--spoiler--
mevzu elemanın suçlu oluşunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanamıyor oluşudur. yoksa zaten henry fonda abimiz de "bu çocuk kesin suçsuz" dememiştir, ama "kesin suçlu diyemeden de idama gönderemeyiz" kaygısı gütmüştür o daral ortamda.
--spoiler--
Filmin konusu çocuğun suçsuz olduğunun ispatı üzerine değildir. Herşey ortadaymış gibi görünen durumlarda dahi yanılma ihtimalinin olduğu anlatılıyor. Filmde çocuk suçlu bulunursa idam edilecektir. Bütün deliller çocuğun suçlu olduğunu gösterse de herşeyin bi mantıklı açıklaması olabileceğini gördük. Film bitince çocuk idamdan kurtuldu diye sevinmedik, önyargıların yikilabilecegini gördüğümüz için sevindik.
Çocuk bal gibi suçluydu amk. bizim herif farklı bir şeyler yapacağım diye sırf ihtimaller üzerinden olan bir şeyi olmamış gibi gösterdi. ne yani sırf ben hayatı boyunca dedemin yanında durup tanık olmadım diye dedeme gay olabilirmiş gibi şüpheci mi davranmalıyım?
O çocuk suçluydu arkadaş. o şimdi aramızda.
--spoiler--
film esnasında jüriden birinin gaza gelip "lan bırak laf salatasını herif işte bu bıçakla öldürdü!" diye feveran ederek mahkemede suç aleti olan bıçağın herhangi bir dükkandan kolayca bulunup alınmış aynısını esas suç aleti sanarak masaya saplaması
--spoiler--
gibi bu konuda şüphe uyandıran anekdotlar geçmektedir. ama film kesin bir hüküm vermemekte, aksine hüküm verilemediğini o yüzden sırf şüphe ile elemanın idam edilemeyeceğini vurgulamaktadır.
--spoiler--
filmin gidişatından anlaşıldığı kadarıyla itin kopuğun tekidir. ama o cinayeti işleyip işlemediği konusu mahkemedeki tanıklıklar ve "delil"lere göre son derece netameli olduğundan "tamam, o yapmıştır" denilememektedir.
--spoiler--