bir gün öncesi sokaklarda kan gövdeyi götürürken o günün sabahından itibaren "düzen" sağlanmıştır. şimdi gel de bu tarihten önce olan olayları sağ-sol çekişmesi olarak gör. her iki cenahın liderleri o genç çocukları sırf bu gün için ölüme yolladı.
hakkında can dündar'ın güzel bir yazı yazmış olduğu gün.
Yarın 12 Eylül... Kenan Evren'in 30 yıl önceki demeçlerini Tayyip Erdoğan'ın bugünkü açıklamalarıyla karşılaştırınca Başbakan'ın sadece otoriter yönetim anlamında değil, fikriyat olarak da "Evren'leştiğini" fark ettim.
Bakalım siz ne düşüneceksiniz:
* * *
EVREN (14 Ekim 1980-Diyarbakır):
"Biz hepimiz fakir ailelerin çocukları olarak geldik. Fakirliğin ne demek olduğunu çok iyi biliriz."
ERDOĞAN (3 Haziran 2012-Şanlıurfa):
"Fakirliğin nasıl bir dert olduğunu biz çok iyi biliriz."
* * *
EVREN (1 Mayıs 1981 isveç TV'sine demeç):
"Yeni anayasanın ne değişiklik getireceğine Meclis karar verir. Millet ne isterse o olur."
ERDOĞAN (8 Mayıs 2012-Basına demeç):
"'Başkanlık mı, yarı başkanlık mı' kararını halkımız verir."
* * *
EVREN (Financial Times'ın "Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?" sorusuna cevaben-18 Nisan 1981):
"Bir şey demek için çok erken. Ama millet isterse düşünürüm."
ERDOĞAN (CNN'nin "Cumhurbaşkanlığına aday olacak mısınız?" sorusuna cevaben-7 Eylül 2012):
""Daha 2 yıl var. Ne gelir ne gider bilemeyiz. Adaylık ihtimalim olabilir."
* * *
EVREN (19 Kasım 1980-Çorlu):
"Bizimle hükümetin arasının açık olduğunu söylerler. Külliyen yalandır."
ERDOĞAN (6 Ağustos 2012):
"(Gül'le) bizim aramızdaki hukuku bozmaya kimsenin yetkisi ve haddi yoktur."
* * *
EVREN (işkence sorusuna cevaben-18 Nisan 1981):
"Güvenlik kuvvetlerinin de zaman zaman tepesi atabilir."
ERDOĞAN (işkenceci Sedat Ay'ı neden görevden almadığı sorusuna cevaben-6 Ağustos 2012):
"Kusura bakmasınlar polisimizi yedirtmeyiz."
* * *
EVREN (30 Nisan 1981-Erzincan):
"Bir kişi eline silah alacak, 8-10 kişiyi boğazlayacak ben onu idam etmeyeceğim, öyle mi? Asmayalım da besleyelim mi? idam bizim dinimizde vardır."
ERDOĞAN (10 Haziran 2011):
"Öcalan yakalandığında biz hükümette olsaydık asardık."
* * *
EVREN (30 Ağustos 1981-Bayram mesajı):
"Anarşistler, akıttıkları kardeş kanında boğulup gitmeye başlamışlardır."
ERDOĞAN (20 Haziran 2010-Kınama mesajı):
"Bu hain saldırıları gerçekleştirenler, akıttıkları kanda boğulacaklardır."
* * *
EVREN (14 Ekim 1980-Diyarbakır):
"Bugün bazı genç bayanlarımızın, 'modadır' diye ayakkabı yerine çizme giymelerini ben tasvip etmem. Çünkü her çizmeden üç ayakkabı çıkar."
ERDOĞAN (10 Ağustos 2011):
"israf değil, verim ekonomisinden yana olacağız. Arabayı değil, evi tercih et. Ama lüks evi ilave etme. Oturduğun yerde oturmaya devam et."
