2011 avrupa basketbol şampiyonası için beklenene yakın bir kadronun çağırıldığı milli takımımızdır. sadece cenk akyol yerine birkan batuk belki düşünülebilirdi ama cenk akyol işte ne kadar sevmesem de hala bir gıdım kredisi var. tutku açık içinse bence en iyisi çağırmamak derim. küçük takımların büyük oyuncusu olabilir ancak. bu laftan galatasaray'lılar alınmaz umarım ama birinci sınıf takımın guardı birinci sınıf oyuncu olmalı ki tutku 2. sınıf bir oyuncu bile değil.
avrupa şampiyonası kadrosu eskiden farklı bir şekilde 12 değil 14 oyuncudan oluşacak. Bu sakatlıklar için iyi bir çözüm. sonunda akıl edebildi bunu fiba. neyse tek tek pozisyonlara göre oluşturacak olursak takımı şöyle olacaktır muhtemelen:
1 numaralar
kerem tunçeri(32, 1,90): fazla söze gerek yok. bu takımın 1.guardı kendisi. harika bir sezon geçirdi.
barış ermiş(26, 1,94): potansiyelinin çok altında kalmış bir oyuncu. efes pilsen altyapısındayken daha iyi yerlere geleceği düşünülüyordu fakat olmadı. yine de kalıplı savunması iyi bir guard. orhun ene de çok tutuyor kendisini. muhtemelen takımda yer bulacaktır.
ender arslan(28, 1,88): çok kötü bir sezon geçirdi. üçüncü guard olmak için doğuş balbay'la kapışacak ama ben kadroya ender arslan'ın gireceğini düşünüyorum. ender arslan'ı aday kadroya çağırıp 2 ay sonunda kapıyı gösteremez henüz türkiye'de kimse. ayrıca ne kadar dengesiz de olsa, ender bu kıçından başından bir yerinden çıkarır en kritik anda sayı bulur.
2 ve 3 numaralar
ömer onan(33, 1,93): 30'undan sonra şutör olan harika bir savunmacıdan bahsediyoruz. 2 numaradaki ve ilk 5'teki yeri garanti.
sinan güler(28, 1,92): efes'te bir türlü istenilen süreleri alamasa da takımın kemik oyuncularından biri. onun da kadroda yer alacağı kesin.
hidayet türkoğlu(32, 2,06): pek fazla söze gerek yok. ilk 5 oyuncusu.
emir preldzic(24, 2,05): takıma gelmesi bazı maçlarda takımı bir gömlek iyi hale getirecektir. kafasını maça verdiğinde harika bir oyuncu. hidayeti ve zaman zaman da kerem'i bile dinlendirecektir.
cenk akyol(24, 1,97): seni hiç sevmiyorum süt oğlan. belki bu son şansın kariyerin için. bir şekilde değerlendirebilceğini umuyorum sadece. pek ihtimal vermesem de... 12 kişilik kadroda yer alamayacaktır muhtemelen ama 14 kişilik kadroya girecektir kendisi.
4 ve 5 numaralar
ersan ilyasova(24, 2,08): 4 numarada ilk 5'teki yeri dünden hazır.
oğuz savaş(24, 2,13): hep beklentilerin altında kaldı. zamanında bizim de bir sabonis'imiz olacak diye seviniyorduk. sabonis'ten 2-3 gömlek aşağıda olsa da bu takımda ona 15-20 dakikalık süre hep var.
