kıyılar hayır, diğer yerlerin hepsi hayır. tunceli dışında. recep tayyip erdoğan, az önce konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. herkese teşekkür etti.
Türkiyenin boku yediği referandumdur. 12 eylülde 2. kez sikilmek, 2. kez darbe yemek ama bu sefer milli irade kılıfıyla türkiyenin sikilmesidir. kimse ağlamasın şu saatten sonra "açız, işimiz yok, gücümüz yok, nerde bu adalet, nerde bu devlet" diye. verdiği kömürleri yersiniz artık... adam 1 saattir bas bas bağırıyo televizyonda, deniz aşırı yerdeki kişilere teşekkür edip 13 eylül milat(!) olacak diyor... evet çıkmadan önce hayırcılara darbeci diyip sonra kollarını(!) açmasına girmiyorum bile...
1. bu ülkede sosyal devlet anlayışı, aşevi açmak ve kömür dağıtmaktan ibaretse, o zaman düşünmek lazımdır derin derin. çünkü o insanlar seçememeye orada alışıyorlar, sana aşevinden sunulan kuru fasulyeyse onu yemekle yetinmelisin, aksi halde aç kalrısın, birisi taze fasulye mi dedi?
2. 26 soruya tek cevap verebilecek bir dahi tanımıyorum, bunu ancak aptallar başarabilir(ben de bir aptalım, yada beni duruşumu tek cevap üzerinden değerlendirmek isteyen sistem)
3. bu ülkede savaş çıkarsa asker savaşır, okul yapılırsa öğretmen atanır -öğretmen eğitimi verir-, müsabaka olursa sporcu yarışır. peki bunun hepsini bir arada kim yapabilir?
"Günümüzde, en büyük sorun, aptalalrın kendilerinden son derece emin, zekilerin ise sürekli şüphe içinde olmalarıdır. Bertrand Russell
tabi ki kendisinden emin olanlar! bu ülkede anayasa değişecekse, anayasa eğitimi almamış halk değil! anayasa eğitimi almış profesyonel kişilerin karar vermesi gereklidir.
4. ben bu insanların aptal olduğu sonucuna seçimlerden sonra ulaşmam! çünkü o sonuca seçimler sonrası varan insanlar, kuyruk acısı ve faşizm duygularıyla saldırır! benim gibi düşünmüyor bu! o zaman aptal...
bu insanlar hala aristo genellemeleriyle hareket ediyorsa, aptal demek için seçimleri beklemeye ne hacet? çünkü onların zahmet etmesine gerek yok, kendileri için düşünenler, kişi başına düşen milli gelirini arttıranlar, eşekten inip ata binenler, attan düşüp gemiciğe binenler var zaten.
pişt hayır'cılar!!
gergin miyiz?
yine ayarsız sinirli entriler ve iletiler mi girdik/giriyoruz?
referandumun bünyemizden çıkan tek sonucunun sadece bu olmasına dikkat edebildik mi?
bizim bilinçsizliğimizin, yine bizi yine beklemediğimiz bir yere götürdüğünü görebiliyor muyuz?
bir şey görebiliyor muyuz?
bir şey göremiyor olmak hoş mu?
yok yeaav, bu entriyi kendime yazıyorum. ama ortak noktalarımız çıkabilir. gaza gelmeyin ve %60'ı suçlamayın, der bu eşek kardeşiniz. kendime de öyle diyorum. bu benim ülkem/başbakanım/halkım değil-olamaz ağlamaları bizi bir yere götürmedi daha önce. götürmeyecek. eğer en doğru kararı verecek kadar yetkin olduğumuzu düşünüyorsak, bu baktıkça içimizi kahreden tablonun sorumluluğu ve sonuçları bize ait olmalıdır. bu noktada siz salaklar demenin bir anlamı yok. ve sorumlu olduğumuz şeyi boşta bıraktık diye ağlamamalıyız/ ağlayamayız.
ya bir senemiz var, diye düşünebiliriz.
ya bir dönem daha akp'ye hazırlayabiliriz kendimizi.
ya da ayarsız sinirli entrilerle boşalabiliriz.
"Cahil bir toplum, özgür bırakılıp kendine seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder. Cahil toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır! Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!" Nietzsche
postal severlerin bir kere daha halk tokadı yedikleri , cumhuriyetin ve demokrasinin kazandığı referandum olmuştur.