* * *
EVREN (15 Ocak 1981-Konya):
"Televizyon yayınında kısıtlamaya gittik, 'Efendim yapılır mı?' Canım bırak, eğlencenden yarım saat fedakârlık yap, ne olur yani? Zevk, sefa devrinde miyiz?"
32 yıl geçti aradan ama bitti mi sanki 12 eylül? tüm tahakküm ve uygulamalarıyla bugün de tüm şiddetiyle devam etmekte. o gün askeri vesayet vardı bugün sivil vesayet. o gün yasaklı diye tüm kitaplar toplatılır yazanlar içeri tıkılırdı bugün daha mürekkebi kuramadan örnekleri toplatılıp yazanlar terörist sıfatıyla hapishanelerde çürütülüyor. o gün yönetimi sistemi eleştirenler anarşist olarak suçlanıyordu bugün ise "terörist" "şerefsiz" "malum odaklar" olarak suçlanıyor. 12 eylül'ün mahsulü olan bir zihniyet güya 12 eylül'ü yargılıyor ama ne hikmetse bu darbeden canı yanan insanları davaya müdahil olarak katılmasına izin vermiyor. bizde seviniyoruz 12 eylül bitti artık bugün hesap soruluyor diye.
o gün askeri bir cunta vardı bugün ise tüm uygulamaları aynı olan sivil bir dikta var. 12 eylül'ü unutmamak ve unutturmamak dileğiyle hepinize iyi geceler.
kimisi rus, kimisi çin...
uşağıydı; dedim niçin?
bayrağıma selam için
durdum... felaketim oldu. (yavuz bülent bâkiler)
12 eylül 1980 kara gününün 32.yıldönümünde,12 eylül 1980 öncesi ve sonrasında şehadet şerbetini içip,çok sevdikleri vatan topraklarına karışan,ruhi kılıçkırandan gün sazaka,mustafa pehlivanoğlundan halil esendağa tüm ülkücü şehitlerimizin ruhları şad mekanları cennet olsun...
(bkz: ne sizleri unuttuk ne de kahpe eylülleri)
bu günün kaos ortamını yaratan kara gündür. o günün şartlarında bir çok basın kuruluşunun ve siyasetçinin desteklediği darbedir. Gazete manşetleri medyanın ne kadar düzenbaz olduğunun göstergesidir. cesur insanların susturulup, düzene ayak uyduran koyunların öne çıkarıldığı, ülkenin bölünmeye başladığı gün.
darbelerle örülmüş tarihimizin kara günlerinden biridir.
avrupa destekli chp faşizmi için; (bkz: 27 mayıs 1960)
moskova destekli komünist faşizmi için; (bkz: 9 mart 1971 darbe tesebbusu)
avrupa-amerika destekli muhtıra faşizmi için; (bkz: 12 mart 1971)
amerika destekli kemalist faşizm için; (bkz: 12 eylül 1980)
amerika destekli post-modern faşizm için (bkz: 28 şubat 1997)
amerikancı bir darbedir.yapılışı ve amaçları bakımından kusursuzdur. 1 taşla onlarca kuş vurulmuştur.darbe sonucu binlerce insanın tutuklanması, işkencelerden geçirilmesi, ama emniyetin damından atılarak ama idam edilerek öldürülmesi gibi sonuçlar iceberg'in sadece görünen yüzüdür.
bu darbenin 2 amacı vardır.birincisi hızla yükselen solu bir kırıma uğratmak ikinciside toplumu yeniden istenilen şekilde dizayn etmektir.
bu darbe sonrası yeşil kuşak projesi hayata geçirilmiş ve 1980 yılına gelindiğinde ortalama her 10 gencin 7'si 8'i solcu olurken bu istatistik zaman içinde tersyüz edilmiştir.tabi bu yeşil kuşak projesinin kilit noktası tarikatlardır.darbe sonrası tarikatlara yürü ya kulum denmiştir.
ayrıca gençlik hızla apolitik hale getirilmiş, bireyci,okumayan sadece tüketen bir gençlik oluşturulmuştur.
