24 ocak kararları esasen herşeyin özetidir. serbest piyasa ekonomisinin önündeki en büyük ve tek engel sol'un yükleşidir ve abd için serbest piyasa ekonomisi türkiye için hayati önemdedir. turgut özal ise en büyük maşasıdır bu işin. zaten darbe hükümetinde de yer almıştır. yani bugünün erdoğan'ın yücelte yücelte bitiremediği özal darbe hükümetinin bakanlarından biriydi! bugün aynı erdoğan 12 eylül'e de karşı duruyor güya!
bir de siyasi sonuçları var elbet 12 eylül'ün. bunu da bugüne bakarsak görürüz; özal, fethullah gülen, gül, erdoğan. 12 eylül'den yakınıyor gibi gözüken bu cenah darbenin ürünleridir aslında. ondandır ki zaten halen 12 eylül yasalarının bazılarını ne pahasına olursa olsun değiştirmiyorlar!
tabi bir de toplumsal etkileri var 12 eylül'ün. okumayan, düşünmeyen, korkan, muhafazakarlaşan, anlamadan seyreden, düşünmeden gülen, üretmeden tüketen bir toplum üremiştir 12 eylül'den sonra.
ordunun olaya el atmasıdır. bugünlerin bir nevi temelidir aslında ve asosyal, sessiz, suskun, hiç bir şeye itiraz etmeyen/edemeyen ve hatta fikrini dahi söyleyemeyen bir nesil yetişti. ve artı olarak bugün 50-55 yaş aralığında bulunan ve bu toprakların şu an en çok faydalanacağı bir nesli köreltmiştir. büyük çoğunluğu gittikleri fakülteleri, üniversiteleri bitirememiş ya da zorunlu olarak bırakmış ve en verimli olacakları dönemleri heba etmişlerdir. (abimden biliyorum)*
fakat o dönemi bilmeyenler için şunu belirtmekte fayda var; siyasi erbabın da bu işte büyük bir bok yemesi ve basiretsizliği vardır.
ama biz öyle bir milletiz ki, o dönemin basiretsiz siyasetçilerini daha sonra cumhurbaşkanı yapmışız, tıpkı darbeci cunta liderini yaptığımız gibi.
selamlar türkiye, bir gün umarım yüzün aydınlık ve müreffeh olur.
ulkemize askeri mudahelenin yapildigi gun. darbe gunu. turk insanina yapilmis en acikli darbe. dusunceye yapilan darbe gunu. genclik harekatlarina yapilan darbe gunu. ulkeyi sozde refaha kavusturma gunu. elbetteki bunu sadece kenan evren ve muritleri planlamadi. zannimca kenan evren, o -asmayalim da besleyelim mi diyen- dik duruslu adam da piyondu.
ulkemizin durumu iyi degildi evet. genclerin kani kayniyordu. ulkede inanilmaz buyuk oyunlar oynamak istiyorlardi. kimileri anarsizm kimileri komunizm kimileri de fasizmin ulkeyi refaha erdirecek yegane unsur olarak goruyordu. yani boyle dusunuyorlardi. dusunmek. en fazla ne kadar kotu olabilir? cezasi idam mi olmaliydi?
bakiniz sagci yada solcu en azindindan sonu -ci -cu ile biten bir dusence akimina mensup olmak suc degildir ama o yillarda yuzlerce insanin idam edilmesi -sirf dusunce ozgurlugunden dolayi- tam bir yavsakliktir. asil yavsaklik, hala o darbe zihniyetini tasimak ve savunmaktir. 32 sene gecti aradan. turkiye o zor gunleri henuz yeni atlatti. yine ayni pislikligin yasanmasini arzulamak ne kadar kustahca. siz turk degil misiniz?
ayip ulan. ayip.
son bir not da dusmek istiyorum; vatan sevgisi imandandir. bu hadisi de unutmamak gerek.
bir çok insanı işsiz bırakan darbe. bir babanne anlatıyor;
ortalık karışıktı her gün uçaklar alçaktan uçardı, camlar titrerdi. yine o sabah kalktım işe gidecem. 5 aydır karayolları müdürlüğünde çalısıyordum. gencim o zamanlar çekmişim fönleri elim de ojeler saçlar böyle. zöldür zöldür gidiyorum işe. karşıma bir asker çıktı.
- nereye gidiyorsun?
+ işe gidiyorum
- ne işi bacım görmüyomusun bak etrafına dolmuş falan var mı? hükümet devrildi.
eve döndüm. durun dedim çocuklara. baban ya 4'e ya 5'e gidiyordu. deden zaten yeni kalkmış. telivizyonu açtık kenan evren nutuk çekiyodu. kapattık televizyonu öyle oturuyoruz dışarda asker kaynıyordu. neyse sonraki günler de biraz daha sakinleşti ortalık işe gittim. herkesin suratı düşük soğuk bi hava var. müdür seni çağırıyor dediler gittim odasına.
bir sürü soru sordu. kaç çocuğun var işe nasıl girdin baya soru sordu.
- arifi tanıyormusun?