şu sözlükte dolaşan darbecilerin feryatlarını iyi dinleyiniz , bu gece sabaha kadar dinmeyecektir bu ağlayışlar. belki bir kaç gün daha sürer... ama er geç çarklar yerine oturacaktır.
damgayı hayır seçeneğine basanlar için açık bir şekilde mağlubiyetle sonuçlanmış olan "referandum"dur. önümüzdeki seçimler için ise iyi sinyaller verdi bana. neden mi?
mhp'nin ve chp'nin tabanından da evet oyu aldığını bildiğimiz akp %58'lik bir evet oranı yakaladı. akp'nin tabanından en fazla %1 ya da %2 hayır oyu kullanmıştır. belki o kadar bile yok. 2007 seçimlerinde mhp + chp'nin oy oranı %35 ediyordu. bdp de toplamda %7-8 gibi bir oranı tutturmuştu. dp'nin aldığı %6'lık oranı da hesaba katmak gerekir.
bu 2007 seçimlerinden seçimlerden yola çıkarsak referandumdan çıkan %42'lik hayır oranının en az %32-33'lik bölümünün chp seçmeni olduğuna inanıyorum. mhp'nin tabanının büyük bölümünün evet oyu verdiğini tahmin etmek için dahi olmaya gerek yok. bu ne demektir? geçen seçim iki partinin toplamda yakaladığı oy oranını chp tek başına yakalamış, hadi yakalamasa da çok yaklaşmış demektir. bunun üstüne mhp'nin en az %13-14'lük, dp'nin %3-4'lük, bağımsızların * %7-8'lik ve diğerlerinin de %5'e yaklaşan oy oranını da koyarsak toplamda aşağı yukarı %60-65 arası bir oy oranı ediyor ki bu da bize akp'nin %47'den oldukça uzak olduğunu gösteriyor.
2009 yerel seçimlerinin sonuçlarını, yani akp'nin oy oranındaki düşüşü ve diğer partilerdeki * artışı da göz önüne alırsak:
sonucun evet çıkmasıyla chp'lilerin ne zaman çıkıp kömür ve makarna karşılığında verilen oylardan ve çöplerden çıkan hayır oylarından bahsedeceğini merak ettiğim oylama.
Bizde gurur var hayır dedik şeref var Atatürkçüyüz dedik, sizde haysiyet ve gurur yok evet dediniz şeref yok tayyip erdoğancıyız dediniz.işte 12 Eylül 2010 Anayasa referandumunun özeti.
yök kanununda değişiklik yapılmadığı için hayır veriyorum diyenler vardı. hala televizyonlarda bazı basın mensupları aynı salakça lafı söyleyerek halkı kandıracaklarını zannediyorlar. 2003'de anayasanın 130, 131 ve 132. maddesi değiştirilecekti. bu kanunlar yök yasaları olarak bilinir. fakat özellikle üniversiteye girişte imam hatiplilere fırsat tanıyacak bahanesiyle bu anayasa değişikliğine sıkı muhalefet yapılmıştı. imam hatipliler düzenlemesi çıkarıldığı halde üniversitelerin özerkliği kaybolacak meb'e bağlanacak diye karşı çıkıldı. dönemin genelkurmay 2. başkanı ilker başbuğ sert açıklamalar yaptı.
o zamanlar yök'ün olmasını savunanlar yök'te yaşanan güç kaybı neticesi şimdi yök'ten rahatsızlar. insanlar şerefli ve onurlu olmalı. iktidar değiştikçe fikirleri değişmemeli. zamanın ahmet necdet sezer'i yök'ü seçiyor diye savunanlar şimdi azılı yök düşmanı oldular. buna özetle ben şerefsizlik diyorum. dün iyiydi de bugün mü yök kötü. biz o zaman da kötü dedik kimse oralı olmadı. şimdi de benim pek umurumda değil. benim umurumda olacağı zamanı bekleyiniz.
noldu lan birbirimize düştük daha ilk günden. bu orospu çocuğu, şu göt, bu yarrak, o amcık. onu bunu bilmem ama bize şunu hatırlatmış olan bir halk oylamasıdır; bomba bir milletiz.
