını cümle aleme gösterdik ve bir üst gruba çıktık. açıkcası milli takımın f grubuna düşmesi bizim için daha hayırlı oldu. çünkü şöyle bir bakıldığında 6'lı e grubu, f grubuna göre çok daha zorlu. şimdi sıra geldi turnuvadaki en korktuğum iki takımdan biriyle oynamaya*. ispanya'nın kadrosundaki tehlikeleri şöyle bir değerlendirecek olursak:
jose calderon: her ne olursa olsun, bu adamın yokluğu ispanya için çok büyük bir boşluk. iyi oyun kurup süper üçlük atan bu eleman, bu sene serbest atış çizgisinden de %98,1'lik bir yüzde tutturup nba'de rekor kırmıştır. olmaması fazlasıyla sevindirici. ayrıca irdelemeyeceğim ama Carlos Jimenez'inde yokluğu, ispanya için önemli bir kayıptır.
Juan Carlos Navarro: tehlikeli, hem de çok. hem barcelona'nın hem de ispanya milli takımının olmazsa olmazı, iyi şutör. bu sene euroleague'de mvp seçildi. bu adamı sinan güler veya ömer onan bir an olsun boş bırakmamalı. çünkü affı yok.
ricky rubio: öncelikle şunu belirteyim ki, bu adamı çok kıskanıyorum. 90'lı olmasına rağmen bu kadar profesyonel oynaması, nba'e draft edilmesi vs. gibi konular fazlasıyla imrendirici. şimdilik ispanya'da oynamaya devam edecek ve büyük ihtimalle barcelona'ya çok şeyler katacak. euro 2009'daki performansına gelirsek; oyuna katkı yapıyor ama sorumluluk aldığını görmedim ki zaten onca adamın yanında sorumluluğu bu çocuğa vereceklerini hiç sanmıyorum.yine de yapacağı asistlerle pota altını iyi besleyebilir. tedbirli olmak lazım.
rudy fernandez: madem konu açılmış bu adam hakkında şunu belirteyim. bu adamı slam dunk contest 2009'da finale çıkartmayan jürinin allah belasını versin. onlar nasıl smaçlardı yavrucuğum, sen neler yapıyorsun? oğlum rudy hiç takma kafana, sen o yarışmada gönüllerin şampiyonu oldun. ama geçen sene birdman'den yediğin bloğa hala katıla katıla gülüyorum.
neyse, konuyu fazla dağıtmadan bu adamı değerlendirelim. rudy oyun stilini en beğendiğim oyunculardan. yaşı henüz 24 ve daha iyi olacağına dair en ufak şüphem yok. iyi bir şutör olmasının yanı sıra, içeriye çok iyi penetre ediyor. sadece onu tutan adamın değil, pota altındakilerin de bu adama dikkat etmesi gerekiyor.
marc gasol: orta mesafeli şutları pek seven bir arkadaşımız ancak bu şutlarda pek başarılı olduğu söylenemez. pota altında abisi kadar etkili olmasa da iyi ribaund alıyor ve bence en önemli özelliği, takım arkadaşlarını pota altından iyi besliyor. atak sırasında dikkatlerin kendisine çekildiği bir anda boştaki oyuncuyu görüp takımına skor kazandırabiliyor. bu sebepten top marc gasol'un elindeyken, sahadaki tüm oyuncularımız dikkatli olmalı.
pau gasol: çok iyi oyuncu ve çok tehlikeli. iyi bir skorer ve iyi ribaund alıyor. ama asıl yeri 4 numara olduğundan, iyi bir 5 numara karşısında zorlanabilir. bu yüzden ömer aşık ve semih erden'e çok iş düşecek. eğer bu adamın etkisini azaltabilirsek, maçı kazanmamamız için hiçbir neden kalmaz.
tüm bu tehlikelere rağmen, takımın kendine güveninin tam olması, ender'in 3 maçtır harikalar yaratması, iki ömer'in de son maçta göz doldurması,ersan'ın iyi oyunu, ispanya tarafında hidayet'i durdurabilecekleri bir adamın olmaması gibi faktörlere dayanarak, bu maçı kazanmanın imkansız olmadığını, hatta kazanma ihtimalimizin en az kaybetme ihtimalimiz kadar olduğuna inandığım maçtır. hadi 12 dev adam, kaldığınız yerden devam.
ilk 3 maçla umutlarımızı everest'e tırmandıran 12 dev adamın kazanacağı karşılaşma... gasolmuş rubioymuş navarroymuş hikaye polonya ve litvanya maçlarındaki takım oyunumuzu devam ettirebilirsek kazanmamamız için bi sebep yok.. futbolda olmadı bari basketbolda sevinelim be sözlük.
16:45'de başlayacak olan karşılaşmadır. galatasaray - beşiktaş maçıyla çakışmayacak olması çok sevindirici.
basketbolla ilgisi sadece milli maçlarla sınırlı olan birisi olarak kazanacağımıza dair umudu taşıdığımı söyleyebilirim. ilk 3 maçtan daha zor olacak orası kesin ama sert savunmamızı maçın geneline yayabilirsek, kenardan gelen bütün oyuncularımız da skora katkı sağlayabilirse neden olmasın diyorum. kazanırsak artık önümüz iyice açılır, madalya yüzü görürüz gibime geliyor. hadi koçlar!
kazanmamızın zor olduğu maçtır. ispanya turnuvadaki en güçlü takımlardan biridir. hatta en güçlüsüdür demek daha yerinde olur. evet, litvanya yı yenmiştik. ancak litvanya 4 asından yoksun çıktı maça. ispanya nın böyle bir sorunu yok sanırım. kazanırsak, kupaya uzanma yolunda büyük bir moral buluruz. kaybedersek, bir sorun olmaz. diğer maçlarımızı kazanıp üst tura çıkarız.