+ üvey kardeşim.
böyle herşeyimi tek tek sorunca yavaş yavaş jeton düşmeye başladı benim. arif dayın solcuydu. örgütün adını hatırlamıyorum şimdi eylemlere katılmış bunların başlarından direk emir alan, örgütte önemli bi adam. sonradan anlattı bana adam dövmüş, öldürülen insanlara şait olmuş çok şey bilen biriymiş.
- muhbir misin sen?
+ ne muhbiri muhbir ne demek?
o zamanlar ben muhbirin anlamını bilmiyorum. sordum iki taraflı çalışan casus gibi birşeymiş. ben böyle salağı oynayınca adam benden iyice şüphelenmiş olacak ki iyice sıkıştırmaya başladı.
- o kartı niye sola taktın?
+ sağ elimle taktığım için.
ne bileyim iş yerinde herkes sağa takarmış yaka kartını. şaşkın şaşkın odadan çıktım. gülseren yengeni bilirsin orada çalışıyordu o da bana kaş göz yaptı yanına gittim. kartı sağa takmamı söyledi öyle yaptım. işim gereği bütün gelen işçiler yada işi olanlar ilk bana gelirdi kayıt yaptırırdı. herkes tip tip bana bakıyordu. aradan bir kaç gün geçti müdür tekrar beni odasına çağırdı. ben işe torpille girmiştim ama torpilin nerden olduğunu bilmiyordum. meğerse müdür sağcıymış.
- senin bütün sülalen solcu. işe de soldan bulduğun torpille girmişsin. işine son verdim.
iki çocuğum var kocam yeni iflas etti desemde dinlemez tabi. sinir krizleri geçirdim, parasızlık ve o dönemde işsizlik zaten ortalık karışık.
O dönem de sadece kara yollarından bine yakın memur çıkarıldı. bin ocak söndü.
Amerika'nın 'bizim çocuklarının'yaptığı, faşist zorba bi darbedir(hoş darbenin zorba olmayanıda yokturda), Türkiye'de solun üzerinden silindir gibi geçmiştir. O dönemden bugüne hatıra, bize ayrılıkçı terör kalmıştır, o dönemden hatıra islami hareketler kalmıştır, o dönemden hatıra zorunlu din dersleri kalmıştır, o dönemden bize hatıra andımız kalmıştır. teşekkürler Kenan Evren(!)
-ve hala daha kurtarılacak vatanvar çünkü komünisti-ülkücüsü vatanıseviyoruz bunun için yaptık dediler -yine kurtarılıcak vatan sayın seyirciler!!!
-ve hala daha!!!
türkiye cumhuriyetinin utanç tarihlernden biridir. ne oldu 12 eylülde. ne geçti bu ülkenin gençlerinin aklından, neyi kimden kurtarmaya çalıştılar. ve yıllar sonra gidin o dönemin sıkı solcularına, ülkücülerine sorun. neydi davanız? size verecekleri tek cevap: kullanıldıkk olacaktır.
geldiler, birimize sağ dediler birimize sol dediler ve bölündük, anadolu'dan gelen temiz aile çocukları eğitimci olmak gariban ana babasına faydalı olmak için girdiği öğretmen enstitülerinin önlerinde can verdiler.
nasıl bir ortamdı ki toplumun herkesimi fazlası ile politize olmuştu. hatta kamu hizmeti sunarken tarafsız olmak zorunda olan polisler bile pol-bir pol-sen gibi gruplara ayrılmıştı. ülkücü milliyetçi gençliğe kamplarda eğitim veren ülkücü subaylar, halk orduları dalga dalga geliyor komprodarlara karşı savaşmak için devrim anını bekleyen solcu binbaşılar... velhasılı kelam olmaması gerektiğinden fazla politikanın dipsiz kuyularında bölünmüş bir halk... ve kaçınılmaz son, utanç tablosu..darbe!
babası eski bir ülkücü militan olan bir arkadaşınız olarak şu günümüzde devrim, halk kurtuluşu bilmem ne emperyalizmi savaşçılığına soyunmadan evvel, sağcı ve ya solcu kökenden gelen birine danışın, sorun anlatsınlar nasıl da kullanıldıklarını. nasılda yok yere lan döktüklerini, gençliklerini hapishane köşelerinde tüketmenin pişmanlığını gözlerinden okursunuz zaten.
sonra ila-yı kelimatullahı yayacağız deyip her türlü pisliğe bulaşmaktan geri durmayan kendini milliyetçi olarak tanımlayan kardeşlerim, sizlerde gidin sorun. anlatsınlar.
bir 12 eylül mağduru olan babamın bir sözü;
--spoiler--
görevliler görevini yapmazsa, görevsizler kendini görevli addeder... ve sonrası işkence, kan ve kaybolan yıllar. boş, hepsi boş...
--spoiler--
işte bu oldu 12 eylülde. görevinin bilincinde olmayan siyaset, pusuda bekleyen darbe meraklıları, yarını olmadığı halde politize olmuş gençlik, rus emperyalizmi ithalatçısı devrimci gençlik ve turan sevdalısı ülkücü gençlik... boşluklar yığını...
12 eylülde bu toprağın özü olan ülkücü hareket ve milletin sinesinden gelen ülkücüleri yargılayanlar aslında Türk milletini mahkum etmiştir. Mekanları cennet olsun.