ömer aşık(25, 2,13): kendisinin ilk 5'teki yeri hazır. buyursun gelsin oynasın, smaçları blokları koysun. biz de keyiflenelim.
kerem gönlüm(34, 2,08): yine harika bir sezon çıkardı. ömer onan gibi yaşlandıkça oyunu gelişiyor.
enes kanter(19, 2,11): hoşgeldin paşam. umarım hatırladığımız enes gibi olursun. ilk 5 başlamasa da enes iyi oyuncudur. büyük oyuncu olma potansiyeli ise fazlasıyla vardır. ama unutmasın burası avrupa! işler ncaa bebeleriyle oynamaya benzemiyor.
furkan aldemir(20, 2,08): ilk 12'de yer bulamasa da ilk 14 içinde yer alacaktır. yeni kerem gönlüm olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.
tabi ki milli maça çıkıp bir ülkenin bütün yükünü omuzlarına alıp oynamak çok kolay olduğundan çok kızdığım adamlardır. çok kolay bu işler yea...
ulan futbol milli takımına kız, ne desen haklısın. ama kötü bir turnuva geçirdiler diye bir takıma bu kadar da gülünmez. ulan, basketbol dışında hangi spor yüzümüzü güldürürdü bizim? bu ülkede hangi spora destek verildi ki başarı bekliyorsunuz karşılığında?
kaç okulunuzda basketbol sahası var. koyarlarsa bir tane pota koyarlar, sahayı da otopark veya futbol sahası olarak kullandıklarından ötürü o pota kullanılmaz. bazen kırılır, değiştirilmez. varsa kolejlerde vardır basketbol pota/sahası. çocuklarını buna yönlendirmezsen ne başarısı bekliyorsun? yani başka ülkeden örnek vermek en sevmediğim şey ama, amerika' da banliyöde çocuklu her evde basket potası var. şehirde neredeyse her sokakta bir basket sahası var. okullarda pota var, varoğluvar. e şimdi bu spor amerika' da gelişmeyecek de gelip türkiye' de mi gelişecek. sonra neymiş efendim, balon adammış bunlar, seyircisinin olmadığı boruları ötmüyormuş. milli takıma çıkaracak adam yok ki. kırk yaşına gelmiş hidayete zorluyoruz hâlâ, biri sakatlandı mı yerini dolduracak ikinci bir kişi yok.
basketbol ligini kaç kişi takip ediyor? futbolda dönen para malum. öyle ki, büyük takımların dünya klasmanında ortanın üstü sayılabilecek yabancı oyunculara verdikleri parayla basketbol liginde takım satın alınır. alt sıralardan iki üç tane bile alırsın, o derece. tamam saçma olacak ama, şimdi fenerbahçe galatasaray futbol takımlarına bir oyuncu eksik alıp da o parayı baskete yatırsa çok mu bir şey kaybedecek?
bu zencilere basket geni aşılamadılar ya... bunlar çocukken yönlendirildiği için böyle oluyor, biz zaten spor düşmanı bir milletiz. futbolu, basketbolu iyi oynayanı bile mühendis olsun diye üniversiteye yolluyoruz, nerede kalmış tenis, atletizm vs... o yüzden, siz bu milletin o ya da bu şekilde biraz başarı gösterebilmiş bir basketbol takımı çıkarabildiğine şükredelim. balon adammış...
nazar değmesin önüne geleni indiren takımdır. Üstelik hiç bir galibiyetten sonra kimse kendini imparator falan ilan etmemiş ve basketbolculardan artist artist konuşmalar dinlememişizdir. Helal olsun size, hem mücadelenizle hem beyfendiliğinizle.
televizyondaki bilimum reklamlarda potalara uçan, nba'da bile görülmeyen smaçları basan, bir potadan öbür potaya üçlük çakan, lebron james'e basketbol dersi vermeye hazır bir güvenle toplaşıp objektiflere poz veren adamlar. milli takımımız.
reklamlarda böyle umutlandırıp, şampiyonada ülkeyi hüzne boğan bir profile sahiptirler. maalesef.
imaj hiçbir şeydir adam adama savunma her şey diyorum. tv deki performansın yarısını da keşke sahada gösterseniz hani fena olmazdı diyorum. serbest atış çalışmayı ihmal etmeyin diyorum.
saygılarımı sunuyorum.
edit: bu entry feci şekilde götüme girmek üzere. içimde amansız bi korku.