ve tüm bunların yanı sıra yeşil sermayeye de yürü ya kulum denmiş ve bu sayede siyasal islam denilen dinci siyasetin önü açılmıştır.malum olduğu üzere bizim gibi cici demokrasilerde siyasetin başarısı için parasal güç şarttır.
sonuç itibariyle bu projelerin semeresi 90'lı yıllarda görülmeye başlanmıştır.esas kaymağıda 2000'li yıllarda yenmiştir. akp 80 darbesinin ürünüdür.
bundan 32 yıl önce tüm gücüyle çöktü karanlık ülkeme, daha iyi daha adil bir hayat isteyen abilerimizi, ablalarımızı; bölücü, anarşist, terörist gibi sıfatlarla damgalayıp işkencelerle susturup, darağaçlarıyla katlettiler. yarın çıkın sokaklara etrafınızı seyre durun bir çevrenizdeki yozlaşmış, vatan sevgisinden bihaber gençlere bakın, birde 32 yıl önce onlarla aynı yaşlardayken idam edilen büyüklerimizi düşünün... eğer hala içiniz burkulmuyorsa sorgulamaya önce kendinizden başlayın.
türkiye kapitalizminin ve işbirlikçisi olduğu emperyalizmin, cumhuriyet tarihi boyunca en büyük direnci, en büyük tepkiyi gördüğü sol harekete karşı gerçekleştirdiği faşist darbe. ülkemizin ikinci cumhuriyet yolunda dönüştürülme sürecinin ilk büyük adımı.
o adımların finali 10 yıllık akp iktidarında atıldı ve ikinci cumhuriyet kuruldu. böylece 12 eylül'ün tüm ideolojik karakteristiği ülkenin siyasi iklimine egemen olmuş durumda.
(bkz: 12 eylül akp ile sürüyor)
-başından beri amerika adına bir yerlere asker göndermemiz yanlıştı -
liberal-komünist savaşının soğuk savaşın içine girmek yanlıştı bütün bunlar bu yanlışları doğurdu.
12 eylül karanlık bir gündür. 12 eylül'den önce bir anarşi ortamının ülkede hakim bulunduğu doğrudur ve bunun bir şekilde sona erdirilmesi gerekiyordu ancak darbe sonrası herşeyin neşter atılmış gibi sona ermesi olayların bilinçli şekilde bitirilmediğinin kanıtıdır. ayrıca ''our boys'' tamlamasınıda burada unutmamak gerek. 12 eylül'ün dış kaynaklı olduğu günümüzde artık bilinen birşey. Bununla birlikte günümüzde çok etkin olan yeşil kuşak olarak adlandırılan islamcı dalga bu darbeyle aşırı derecede güçlenmiştir. darbe sonrası ortaya çıkan apolitik ve hiçbirşeyi umursamayan herşeye pragmatist biçimde bakan yeni bir nesil ortaya çıktı ve günümüzde bunun sıkıntıları her anlamda kendini gösteriyor. o günlerden bugünlere geldik. bu karagün umarım gelcekte sağlanacak kimi başarılarla unutulur diye umuyorum ama fazlasıyla iyimserim.
edit:çok klasik oldu ancak bu gerçekleri tekrar hatırlatmakda fayda var diye düşündüm.
türk insanının ultrasonu olan tarih. osmanlıdan kalma alışkanlığı ile türk insanında bir güce tapınma olayı vardır. işte bu tarih türk insanının kime tapacağının en güzel göstergesi olmuştur.
türkiye'yi alıp 1980'den 1920'ye götüren darbenin yapıldığı tarihtir. birde göğsünü kabarta kabarta oturdu ya cumhurbaşkanlığı koltuğunda ismini vermek istemediğim kişi. ya sabır, ya sabır.
şimdi ölmekten beter bir halde sanırım. ya da öldü onu da bilmiyorum ama yaşıyorsa da en azından benim emeğim karşılığında boğazından bir damla su, bir lokma ekmek geçiyorsa haram zıkkım olsun diyorum.