sporda en çok karşılaştığım şey antrenörlük belgesini alan hocaların, öğrencilerini çalıştırmak yerine işi ticarete dökmeye çalışmalarıydı. ve beden eğitimi öğretmenlerinin de gerçekten birer sporcu gibi davrandıklarını hiç görmedim. badmintonda sayı kaçırmayan birini yanına çağırıp da, bak sen iyisin bir yere git falan filan diye önerilerde bulunduklarını görmedim. ne bana, ne başkasına. türkiyede varsa yoksa futbol. bir de kızların erkekleri etkilemek için ilgilendikleri futbol var. * küfürlerin havalarda uçuştuğu. neyse.. türkiyede erkekler için futbol, kızlar için voleybol. özünde bu. ama bunlarda bile başarılı değiliz. tamam voleybolu anlıyorum, ilk maçta çok iyi ve tecrübeli bir takımla çıktılar. ama futbolu anlamam. futbolun bu kadar ilgi gördüğü bir ülkede, nasıl olur da maçlar sadece fenerbahçe-galatasaray üzerinden yürür? çok nadir var futbolu gerçekten bir spor olduğu için takip eden insan.
sporu gösteriş için yapan kızlarımız, kızları etkilemek için yapan erkeklerimiz var. işte bu yüzden 114 sporcuyla 5 madalya alıyoruz.
O kadar da karamsar olunmaması gereken durumdur. Zira sporcularımızın çoğunun genç ve tecrübesiz olduğunu göz önüne alırsak bu organizasyon uzun vadede düşünüldüğünde bize çok artılar kazandırmıştır.